Bazı filmler vardır, çok yönlü, çok katmanlıdır. Tekrar tekrar seyretseniz de her defasında aynı tadı alırsınız. Tıpkı çok sevdiğiniz, beğendiğiniz lezzetli bir sofra gibi. Benim de tekrar seyrettiğimde bir şaheser olarak değerlendirdiğim bir yapım. Adı “Salaklar Sofrası” olan filmin orijinal adı ise The Dinner Game. Bana kalırsa orijinalinden daha anlamlı isim.
Filmde Pierre ve arkadaşlarının en büyük eğlencesi çevrelerinde en salak olanları tespit etmek ve onlarla eğlenip dalga geçmek. Her çarşamba günü bu eğlence devam ediyor. Bir araya gelip salaklar sofrası tertip ediyorlar. Onlarla konuşarak eğleniyorlar. Ahmaklar ise neden seçildiğini bilmiyorlar.
Film de bu sebeple bir türlü salak bulamadıklarından şikayet ile başlar. Filme konu olan kişiye bir arkadaşı trende rastlar ve onu keşfeder. Keşfedilen kişinin adı François Pignon’dur. Maliye bakanlığında çalışan bu zatın yanında taşıdığı çantasında kibrit çöpleriyle yaptığı çalışmaları vardır. 346374 çöple yaptığı Eyfel Kulesi’ni anlatırken tanırız onu. Böyle birşeyle uğraşıyor olması bile başlı başına bir salaklık olarak görülür.
Pignon’un telekesreterindeki kayıtlı mesaj da Pierre ve doktoru tarafından çok salakça bulunur. Dünya çapında hatta dünya şampiyonası bir salak olduğu söylenir. Filmin ilerleyen sahnelerinde ise Pierre davet ettiği mesafiri sebebiyle zor hatta güç durumlarda kalır. Adam akıllı geçindiği halde sözkonusu salak olanla aynı kaderi, hatta fazlasını yaşar. Yine de onu bu zor durumdan Pignon kurtaracaktır. Pierre de karısı terk ettiği için misafiriyle paralellik kurulur. Pignon’un Pierre’e yardım etmesi de aynı kaderi paylaştıklarından. Onun dokunaklı ve masumiyetini “Aşk için ölünebilir” ifadesinden de anlaşılıyor. Kahramanımızın “Birine ahmak demeden önce iki defa düşünün” demesi bana kalırsa filmde asıl verilmek istenen şey.
Siyasette hatta hayatın her alanında yaşananları düşündüğümüzde onlarla bu film arasında bir paralellik, bir benzerlik kurmak mümkün. Eğlence için davet edilen ve salak yerine konan halkın karşısında yöneticilerin düştükleri ibretlik duruma ayna tutuyor sanki.
ABD’nin birçok eyaletindeki McDonald’s ürünlerinde koli basili bakterisi tespit edilmesinin yankıları sürüyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden yapılan açıklamaya göre, McDonald’s’ın “Quarter Pounder” adlı hamburgerinde koli basili bakterisine rastlandı. Bakteri nedeniyle hastalanan 49 kişiden biri öldüğü açıklandı. Firma bazı eyaletlerde bu hamburgerlerin satışını ve şüpheli malzemelerin kullanımını durdurdu. Güncel verilere göre son olarak bakteri tespit edilen eyalet sayısı 14’e çıkarken toplam hasta sayısı ise 104’e yükseldi.
Geçtiğimiz günlerde en çok konuşulan konuların başında gelen Köfteci Yusuf bitirilmeye mi çalışılıyor diye bir soru var insanların kafasında. Öyle ya 278 şubesi olan köfteci global markaların hedefinde de olabilir. Bir süre önce de mafya çökecek diye iddialar ortaya atılmıştı. Her tartışmada olduğu gibi bu konuda da bilen de bilmeyen de konuşuyor. Kim bildiği için konuşuyor, kim manipüle ediyor, kim bunu fırsata çeviriyor, belli değil. Şirketin helal sertifika almış olduğu iddia edilerek Helal Akreditasyon Kurumu da hedefe konuyor. Gıda denetimi konusuna helal konusunun da dahil edilmesi insafsızlık olarak değerlendirmek mümkün.
GÖZÜME TAKILANLAR
Hububat ve buğdayda ilk 3, hayvancılıkta da ilk 5 il arasında bulunan Diyarbakır’da altıncı defa Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı düzenlendi. Açılışı kurdele ile 47 metrelik örgü peyniri kesilerek yapılan fuara 59 ilden 170 firma katıldı. Geçen yıl 347 bin ziyaretçi ağırlayan etkinlik unutulmaya yüz tutan yöresel lezzetleri, organik ürünleri sunmayı amaçlıyor.
Gıda ve içecek sektörünün profesyonellerini bir araya getiren SIAL Paris Fuarında Marketing Türkiye’nin inovatif ürünler yarışmasında Super Fresh’in kumpir topları yenilikçi ürün ödülüne layık görüldü. 2500’den fazla başvurunun yapıldığı yarışmada ödül alan ürün tüketicilerin eğilimlerine göre restoran kalitesini ev ortamına taşıma amacıyla geliştirilmişti.
Süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler geliştirmeye devam eden perakende şirketi Metro Türkiye, Fine Life markası ile ayrana alternatif olarak geliştirdiği fermente kajulu içeceği raflarına taşıdı. Katkı maddesi ve koruyucu ve gluten içermediği açıklanan ürünün içinde %27 kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler yer alıyor.
Sarımsak aşı
20. yüzyılın başlarından itibaren yaygınlık kazanan “sarımsak aşı”, bir başka deyişle “samsak aşı” Gaziantep mutfağının tescilli lezzetleri arasında yer alıyor. Kullanılan sarımsakların dişlerinin sulu, aromasının çok keskinleşmiş olması, ortasındaki kısmın da tamamen olgunlaşmamış olması gerekiyor. Bu sebeple bu yemek yılın çok kısa süresi içinde pişirilebiliyor. Gerekli malzemeler 2,5 kg taze sarımsak, 500 g kemikli koyun eti, bir su bardağı nohut, bir adet yumurta, üç su bardağı süzme yoğurt, bir tatlı kaşığı zeytinyağı, bir yemek kaşığı sadeyağ, bir yemek kaşığı aspir çiçeği, bir çay kaşığı karabiber, su ve tuzdan oluşuyor. Kaynatılıp köpüğü alınan koyun eti yeterli tuz ve daha önce ıslatılan nohut eklenerek pişirilir. Kabuğu ve baş kısmı ayıklanan ve acılığını almak için soğuk suda bekletilen sarımsaklar pişen nohutla etin üzerine ilave edilir. İçine bir yumurta kırılan, bir tatlı kaşığı zeytinyağı ve az miktarda su ilave edilen süzme yoğurt hafif ateşte karıştırılarak pişirilir. Pişmekte olan et ve sarımsakların suyundan 2-3 kepçe su alınarak yoğurda karıştırılır. Nohut, et ve sarımsaklar bir taşım kaynatıldıktan sonra üzerine hazırlanan pişmiş yoğurt ilave edilir. 1-2 taşım daha kaynatıldıktan sonra ocaktan alınır. Sadeyağ ısıtılarak içine aspir çiçeği ve karabiber eklenerek yemeğin üzerine dökülür. Sıcak servis edilir.