Bir tarafta Batılı tüketiciler için inşa edilmiş otobiyografiler, romanlar var; diğer tarafta ninelerimizin yaşadığı göç, gurbet, sürgün hikâyeleri… Ve her birinin kadın kahramanları… Onlar hep kendilerini anlatmaya niyet etti ama hiçbir zaman anlatılan sadece kendi hikâyeleri olmadı. Devreye giren imajlar savaşında, hikâyeleri muktedir olanların elinde şekillendi.
Fatma Barbarosoğlu, Pierre Loti'ye Bezgin Kadınlar romanını sipariş veren iki kız kardeşin hikâyesini, onların uzun süre Avrupa basınının gündeminden neden düşmediğini kaleme alıyor: Peki anlatılan kimin hikâyesiydi?
Doğulu müslüman kadınların bizzat kendilerinin kaleme aldığı otobiyografi ve anılarının, Batı yayın piyasasında nasıl çok sattığını Nazife Şişman Nihayet okurları için yazıyor: “Müslüman kadının hikâyesi”ni pazarlamak.
Nihayet Dergi için yazdılar:
Ümit Meriç, Fatma Aliye'nin kızı Rahibe İsmet
Cihan Aktaş, Azade-Aziyade
Büyükannelerini anlattılar:
Sibel Eraslan, Hicretin kızları büyükannelerim
Ayça Örer, Pencereden kar geliyor
Doğulu kimliklerini geride bırakıp Batılı olduklarını ispat etmeye çalışan kadınları Beyza Karakaya yazıyor: Batılıların beynine yerleştirilen çip: Ezilmiş Müslüman kadın
Hilal Görgün, Batıda göçmen müslüman kadınlar üzerinde uygulanan formel, örtük şiddeti yazdı: Müslüman kadın kendi adına konuşabilir mi?
Gökhan Duman Avrupa'nın türlü fabrikalarında çok ağır işlerde çalışıp ömür çürüten kadınları yazdı: Ayna hatıra gözler ve sevmek
Münire Daniş, Hala Sultan
Özgen Felek, Göçmen Çiçekler
Rümeysa Şişman, “Ezilen” Müslüman kadın imajı, “terörist/ev hanımı” ile yer mi değiştiriyor?
Hayriye Erçetin, Dışarıdan bir göz içeriden bir hikâye: Demetra Vaka
Kübra Kuruali Yaşar, Postmodern bir köle: Fahire Kara
Ayrıca;
Sema Babuşçu, Eyledim uşşaka onu yadigâr
Fatma Tunç Yaşar, Ladies First: Erkekler yarım adım önden
Betül Yeşil Çelik, Ah Maslow sen bana neler ettin?
Aybala Hilal Yüksel, Örtük İslam karşıtlığı
Süveyda Aktürk, Korsenin aşırı sıkıcı ve mahram tarihi
Emine Batar, Ağacın ölümü
Selcen Yüksel Arvas, Ev Opis
Feride İkbal, Ceylan
Ahmet Uysal, Yeni şehrim Nevşehir
Ve Mustafa Özel romanlar üzerinden çağı okumaya devam ediyor.