Ayşe Sevim ve Ayşe Şahinboy Doğan’ın yazdığı “TAY 3: Endülüs”, 28 Mart’ta minik sinemaseverlerle buluşacak. Film, 10. yüzyıl Endülüs’ünde geçen, cesur bir Tay ve arkadaşlarının zaman yolculuğu yaparak genç bir matematikçinin hikâyesine dahil olmalarını konu alıyor. Senarist Ayşe Sevim, bu kez hikâyeye Kurtubalı Lübna adında yeni karakterlerin dahil olduğunu belirterek, Lübna karakterinin, taşradan saraya uzanan yolculuğunda yaşadığı kıskançlıklar ve engelleri ele aldıklarını söylüyor. Sevim, bu hikâyeyi oluştururken, Hz. Yusuf ve Ashab-ı Kehf kıssalarından esinlendiklerini dile getiriyor.
Siyah Martı Animasyon Stüdyosu’nun yapımcılığında, Nurullah Yenihan’ın yönettiği ve Ayşe Sevim ile Ayşe Şahinboy Doğan’ın kaleme aldığı “TAY 3: Endülüs”, 28 Mart’ta TME Films dağıtımıyla minik sinemaseverlerle buluşacak. Serinin ilk filminde kahraman Tay’ın Hz. Muhammed’in (sav) hicret yolculuğuna tanıklık ettiği ve dostluk ile cesaretin önemini keşfettiği bir hikâyeyi anlatıyordu. TAY 2: Ebabil Takımı ise ulak atı olmaya çalışan Tay’ın ebabillerle yolculuğa çıkmasını konu alıyordu. Serinin üçüncü filmi TAY 3: Endülüs ise izleyicileri bu kez 10. yüzyıl Endülüs’üne götürüyor. Film, bilim ve sanatın altın çağını yaşadığı bu dönemde, cesur bir Tay ve arkadaşlarının zaman yolculuğuna çıkarak genç bir matematikçinin hikâyesine dâhil olmalarını konu alıyor. Kahramanlar, Kurtubalı Lübna isimli dâhi bir çocuğun karşılaştığı zorlukları aşmasına yardımcı olurken, kıskançlık ve engellerle mücadele etmeyi öğreniyorlar. Gerçekçi animasyon teknikleriyle hazırlanan TAY 3: Endülüs, tarihi yerleşimlerden saraylara, bilimsel gelişmelerden sanatın zirveye çıktığı anlara kadar her detayı kapsıyor. Senarist Ayşe Sevim ve Ayşe Şahinboy Doğan ile konuştuk.
Kurtubalı Lübna isimli yeni karakter eklendi
Senarist Ayşe Sevim, “TAY 3: Endülüs” filminin önceki yapımlardan farklı bir anlatıma sahip olduğunu belirtiyor. İlk iki filmde kahraman Tay ve arkadaşlarının kendi maceralarını yaşadıklarını hatırlatan Sevim, bu kez hikâyeye Kurtubalı Lübna isimli yeni bir karakterin de dahil edildiğini söylüyor. Filmde, kahraman Tay ve arkadaşlarının kendi zamanlarından ve coğrafyalarından uzaklaşarak bir zaman yolculuğuna çıktığını ifade eden Sevim, onların geçmişte yardıma ihtiyacı olan bir kız çocuğuyla karşı karşıya kaldıklarını dile getiriyor.
Sevim, filmin merkezindeki karakterlerden biri olan Lübna’nın, kendi döneminde önemli bir matematikçi ve sarayda görev yapan bir bilim insanı olduğunu söylüyor. Lübna’nın çocukluk dönemine odaklanan senaryonun, onun taşradan saraya uzanan yolculuğunu ele aldığını aktaran Sevim, bu süreçte yaşadığı kıskançlıklar ve engellerin, çocukların dünyasından ilham alınarak işlendiğini vurguluyor. Hikâyeyi oluştururken iki önemli kıssadan esinlendiklerini söyleyen Sevim, “Bunlardan biri Hz. Yusuf kıssası, diğeri ise Ashab-ı Kehf kıssası. Hz. Yusuf’un başarı ve zekâsı nedeniyle yaşadığı kıskançlık ve mücadele, Lübna karakteriyle benzerlik taşıyor. Ashab-ı Kehf kıssası ise Tay ve arkadaşlarının farklı bir dünyaya yolculuğunu anlatan temasıyla filmimize ilham verdi” diyor. Sevim, “TAY 3: Endülüs”ün çocuklara tarihi, bilimsel ve kültürel mirası eğlenceli ve öğretici bir şekilde sunmayı amaçladığını ifade ederek, izleyicilerin bu macerada cesaret, dostluk ve bilginin önemini keşfedeceklerini sözlerine ekliyor.
Cesaret gözü kara olmak değil, sorumluluk almaktır
Senarist Ayşe Şahinboy Doğan ise “Endülüs’te farklı kültürlerin bir arada yaşayabildiği hoşgörü ortamı, bilime ve sanata verilen önem, hikâyemizin arka planını şekillendirdi” ifadelerini kullanıyor. Doğan, kahraman Tay’ın maceraya atılmadan önce meraklı ve öğrenmeye açık bir karakter olduğunu, ancak yolculuğu boyunca cesareti, dostluğu ve bilgiyi nasıl kullanması gerektiğini deneyimleyerek öğrendiğini söylüyor. “Filmde Tay ve arkadaşları sadece bir macera yaşamakla kalmıyor, cesaretin gözü kara olmak değil, sorumluluk almak olduğunu; dostluğun sadece birlikte vakit geçirmek değil, birbirine destek olmak anlamına geldiğini ve bilginin insanı güçlü kılan en önemli hazine olduğunu keşfediyorlar” diyor.
Bilgi sadece bireysel değil, toplumsal anlamda da güç
- Doğan, filmin ana temalarından birinin kıskançlığın zararları olduğunu belirterek, “Kıskançlık temasını bir karakter üzerinden belirgin hale getirdik. Bu karakter, başkalarının başarılarını tehdit olarak algıladığı için hatalar yapıyor ve bu durum hem kendisine hem de çevresine zarar veriyor. Ancak hikâye ilerledikçe, kıskançlığın insanı nasıl yalnızlaştırdığını ve asıl başarının başkalarıyla rekabet etmek yerine kendini geliştirmekten geçtiğini öğreniyor” diye konuşuyor. Bilginin gücünün hikâyenin merkezinde yer aldığını vurgulayan Doğan, karakterlerin karşılaştıkları zorlukları sadece cesaretle değil, doğru bilgiyi edinerek ve kullanarak aşmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Doğan, “Endülüs’ün ilim ve sanatla yükseldiği bir dönemi anlattığımız için, bilginin sadece bireysel değil, toplumsal anlamda da nasıl bir güç olduğunu vurguladık. Filmde, doğru olanı yapmanın her zaman en sağlam yol olduğunu göstermek için karakterlerimiz bazen kısa vadeli kazançlar uğruna yanlış seçimler yapma noktasına geliyor. Ancak zamanla, dürüstlüğün ve adaletin her durumda en kazançlı yol olduğunu anlıyorlar. Böylece film boyunca, doğruluk ve vicdanın uzun vadede her zaman kazandırdığını seyirciye hissettirmek istedik” sözleriyle dile getiriyor.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
