Günümüz mimarları arasında önemli bir yere sahip olan Dr. Sinan Genim, dünya mimarisinde tanınabilmemiz için İstanbul Havalimanı’nın iyi bir fırsat olduğunu söyledi. Yapılan her yeniliği eleştirenlere cevabı zamanın vereceğini de ifade eden Genim, “Eleştiren kişiler insan sevmeyenler. Yapıların varlığı insan yaşantısıyla olur. Yoksa taşı toprağı ne yapalım biz? İnsana bir fayda doğurmuyorsa hayatını zenginleştiremiyor ise mekanların ne faydası var?” dedi.
Çağdaş Türk mimarisinin önemli ve etkin temsilcilerinden olan mimar Dr. Sinan Genim, Karaköy Fransız Geçidi, Tepebaşı Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Galatasaray Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi gibi projelerle şehre imzasını atan biri.
Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçük Su Kasrı gibi sayısız tarihi yapılayı restore eden Genim, en son Beyoğlu'nun önemli tarihi yapılarından Narmanlı Han'ın restorasyonu ile gündemdeydi.
Yeni havalimanı ile mimari eserler hakkında konuşan Genim, İstanbul Havalimanı'nın dünya mimarisinde tanınmamız için iyi bir fırsat olduğunu söyledi.
Mekân düzenlemesidir insanı adam eden
“İnsanlar yapıların yapıldığı yerleri eleştirir kimse mimarinin farkında olmaz. Bir kesim insan var hiçbir şey yapılmasın istiyorlar. Hiçbir şey yapılmadan bir şey olabilir mi?” diyen Genim,
Mekan düzenlemesidir insanı adam eden. Biz niye diyoruz şehirlerimizi adam edelim diye. Eleştirenlere cevabı zaman verecek” şeklinde konuştu.
Dünyaya eski mimari yapılarımızı sunuyoruz
Dünya gündeminde şu an mimari olarak İstanbul Havalimanı olduğunu söyleyen Genim, “Bunun dışında baktığımızda yeni denecek bir yapı var mı? Sultanahmet, Süleymaniye, Ayasofya… Hep eskiler sayılıyor. Bunca yıldır İstanbul’da dünya literatürüne giren yeni bir yapı yok. 80 milyonluk nüfusa sahip dünyanın 17. en büyük ekonomisine sahip bir ülkenin dünyaya sunduğu mimarlık eserlerinin hala eski yapılar olması çok acı. Yeni yapılara ihtiyacımız var” diyerek devam etti:
- “Yeni havalimanının dünya mimarisinde tanınmamız için iyi bir fırsat. 200 milyon kişinin geleceği söyleniyor. Bunların yüzde 75’i yabancı nüfus olsa Türkiye’nin prestijini artırır. Türkiye farkındalığını böylece belli etmiş olacak. Sadece mimari açıdan değil hizmet açısından da farkındalık sağlayacak. Kötü havalimanından gelen bir insan burada pırıl pırıl karşılanır. Kolayca bir yere ulaşabilir. Kolayca transfer olabilir ya da rahatça alışveriş yapabilir. Türkiye hakkında kafasında bir ön yargısı varsa bu bile havalimanına geldiğinde fikri değişir.”
Kapatılacak olan Atatürk Havalimanı’nın da fonksiyonlarını kaybetmeden yaşanır bir yer olarak hizmet verecek olmasının doğru bir karar olduğuna değinen Genim, Türkiye’nin ilk hava meydanının da böylece varlığını sürdürecek olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Gelenekselden esinlenmek gerekiyor
Yeni havalimanının mimarisinin hoşuna gittiğini belirten Genim, “Henüz görmedim, içini de gezemedim ama başarılı oldu. Gerekliydi. Yapılması gereken bir işti. Allah razı olsun. Türk mimarlarının, tasarımcılarının, müteahhitlerinin böyle başarılı bir iş yapması övünç verici” diyerek Yeni havalimanının tasarımında yer alan geleneksel motifler ile ilgili ise şunları söyledi:
Tamamen farklı ama onu anımsatan, izler taşıyan işler yapmak gerekiyor. Bu da kolay bir iş değildir. Araştırmak, çalışmak, uzun bir emek vermek gerekli. Kopya işlerin tüm dünyada hiçbir değeri yoktur. Bu yüzden var olan değerlerimiz üzerinde çalışıp onları çağdaş yorumlar haline getirmemiz lazım.”
Böylesine bir kültürel birikimden hiç vazgeçilir mi?
16. veya 17. yüzyıl motiflerinin aynısını yapmanın sanat değil zanaat olduğunu söyleyen Genim, “Onda da ne kadar başarılıyız tartışılır. Tamam, gelenekselden vazgeçilmemeli. Böylesine bir kültürel birikimden hiç vazgeçilir mi? Ondan esinlenerek, ondan faydalanarak, ondan ders çıkartarak önümüzdeki yüzyıllara hitap edecek işler yapmalıyız. Dünya standartlarını yakalamak için kendi kültürümüzden beslenmeliyiz” dedi.
- Kendi kültürümüzden beslendiğimiz gibi inancımızdan da beslenmemiz gerektiğine inan Genim, “Cumhuriyet sonrası Türk mimarları özgünleşememişlerdir. Çünkü Kur’an-ı Kerimi yetirince bilmiyorlar. Birçok insanda ben Müslümanım diyor ama Kur’an-ı Kerim’in gerekliliklerini yerine getirmiyor. Sıkıntılarımız var zaten görülüyor. Politikada, mimaride, günlük hayatta kim yerine getiriyor ki? Bir mimarın doğru hizmet edebilmesi için ait olduğu inancı ve kültürü biliyor olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bürokrasi değişmediği sürece imar barışı işe yaramaz
Son zamanlarda büyük bir ilgiyle başvuruların yapıldığı imar barışı hakkında da konuşan Genim, “İmar barışında devlet kaçak yapıları affetmiyor. Resmi adı bunun imar kayıt belgesi ama imar barışı diye telaffuz ediliyor. Barış neden olur. Barış savaşı sona erdirmek için olur. Demek ki bir imar savaşı var Türkiye’de. Bu barışta devlet ve vatandaşa gelin bu savaşa bir son verin denir. Ne kadar verebilecek göreceğiz?
Kendine oturacak bir yer yapmak istiyor ama 40 tane kuralla karşı karşıya kalınca mecburen bir yerinden deliniyor o kurallar. Bunun üzerinde daha ciddi düşünülmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da uğraşıyor. Bizdeki bürokratik oligarşi bu konuda insanların rahat etmesini ve özgürce yaşamasını sağlamalı” şeklinde konuştu.