Türkiye'de kadın haklarına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları, Adnan Oktar'ın RTÜK tarafından "kadını istismar ettiği" gerekçesiyle cezalandırılan yayınlarına tepki gösterdi. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz, "Bizler manevi ve ahlaki değerleri son derece güçlü olan bir toplumuz. Bu görüntülerde kadınlığın istismarı yanında inançların, dini söylemlerin de alet edilmesi toplumun ahlaki değerlerine saldırıdır" dedi.
Türkiye'de kadın haklarına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları, Adnan Oktar'ın Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından "kadını istismar ettiği" gerekçesiyle cezalandırılan yayınlarına tepki gösterdi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar'ın sahibi olduğu A9 TV ve internet üzerinden yaptığı yayınlara ilişkin soruları yanıtladı.
Kadınları reyting aracı olarak kullanıyor
KADEM Başkanı Yılmaz, RTÜK tarafından en son A9 TV'de yayımlanan "Adnan Oktar ile Sohbetler" isimli programı "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez" hükmünün ihlal edilmesi nedeniyle en üst seviyeden cezalandırılan Oktar'ın yayınlarına ilişkin kadın bedeninin "reyting aracı" olarak kullanılamayacağını vurguladı.
Toplumun da bu tip yayınlara tepki gösterdiğine dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Medyada kadın bedeninin reyting aracı olarak kullanılması ve bu şekilde araçsallaştırılması bizatihi kadınlığın istismarıdır, şiddettir. Kadın bedenini meta olarak gören bu zihniyete karşı topyekun olarak tüm toplumun ortak tepki gösterdiğini görüyoruz.
Bizler manevi ve ahlaki değerleri son derece güçlü olan bir toplumuz. Bu görüntülerde kadınlığın istismarı yanında inançların, dini söylemlerin de alet edilmesi toplumun ahlaki değerlerine saldırıdır. Bu bakımdan bu eylemler hakkındaki cezalandırma toplum vicdanının da beklentisidir. Hangi koşulda, nerede ve nasıl olursa olsun kadın bedeni üzerinden kadını, milli ve manevi değerlerimizi istismar eden her davranışın karşısında durmayı görev olarak addediyoruz."
"Yargı sistemi mutlaka harekete geçmelidir"
TKDF Başkanı Canan Güllü de Oktar'ın bu tip yayınları çok uzun süredir yaptığına dikkati çekti.
Oktar'ın TV ile birlikte internet üzerinden yaptığı yayınları anımsatan Güllü, "İnternet yayıncılığı özgür bir alan ama bu özgür alanda kadınları aşağılayan, onları cinsel bir objeye dönüştürecek yayınların da kontrol edilmesi gerekir. Bizler özgür medya, özgür internet ve demokratik alanları savunuyoruz. Fakat kadını aşağılama noktasındaki yayınlara yönelik de gereken tedbirlerin alınması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Güllü, RTÜK'e benzer şekilde kadınları aşağılayıcı ifadelerin yer aldığı TV dizileri ve haber bültenleri ile ilgili de daha sıkı bir takip yürütme çağrısında bulundu.
TKDF Başkanı Güllü, yayıncılık alanında ifade özgürlüğüne ters düşen kısıtlamalara karşı olduklarını ama kadının aşağılanmasına da asla müsamaha gösterilmemesi gerektiğinin altını çizerek, "Geçtiğimiz günlerde de Oktar'ın 18 yaş altı kızları tuttuğu noktasında ihbarları basında izledik. Yargı sistemi bu konuda mutlaka harekete geçmelidir" dedi.
En üst düzeyden idari para cezası verilmişti
RTÜK, 6 Şubat'ta toplantısında A9 kanalına ceza yağdırmıştı. Kanala "toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden" yayınları dolayısıyla 5 kez program durdurma ile en üst düzeyden idari para cezası verilmesi kararlaştırılmıştı.
Kanalın "Hoş Sohbetler" isimli canlı yayın programının bir yerinde izleyicilerin alt yazı ile internet ortamına yönlendirildiği ve canlı yayının internet üzerinden devam ettirildiğini belirleyen RTÜK, bu yayın sebebiyle de ayrıca tavandan idari para cezası uygulamıştı.