Bu yıl 19-22 Aralık tarihlerinde ikincisi yapılacak olan İstanbul Art Show Çağdaş Sanat Fuarı’nın Direktörü Yalın Alpay, Türkiye’nin çağdaş sanatta yakaladığı çıkışı yeniden geri kazanması için çok daha fazla çağdaş sanat fuarına ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.
İstanbul Art Show için geri sayım başladı. Bu yıl ikincisi düzenlenecek İstanbul Art Show’un ana teması teması “Hakikat Askıda: Post-truth Çağında Sanat” olarak belirlendi. Odak ülkesi ise İran. 19-22 Aralık günlerinde Hilton İstanbul Exhibition Center’da TG Expo tarafından düzenlenecek olan sanat fuarı, ulusal ve uluslararası pek çok sanat galerisini İstanbul’da biraraya getirecek. Direktörlüğünü Yalın Alpay’ın üstlendiği fuar, bu yıl İran sanatına ayrı bir bölüm ayırıyor. Ayrıca ünlü ressam Devrim Erbil, İstanbul temalı sürpriz bir dev tabloyla sanatseverlerin karşısına çıkacak.
SANATA İVME KAZANDIRMALI
Direktör Yalın Alpay, 2011’e kadar sanat piyasasında iyi bir yer edinen Çağdaş Türk resminin Gezi Olayları ve ardından darbe girişiminden sonra devamını getiremediğini belirtiyor. Sanat fuarlarıyla yeniden Türkiye’nin bir çıkış yakalamasını hedeflediklerini dile getiren Alpay, Türkiye’de daha fazla sayıda sanat fuarının açılması ve dünyanın dörtbir yanından sanatçıların, koleksiyonerlerin ve galerilerin ağırlanması için çalışmaların yürütülmesi gerektiğinin altını önemle çiziyor ve şöyle devam ediyor: “Seksenlere kadar Türk resim sanatı dünyadaki oluşumları hep geriden takip etti. Mesela empresyonizm bize tam 40 yıl sonra gelmiştir. Ekspresyonizm yine aynı şekilde çok sonra gelmiştir. Kübizm için ya da diğer akımlar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani neredeyse bütün alanlarda geç kalırken, Türkiye 1980’lerden itibaren çağdaş sanatı yakalamayı başardı. Böylece sanat fuarlarıyla 2000’lerde dünya piyasasında bilinir bir kimliğe kavuştu. Ancak 2011’den sonra biraz ekonomik, biraz da küresel sebeplerden dolayı İstanbul için farkı bir algı oluşturuldu. Böylece yabancı koleksiyonerler İstanbul’dan hızlı bir şekilde ellerini ayaklarını çekmeye başladı. Bu da bizim çağdaş sanatta olduğumuz yerden gerilere doğru gitmemize sebep oldu. Şimdi Türkiye’nin yeniden ivme kazanması için güçlü sanat fuarlarına ihtiyacımız var. Evet, her yıl yapılan Contemporary var, ancak iyi bir çıkış yakalamamız için bir değil iki değil, daha fazla çağdaş sanat fuarı olmalı. Çünkü artık dünya kentleri birbiriyle mimari ve sanat kimlikleriyle de yarışıyor. Biz de düzenleyeceğimiz çağdaş sanat fuarlarıyla kentimizin kimliğini öne çıkarabilir, adımızı yeniden dünyaya duyurabiliriz.”
- Post-truth tartışılacak
- Direktör Yalın Alpay fuarda sanatın farklı alanlarından isimlerin üç gün boyu biraraya geldiği fuarın son iki gününde söyleşi dizilerinin yer alacağını belirtti. Alpay, yurt içi ve yurt dışından önemli sanatçıların katılacağı söyleşilerde fuarın ana teması olan Hakikat Askıda: Post-truth Çağında Sanat konusunun masaya yatırılacağını dile getirdi.
- İki ülke sanatıyla da komşu
- Fuarda İran’ın en ünlü sanatçılarının yapıtlarından oluşan bir sergi de olacak. Serginin İranlı küratörü, Maryam Salahi. Türk ve İran resminin ortak ve farklı yönlerini Salahi şu cümlelerle dile getiriyor: “İki ülkenin tarihi iniş çıkışları bile birbirine çok yakın. Dini anlayışın ortak olması, sanat anlayışını yüz yıllarca birbirine yakın tutmuş. Günümüzün sanatına gelince sonuç fazla değişmemiş. Bu hem Batı’nın Doğu’dan beklediği oryantal anlayışla, hem de geçmişin tesiriyle yaşanmakta. Aralarındaki farklılık ise Türkiye’nin Avrupa’ya yakın olması ve sempati duymasıdır. Cumhuriyet tarihinin başlangıcı ile birlikte Türkiye’nin Latin alfabesine geçiş yapması Türk sanatını doğrudan etkiler. İran ise kendi alfabesini yeni bir sanat dalına dönüştürür ve günümüzde dünyaya damgasını vuran Nakkaşi-Hat akımını yaratır. İran’da son kırk yılda yaşanan tarihi değişimler İran sanatçısını geçmiş özlemine sürüklemek ile birlikte geleceğe karşı romantik bir bakışa sebep olur.“