Abdullah Kasay tarafından kaleme alınan Bir Filmi Okumak ( Sinema, Ben ve Anlam ) adlı çalışmasında kendisinde iz bırakan filmlere ve sinemanın kendi dünyasındaki yerine odaklanıyor. Bunu yaparken çağdaş sanatın hayatımızda durması gereken yere dair sorular soruyor.
Yakın zamanda Loras Kitap’tan çıkan Bir Filmi Okumak (Sinema, Ben ve Anlam)’da Abdullah Kasay, kendisinde iz bırakan filmlere ve sinemanın ondaki yerine odaklanıyor. Bunu yaparken çağdaş sanatın hayatımızda durması gereken yere dair sorular da soruyor. Sanatın bizim neyimiz olduğuna daha doğru ifadeyle neyimiz olması gerektiğine yazarın kafa yorması her daim dikkate değer kılıyor onun yazılarını ve fikriyatını.
BEYAZ SİNEMA HAYALLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRİYOR
Abdullah Kasay, “sinema”ya emek vermiş ve bu alanda derinleşmiş bir yazar. Önce Perdenin Ötesine Bakmak adlı eserle buluşturdu bizleri. Ardından Çiçek Dürbününden Bakmak ile karşımızdaydı. Şimdi ise Bir Filmi Okumak ile okur karşısında. Perdenin Ötesine Bakmak’ta, yazarların sinemasına odaklamıştı okuru. Çiçek Dürbününden Bakmak’ın ise çocuk ve sinema bağlamında Türkiye’de büyük bir boşluğa cevap niteliğinde olduğunu söylemek yerinde olacak. Söz gelimi öğretmen kimliğimi de göz önünde bulundurarak ifade etmek isterim ki ebeveynler kimi zaman çocukları için tavsiye kitap isterlerken bizlerden, kimi zaman sinema konusunda da bir arayış içinde ve yardıma muhtaç bir psikolojide davranabiliyorlar. Özellikle de iletişim araçlarının ve sosyal medyanın çocuk için güzel ve iyi bir şeyler öneremediği ancak çocuğun kitle iletişim araçlarına böylesine maruz kaldığı bu çağda, Çiçek Dürbününden Bakmak, “beyaz sinema” hayalimizin yazınsal bağlamda da olsa gerçekleştiğine dair bir örnek niteliğinde.
YEDİNCİ SANATA DAİR
Kuşkusuz şahsım adına bir diğer deyişle yedinci sanat olan sinemayla iletişimimi taze tutmaya çalışıyorum. Geçmişteki film çekme hayalleri ve yarım kalmış senaryolarım kenarda dursa da sinema hala benim için çokları gibi büyülü bir dünya olmaya devam ediyor. Yakın zamanda verdiğim bir söyleşide de yol hakkında görüşlerim sorulduğunda aklıma hep izlediğim yol ve arayış filmleri geldi. Bunlardan bahsederken şöyle dedim: “Tüm bu duraklarda durdum. Ve kendimden bir şeyler buldum.” Sinema belki de insana, insanın hallerine dair bir ayna oldukça dünyamızda öncelikli sıralarda yer almaya devam edecek. Abdullah Kasay’ın da bir filmi “okur”ken muradı budur belki de? Kim bilir. Ben Bir Filmi Okumak adlı eseri okurken “yol” kavramının onun için önemli olduğunu bir kere daha düşündüm.
Aynı zamanda bir yerli film yazara bir başka yerli filmi çeşitli açılardan hatırlatabiliyor. Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu ve Sevmek Zamanı örneğinde olduğu gibi. Bir filmi okurken yazarlık konumunu da elden bırakmıyor. Bir şairden alıntı yapıyor söz gelimi. İlhami Çiçek örneğindeki gibi. Bu da ilgili yazılara farklı bir tat katmış.
Son olarak Abdullah Kasay’ın eserlerini okurken sinemaseverler olarak Sadık Yalsızuçanlar’ın Rüya Sineması’na, Ayşe Şasa’nın Yeşilçam Günlüğü’ne, Enver Gülşen’in Hakikatin Sineması, Sinemanın Hakikati eserlerine de göz gezdirebilirsiniz. Böylece kitaplığınızın görsel sanatlar ve sinema bölümünde duracak bu yeni kitaplar, sizler tarafından okunmayı bekliyor olacak. En çok da bakmak değil görmek, bilmek değil anlamak, dokunmak değil hissetmek için. Zira Bir Filmi Okumak şimdiden bunu başarmış durumda.