Bu komşuluk ilişkileri güldürüyor

Dilber Dural
Dilber Dural
04:0012/01/2025, Pazar
G: 12/01/2025, Pazar
Yeni Şafak
Figen Yaman Coşar.
Figen Yaman Coşar.

Yazar Figen Yaman Coşar’ın yeni kitap serisi “Şehreküstü Apartmanı” Erdem Çocuk etiketiyle minik okurlarıyla buluştu. Coşar, “Kentsel ve kültürel dönüşümü mizahın eşlik ettiği bir eleştiri ekseninde ele almaya çalıştığım hikâyelerde gelenekle modern arasındaki bir çeşit berzah olan hayatımıza ayna tutmak istedim diyebilirim” diyor.

Toprak ailesi ile birlikte babaannesinin yanına, Bursa’ya taşınır. Babaannesinin evi kentsel dönüşüm nedeniyle bir apartmana dönüşmüş ve
Şehreküstü
Apartmanı adını almıştır. Bursa’ya taşınmaları, onlara bu apartmanda yaşayacakları maceraların kapılarını açar. Toprak, babaannesi Şakayık Hanım’ın âdeta çocukluğuna geri dönmüş yeni hâline alışmaya çalışır. Toprak, serebral palsi adında özel bir durumu olan Zeynep ile arkadaş olur. Toprak ve Zeynep dostluk, yardımlaşma ve paylaşmanın önemini keşfederken bir yandan da gelenek ve görenekleri öğrenir. Birbirinden çok farklı karakterlerin yaşadığı
Şehreküstü
Apartmanında her gün yeni bir macera yaşanır.
Yazar Figen Yaman Coşar’ın beş kitaptan oluşan yeni kitap serisi “
Şehreküstü
Apartmanı” geçtiğimiz günlerde Erdem Çocuk arasından minik okurlarıyla buluştu. Kitap serisi, apartmanda yaşayan her bir karakterin farklı kişilikleri ve hikâyeleri aracılığıyla, toplumsal değerleri eğlenceli ve öğretici bir dille ele alıyor. Kitap, sıcak bir mahalle atmosferinde dostluk, yardımlaşma, paylaşma ve kültürel değerlerin önemini vurguluyor. Gelenek ve görenekler, mahalle dayanışması, arkadaşlığın önemi gibi konular her yaştan çocuğun ilgisini çekebilecek maceralarla işleniyor.

Şehreküstü Meydanı ve kentsel dönüşüm

“Hikâyelerimde, medeniyetimizin taşıyıcısı şehirlerimizi mekân olarak kullanmayı seviyorum” diyen Figen Yaman Coşar, “Bu hem kültür ve değerlerimizin yavrularımıza aktarımı hem de kurgu açısından zengin bir anlatım imkânı sunuyor. Daha önce İstanbul, Çankırı, Afyon ve Van’da geçen hikâyeler yazmıştım” ifadelerini kullanıyor. Coşar, “
Şehreküstü
Apartmanı” serisinin Osmanlı Devleti’nin başkentlerinden biri olan Bursa’da geçtiğini söylüyor. Coşar, “Bursa’nın mekân olması, yayıncım Melike Günyüz’ün fikriydi. Bir gün İstanbul dışında bir yerde yaşayacaksam, burası olabilir dediğim bu şehir hakkında okumalar yapmaya başladığımda karşılaştım Şehreküstü adıyla. Mehmed Safiyüddin Erhan Beyefendi, Bir Zamanlar Bursa’ydı kitabında, meydan düzenlemesi esnasında ‘Tarihî eserdir ve hiçbir surette yıkılamaz’ kararına rağmen, gece yarısı halat bağlanıp tamamen yıkılan Sülûkî Camii’nden bahseder. Trafiğin rahatlatılması adına yapılan bu yıkım, meydanın eskisinden daha karışık bir hal almasına sebep olmuştur. Kentsel dönüşüm yetkisi kullanılarak, betonarme müteahhitlerinin tarihî şehrin kalbinde nasıl bir toplu yıkım yaptığını belgeleriyle gözler önüne serer. İşte bu meydanın adıdır Şehreküstü. Bu isimle karşılaştığımda, kitabımın adını da bulmuş oldum. Bir esere isim verebiliyorsanız, kurgunun çatısını da zihninizde oluşturmuşsunuz demektir” sözleriyle kitabı yazmaya nasıl karar verdiğini anlatıyor.

Hayatın içinde ne yaşanıyorsa onları yaşayan iki çocuk

“Pandemi döneminde kurgu üzerinde çalışırken kuzenimin oğlu Toprak’ı kalabalık olmayan bir parka götürmeye niyet edip navigasyona Beykoz Çocuk Parkı yazdım. Rasgele gittiğimiz orman içindeki bu parkta, yan salıncakta sallanan küçük hanımın zekâsı beni çok etkiledi” ifadelerini kullanan Coşar, “Ona arabamın bagajındaki kitaplarımdan birkaçını imzaladığımda, aslında okurlarımdan biri olduğunu öğrendim. Zeynep serebral palsili bir çocuktu ve mücadele ile başlayan hayatı beni çok etkiledi. Kitabımın kahramanlarından birini bulmuştum. Diğer kahramanım ise yan salıncakta salladığım Toprak olacaktı. Onları gerçek hayatın içinde, tıpkı kendileri gibi gerçek birer çocuk olarak kurguladım. Meraklı, sorgulayan, zorlanan, yenilen, başaran, önyargılarla, hayal kırıklıklarıyla mücadele eden, hayatın içinde ne yaşanıyorsa onları yaşayan iki çocuk. Bir de Alzheimerlı babaannemiz Şakayık Hanım var ki bir gecede yıkılan koca tarihî eserler gibi hafızasının yıkıntıları arasında kendine yabancılaşma sürecine tanık oluyoruz. Kentsel ve kültürel dönüşümü mizahın eşlik ettiği bir eleştiri ekseninde ele almaya çalıştığım hikâyelerde gelenekle modern arasındaki bir çeşit berzah olan hayatımıza ayna tutmak istedim diyebilirim. Kitabın resimlenip yayına hazırlanma sürecinde Zeynep büyüyüp genç kız oldu. Ona müjdeyi verdiğimde akran zorbalığı yüzünden neredeyse okulu bırakmak üzereydi. Kahramanı olduğu eseri arkadaşlarıyla paylaşmak hem ona iyi geldi hem de arkadaşlarının onu daha iyi anlamasına vesile oldu. Ne tuhaf değil mi, gözümüzün önünde bizim hiçbir zorluk yaşamadan yapıp durduğumuz yutkunup konuşmayı, yürüyüp yazmayı olağanüstü çabalarla başarmış bir kahraman duruyor ve onun kahramanlığını ancak bir kitabın sayfalarında gördüğümüzde fark ediyoruz” diyor ve ekliyor: “Şehreküstü Apartmanı serisinde ifade etmek istediğim temel mesele, onlara bıraktığımız şehirlerin betonlarla perdelediğimiz kalabalığının arka planında, derin ve estetik bir ruhun olduğu. Bizi biz yapan cevherin, binlerce yıldır özenle taşınan bir miras oluşu ve hepimizin bu mirasın taşıyıcıları oluşumuz.”

Asıl ödül Zeynep’in mutluluğu

Geçtiğimiz günlerde Şehreküstü Apartmanı ile Türkiye Yazarlar Birliğinin “2024 Yılı Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri”nde çocuk edebiyatı ödülüne layık görülen Coşar, “Benim için asıl ödül, Zeynep’in yaşadığı mutluluk, tekrar kazandığı özgüven ve bunun neticesinde okula devam etme kararı oldu. Ümraniye Kitap Fuarı’nda Zeynep ve Toprak ile Şehreküstü Apartmanı’nı birlikte imzaladık. Ve o gün, Toprak’ın annesi ile Zeynep’in babasının yıllardır mesai arkadaşı olduğunu fark ettik. Ha bu arada, Zeynep’in öğretmeninin Bursa Şehreküstülü olması da bu kitabın tatlı tevafuklarından biri” diyor.




#Aktüel
#Edebiyat
#Figen Yaman Coşan