Yeni Şafak

Kelebek etkisiyle iyiliği yayalım zorbalığı durduralım

Dilber Dural
Dilber Dural
01:002/02/2025, Pazar
G: 31/01/2025, Cuma
Yeni Şafak
Şeyma Göksay.
Şeyma Göksay.

Şeyma Göksay’ın kaleme aldığı “Kelebek Etkisi” kitabı İthaki Çocuk etiketiyle okurlarıyla buluştu. Kitap, kalp kırmanın ne kadar kolay olduğunu, ancak iyiliğin daha güçlü ve kalıcı bir etki yarattığını vurguluyor. Göksay, “Artık erken çocukluk döneminde bile akran zorbalığı yaşanıyor. Zorbalık fıtri bir özellik değil, öğrenilmiş bir davranış. Olumsuz duygular içinde huzursuzluğu yaymak da mümkün, olumlu duygularla mutluluk saçmak da mümkün. Burada amaç olası aksaklıklara rağmen bilinçli bir tercihle hayata güzel bakabilmeyi bir yaşam kültürüne dönüştürebilmek” diyor.

Duygular Ormanı’nda kasvetli bir gündü. Bazı talihsizlikler yaşayan ayı, can sıkıntısını geyikten çıkarınca bütün ormanda kara bulutlar dolaşmaya başladı. Kediden kuzuya, sincaptan fareye yayılan zorbalıkla herkesin tadı kaçmıştı. Kalp kırmak ne kadar da kolaydı! Ancak kelebek, bu zinciri bozmaya kararlıydı. Birini mutlu etmek, kalp kırmaktan daha kolay olmalıydı. Kelebek etkisi, böyle bir şey miydi?

Şeyma Göksay’ın yazdığı, Sultan Özdemir’in rengarenk çizimleriyle “Kelebek Etkisi” kitabı geçtiğimiz günlerde İthaki Çocuk etiketiyle okurlarıyla buluştu. Kitap, çocuklara empati, sevgi ve iyiliğin gücünü anlatan etkileyici bir hikâye sunuyor. Hikâye, kalp kırmanın ne kadar kolay ama iyilik yapmanın daha güçlü bir etki yarattığını vurguluyor. “Kelebek etkisi” metaforu, çocuklara küçük bir iyilik hareketinin bile büyük değişimlere yol açabileceğini düşündürüyor.

Zorbalık fıtri bir özellik değil, öğrenilmiş bir davranış

“Sevgi, saygı, empati, şefkat, fedakarlık gibi duygular da, problem çözme, öfke yönetimi gibi beceriler de evvela rol model olan ebeveynden öğreniliyor. Günlük yaşamda çocuk nasıl bir yaklaşıma şahit ya da muhatap oluyorsa kimlik gelişimi de o yönde yoğruluyor” diyen Şeyma Göksay, “Bu kitap her ne kadar çocuk kategorisinde olsa da çocuk kadar bakım veren okura da kılavuzluk ediyor” diyor. Göksay, “Toplumda yaşanan küçük olaylar bile insanların ezber yaklaşımlarından ötürü büyüyüp çığrından çıkabiliyor. Bu yüzdendir ki artık erken çocukluk döneminde bile akran zorbalığı yaşanıyor. Zorbalık fıtri bir özellik değil, öğrenilmiş bir davranış. Haklı çıkmak adına, güçlü olmak uğruna şiddetin her türüne rastladığımız günümüz dünyasında tertemiz çocuklara ulaşmak umuduyla bu hikâyeyi kaleme almak istedim” ifadelerini kullanıyor.

Kelebek aklıselim düşünceyi temsil ediyor

“Büyük balık küçük balığı yutar misali hikayemizde görece güçlü her karakter kendinden zayıf gördüğü başka bir hayvana çatıyor” diyen Göksay, “Zorbalık zincirini başlatan ayı; sorumluluğunu yerine getirmediği için babasından tepki görüyor ve güne kötü başlıyor. Önüne çıkan ilk hayvandan öfkesini çıkarıyor. Sonrasında o hayvanın canı sıkılıyor ve diğerine patlıyor. Bu şekilde öfke zincirininin halkaları uzayıp gidiyor. Tıpkı insanlar arasında olduğu gibi... İş yerinde zor bir gün geçiren baba, anneye patlar. Baba ile gerilim yaşayan anne, hıncını çocuktan çıkarır. Huzursuz ev ortamından çıkan çocuk, okulda arkadaşlarına sataşır. Demek ki zorbalık iç dünyamızda yaşadığımız huzursuzlukların dışa vurumu olarak ortaya çıkıyor. Ve kim bilir ne sonuçlara varıyor… Kelebek burada aklıselim düşünceyi temsil ediyor. Doğası gereği uçması, mutluluktan gülümsemesi, üzüntüden ağlaması, soru sorması ya da sakarlık yapması kötü muameleyi asla haklı çıkarmıyor. Orman kanunlarında bu yaklaşıma boyun eğen hayvanlar olsa da kelebek kendisi için de hayvan dostları için de kabullenilmiş bu zorbalığı reva görmüyor. Bir teşekkür, bir iltifat, hatta haklı bir serzeniş bile zinciri kırabilir. Nitekim öyledir. Herkes kapısının önünü süpürse her yer tertemiz olmaz mı?” sözleriyle kelebek etkisini anlatıyor. “Kitaptaki akışta olduğu gibi olumsuz duygular içinde huzursuzluğu yaymak da mümkün, olumlu duygularla mutluluk saçmak da mümkün” ifadelerini kullanan Göksay, “Burada amaç olası aksaklıklara rağmen bilinçli bir tercihle hayata güzel bakabilmeyi bir yaşam kültürüne dönüştürebilmek” diyor.

Ebeveynin kendisi örnek teşkil etmeli

Şeyma Göksay ebeveynlere, çocuklarına kalp kırmamak ve zorbalıkla başa çıkmanın en etkili yollarını anlatmaları konusunda ise şu önerilerde bulunuyor: “Öncelikle ebeveynin kendisi örnek teşkil etmeli. Kibar olmak, sakin kalmak, çok yönlü düşünmek; bunlar hayat tecrübesi içinde edinilebilecek kazanımlar. Çocuklarda intikam, inatlaşma, had bildirme gibi duygular pekiştiğinde zorbalığa evriliyor. Zorbalık basit bir güç gösterisi olarak başlasa da zamanla üstünlük ve kibir yanılgısına dönüşüyor. Zorbalığa maruz kalan kişi açısından bakacak olursak yine yetişme tarzına geliyoruz. Aile içinde ve sosyal çevresinde öz güven, adalet, iyilik gibi erdemlerle yoğrulmuş bir çocuk zorbalık karşında dik durabilir. Aynı duruş haksızlık, saygısızlık, yalancılık davranışlarında da kendini gösterecektir. Sen iyiyi seç, doğruyu konuş ki günün sonunda başını yastığa rahatlıkla koyabilesin. En temel düstur bu olsa gerek.”



#Aktüel
#Edebiyat
#Toplum
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.