Roman, şiir ve öykü yazarı Rıfat Ilgaz'ın vefatının üzerinden 26 yıl geçti.
Mehmet Rıfat Ilgaz, Fatma Hanım ve Hüseyin Vehbi Bey'in çocuğu olarak 7 Mayıs 1911'de Kastamonu'da dünyaya geldi.
Ailenin 7 çocuğundan en küçüğü olan Ilgaz, ilk ve orta okul eğitimini Kastamonu'da tamamlayarak, yatılı öğrenim gördüğü Muallim Mektebinden 1930'da mezun oldu.
Ilgaz, şiir yazmaya öğrencilik yıllarında başladı ve 1936'da Gazi Eğitim Enstitüsünde edebiyat eğitimi alarak, 6 yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı.
Daha sonra İstanbul'a tayin olan usta yazar, Karagümrük Ortaokulunda ve Nişantaşı Lisesinde Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı.
İlk şiiri "Sevgilimin Mezarında"yı 15 yaşında kaleme alan Ilgaz'ın eserleri 1940'ta "Çığır", "Oluş", "Ulus", "Güneş", "Yücel", "Varlık", "Hamle" ve "Yeni İnsanlık" gibi birçok dergide yayımlandı.
Felsefe eğitimi de alan Ilgaz, aynı yıllarda Hasan Tanrıkut, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel'le tanıştı. Ömer Faruk Toprak ile 1942'de "Yürüyüş Dergisi"ni çıkaran Ilgaz, bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik Abasıyanık, Cahit Irgat, İbrahim Abdülkadir Meriçboyu, Nazım Hikmet gibi şairlerle birlikte çalıştı.
İnceleme yazarı ve eleştirmen Asım Bezirci Papirüs dergisinin 19. sayısında, bu dönem şiirlerinde Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Kutsi Tecer, Halit Fahri Ozansoy gibi hececi şairlerin etkisinde kalan Ilgaz için, "Rıfat Ilgaz'ı çoğumuz oldum bittim 'toplumcu' bir şair diye tanırız. Uzun bir süre 'toplumcu olmayan' şiirler de yazdığını bilmeyiz. Çünkü, bu tür şiirler eski dergilerin sayfaları arasında kalmıştır. Ilgaz onları hiçbir kitabına almamıştır. Bundan ötürü de oldum olası, toplumsal konuları işleyen bir şair sayılmıştır. Oysa, Ilgaz'ın toplumcu bir şair olarak başarı kazanmasında bu şiirlerin de bir payı vardır." ifadelerini kaleme aldı.
Ilgaz, 1952-1960'da Tan gazetesinde düzeltmen, dizgici ve röportaj yazarı olarak çalışırken Dolmuş dergisinde "Stepne" takma adıyla "Hababam Sınıfı", "Bizim Koğuş" ve "Don Kişot" eserlerini dizi olarak yayımladı.
Asıl ününü 1959'da kaleme aldığı "Hababam Sınıfı" adlı kitapla kazanan Rıfat Ilgaz'ın bu romanı 1966'da oyunlaştırılarak Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelendi.
Aynı oyun 1969'da İstanbul Tiyatrosu'nda da sahneye koyuldu ve Ertem Eğilmez'in yönetmenliğinde 1975'te beyaz perdeye aktarıldı.
Yaşadığı dönemde görülen eğitim sistemindeki aksaklıkları, bozuklukları, eksiklikleri hem güldürüp hem de düşündürerek ele alan Ilgaz, Mehmet Saydur'un hakkında hazırladığı "Rıfat Ilgaz'lı Yıllar" adlı kitabında "Hababam Sınıfı"nı yazma amacını şöyle açıkladı:
Vatan, Demokrat İzmir, Yeni Gün, Yeni Ulus gazeteleri ile Akbaba dergisinde de yazılar yazan Ilgaz, sonra Sınıf Yayınları'nı kurdu ve kendi kitaplarını buradan yayımladı.
Ilgaz, Basın Şeref Kartı'nı 1970'te alırken, 1974'te emekli olup doğum yeri olan Cide'ye yerleşti.
12 Eylül 1980 darbesinde de gözaltına alınan Ilgaz, "Yıldız Karayel" adlı eseriyle 1982'de "Madaralı Roman Ödülü" ve "Orhan Kemal Roman Ödülünü", "Ocak Katırı Alagöz" ile de 1987'de "Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü"nü aldı.
Yaptığı beş evliliğinden Gönül, Aydın, Defne ve Yıldız adında dört çocuğu bulunan Rıfat Ilgaz, 7 Temmuz 1993'te İstanbul'da vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığına defnedildi.
Çocuklar ve yazdığı şiirler arasındaki bağlantıyı "okutmak üzerine" isimli şiirinde, "Sınıfın ozanıyım mimli. Hababam Sınıfı'nın yazarıyım ünlü. Kim ne derse desin, çocuklar için yazdım hep... İki iş tuttum ömür boyu köklü. Çocukları okutmaktı ilk işim. İkincisi, yazdıklarımı çocuklara okutmak." şeklinde kuran Ilgaz, "Hababam Sınıfı"nın yazarı olarak gençlerin ve çocukların eğitimi hakkındaki hassasiyetini de "Çocuklarım" şiirinde şöyle ifade etti: