Yeni Şafak

Hüseyin Rahmi Gürpınar konuşuyor

Yakup Öztürk
01:0015/03/2025, Cumartesi
G: 14/03/2025, Cuma
Yeni Şafak
H. Rahmi Gürpınar
H. Rahmi Gürpınar

Türk romanının büyük isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1921-1944 yılları arasında gazetelerde çıkan mülakatları bir araya getirildi.  Muhteşem Yalnızlık adıyla yayımlanan bu çalışma Hüseyin Rahmi’nin biyografisine ve edebiyatına yeni katkılar, değerlendirmeler getirecektir.

Türk romanını iki çizgi üzerinden tartışanlar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı Ahmed Midhat Efendi’ye bağlarlar. Popülist, halkçı, folklorik roman gibi adlarla bu yazarı bir edebî sınıfa dâhil ederler. Kendisi de sıkça edebiyata, Efendi’nin romanlarını okuyarak, onları taklit ederek başladığını söylese de Hüseyin Rahmi Gürpınar bu tasnifin dışında kalmayı bilmiş, eklendiği roman anlayışını yeniliklerle buluşturmuştur. Sadece yaşadığı muhit, edebiyat anlayışı ve yalnız başına bir köşkte uzun yıllar yaşamayı tercih etmesi ile değil, ilk gençlik yıllarının en verimli, meşhur, muteber edebiyat topluluklarına davet edildiği hâlde girmemesiyle de müstakil bir romancı olmuştur. Ahmed İhsan başta olmak üzere Servet-i Fünuncular, Hüseyin Rahmi’yi kendi edebiyatları içerisinde görmek istemişlerdir. Ama o, bir dayatmaya maruz kalmak, hürriyetine halel getirmemek endişesiyle bu davetleri geri çevirmiştir. Ve hatta onlar için batı edebiyatının bir kopyasını ortaya koydular diyecektir. Fakat sonra Hâlid Ziya’nın gayrı millî olduğunu iddia edenlere karşı çıkacaktır.

HÜSEYİN RAHMİ’DE TÜRK’Ü BULURSUNUZ

Hüseyin Rahmi’nin Türk romanı ve Türkoloji ile ilişkisini en açık ifade edenlerden biri İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu olmuştur. Baltacıoğlu, Muhteşem Yalnızlık adıyla yayımlanan Hüseyin Rahmi Gürpınar mülakatlarında bu büyük yazarın Türklük için ne ifade ettiğini anlatır: “Ona bu yaygınlığı, ruhlara siniciliği veren sır, hiç şüphe yok ki romanlarındaki halkçılığı ve Türkçülüğüdür. Gürpınar’ın bütün romanlarındaki temler Türk, kahramanlar Türk, aksiyon ve süre Türk’tür. Onun eserlerinde Türk olmayanı, Türk’ü andıranı, Türk’e benzeyeni değil, Türk’ün kendisini bulursunuz.” Faruk Nafiz de, Türk çocuklarından Türk ihtiyarlarına kadar herkesin Hüseyin Rahmi›yi tanıdığını, Türk edebiyatı okumak isteyen ecnebilerin önce Hüseyin Rahmi romanlarına gittiğini yazar.

Muhteşem Yalnızlık, Hüseyin Rahmi’nin ölümünden (1944) yaklaşık yirmi yıl önceki bir aralıkta tamamı Heybeliada’daki köşkünde kültür, sanat, edebiyat, toplum, aşk ve aile gibi çeşitli meselelerde gazetelere verdiği mülakatlarını bir araya getiriyor. Burada, bu türden kitaplarda çokça göreceğimiz başlıklar da var. Sanatçının kendi kuşağından kimleri neden takip ettiği gibi. İlginç olanın Hüseyin Rahmi’nin Nâzım Hikmet’ten de bahsetmesi. Takip ettiği, okuduğu görülüyor.

Hüseyin Rahmi’yi keşfeden de yetiştiren de Ahmed Midhat Efendi’dir. Şık romanının henüz tefrikada iken görülmesi, Efendi’nin Hüseyin Rahmi’yi davet etmesi bu kitapta farklı mülakatlarla yer alır. Aralarında manevî baba-oğulluk olduğunu anlatır.

Muhteşem Yalnızlık’ın Hüseyin Rahmi çalışmaları için önemli bir kaynak olduğunu söylemeye gerek yok. Hatıralarını yazmamış bir sanatçının biyografisine dair en güvenilir kaynak belki de mülakatlarıdır. Burada da Hüseyin Rahmi›nin hangi romanını ne gerekçe ile yazdığını, romanlarına gelen eleştirileri okuyoruz.  Mürebbiye romanındaki Dehri’nin Ahmet Vefik Paşa olduğu iddialarına cevap da mülakatlarda yer alıyor.

Mülakatlarda en çok merak edilen şey, neredeyse ömrünün tamamını adada uzlet hâlinde geçirdiği hâlde her romanında cemiyetin farklı bir hususiyetini nasıl yazdığı, milletten aldığı bu canlı karakterleri ne zaman, nerede tanıdığıdır. Bu çokça merak edilmiştir. Hüseyin Rahmi’nin çocukluğu, büyükvalideler elinde ondan fazla kadının olduğu bir evde geçmiştir. Aksaray, Sulukule gibi eski İstanbul hayatının kadınları arasında, en canlı zamanlarını yaşadığı semtlerde çocukluğu ve ilk gençliği geçmiştir. Hüseyin Rahmi’nin kaynağı bu semtlerde geçen çocukluk seneleridir.

Hüseyin Rahmi’nin dosttan ileri hukuku olan Miralay Hulusi Bey’i de bu kitapta yakından tanıyoruz. Hüseyin Rahmi, İstanbul dışına nadiren çıkmış biri olduğu hâlde Hulusi Bey’i kaybedince Mısır’a seyahat ediyor. Deve sırtında verdiği pozlarla hatırladığımız bu seyahatin arkasında bu ölüm hadisesi ve Mısır’dan gelen davet vardır.

Hüseyin Rahmi, Türk edebiyatında çok yazıp çok kazanan, nitelikli bir edebiyat olarak sahip çıkılan önemli bir kalemdir. Bir romanının geliri ile bir yıl yaşayabildiğini kendisi ifade eder. Türk edebiyatının en çok satan yazarları arasında hâlâ itibar sahibidir. Öyle ki muharrirler, mülakat yazarları kalemlerini tehlikede gördüklerinde hemen Hüseyin Rahmi’den bir mülakat rica ederlermiş. Çünkü Hüseyin Rahmi sözü eğip bükmeden konuştuğu için mülakat ses getirir, mülakat yazarının şöhretini muhafaza edermiş. Soyadı kanunu çıktığında irili ufaklı altmış eser sahibi olan Hüseyin Rahmi bu üretkenliğinin tescili olarak Gürpınar soyadını almıştır.

 KARAGÖZE FRAK GİYDİRMEYİN

Kitapta daha özel dikkat isteyen meseleler de var. Hüseyin Rahmi’nin Tanrı inancı, dine bakışı, aşk ve üretkenlik arasındaki ilişkiye bakışı, romanları yüzüne suikasta uğraması, Beşir Fuad’ın intihar sebebinin Fransız bir kadına olan bağlılığı olduğu iddiası, Ahmed Midhat Efendi’nin kızını Hüseyin Rahmi’ye vermek istemesi, Muallim Naci ile bacanak olma ihtimali gibi başlıklar Muhteşem Yalnızlık’ı çekici kılıyor.

Kitapta Hüseyin Rahmi’nin kendi eserlerinin sadeleştirilmesi teklifi ile karşılaştığını da okuyoruz. Bunu teklif eden gazeteciye “Karagözlerime frak giydirmeyin.” diyor. Üslubun vuruculuğunu buraya taşımak istedim.

Bu kitapta en ayrıntılı mülakatı İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu hazırlamış. Baltacıoğlu kendi yazdığı Batak isimli bir romandan da söz açınca Hüseyin Rahmi’nin edebiyatta sevicilik ya da eşcinsellik üzerine görüşlerini okumak imkânı buluyoruz. Hüseyin Rahmi bu türden metinler için “hayasızlık değil de realist bir ad bulmalarını” sert bir dille eleştiriyor. Edebiyatta müstehcenlik meselesi karşısında son derece hürriyetçi olan Hüseyin Rahmi bu meselede o esnekliği asla göstermiyor.

Muhteşem Yalnızlık’ı Serdar Soydan yayına hazırladı. Kitabın kapağındaki fotoğraf da Soydan’ın şahsî arşivindenmiş. Sanırım en güzel Gürpınar fotoğraflarından biri. Soydan, Hüseyin Rahmi’nin polemiklerini de ayrı bir kitap olarak aynı yayınevinden okurla buluşturacakmış.



#Edebiyat
#aktüel
#hayat
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.