Denizli'nin Çal ilçesinde 51 çoban, 8 asırdır sürdürülen ve UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan yarışma için kıyasıya mücadele etti.
Denizli'nin Çal ilçesinde, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan 845 yıllık geçmişe sahip Sudan Koyun Geçirme Yarışması, 51 çobanın katılımıyla gerçekleşti. Aşağıseyit Mahallesi Köprübaşı mevkisinde Büyük Menderes Nehri kenarında gün doğumunda başlayan yarışmada çobanlar, koyun sürülerini yürüterek "Yörük göçü"nü canlandırdı.
Çivril, Çal ve Baklan ilçelerinden 51 çoban, "elci" adı verilen baş koyunlarla katıldıkları etkinlikte sürülerini nehirden geçirmek için birbirleriyle kıyasıya yarıştı.
Çobanlar, yarışma alanında sürünün önünden ıslık çalıp suya atlayarak "elci" koyununun da kendisini takip etmesini sağlamaya çalıştı. Koyununun nehre girmesi için seyircilerinde desteğini alan çobanlar karşı kıyıya ulaşmak için ter döktü. Bazı çobanlar, suya atlayarak karşıya geçen koyunlarının boynuna sarılarak öptü.
- Yarışmanının 11 yaşındaki çobanı Batuhan Çelik, babasından gördüğü bu geleneği devam ettirmek için sudan koyun geçirmeye geldiğini söyledi.
Sudan Koyun Geçirme Yarışması'nın birincisi Hasan Salık, ikincisi Aşağıseyit Muhtarı Cengiz Ökdem ve üçüncülüğü Sadık Koçan kazandı.
Yarışmada dereceye giren çobanlara 25'er torba yem ile av tüfeği hediye edildi.
Yarışmaya esin verdiğine inanılan Yörük efsanesine göre, Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşerek Oğuz beylerinden biri için çalışmaya başlar. Çoban ile beyin kızı birbirlerine aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister. Ancak kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu düşündüğü bir görev verir. Bey, çobana kızıyla evlenebilmesi için 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' der. Bu şartı kabul eden çoban, denildiği gibi koyunları su içirmeden karşıya geçirir. Çobanın istenileni başarmasına karşın bey, yine de kızını kendisine vermez. Kızının aşkından hastalanıp ölmesi üzerine bey tarafından kovulan çoban, ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Yöre halkı, bu aşktan etkilenerek her yıl sudan koyun geçirme yarışması düzenliyor. Hayvana sevgisini ortaya koyan yarışma, çobanlık konusunda dünyadaki ender organizasyonlar arasında gösteriliyor.