90’lı yılları koalisyonlar ve krizlerle geçiren Türkiye, 2000’lere de krizle merhaba dedi. 2000’lere damgasını vuran ekonomik depremi Çankaya Köşkü’ne seçtirdiği Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasındaki kriz tetikledi. 19 Şubat 2001 tarihli MGK’da Sezer’in Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatması üzerine Ecevit toplantıyı bakan ve bürokratları ile terk etti. Devletin tepesindeki bu kriz ekonomide tarihe ‘kara çarşamba’ olarak geçen depremi doğurdu. Gecelik faizler yüzde 7 bin 500’lere kadar çıkarken Merkez Bankası’ndan 7,6 milyar dolarlık döviz çıkışı oluyordu. Ardından ekonomik kriz yaşandı. Esnafın sokağa döküldüğü, Başbakanlık önünde yazar kasa atıldığı krizde Yeni Şafak, MGK’da yaşanan olayı ‘Tarihi Fırça Krizi’ olarak tanımladı. 20 Şubat 2001 tarihinde Sezer-Ecevit arasındaki kriz ise “Hortum Patladı” manşetiyle duyurduk.
19 Şubat 2001 pazartesi günü Türkiye ekonomi ve siyasi tarihin en büyük krizlerinden birini yaşadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit arasında aylardır gerilim yaşanıyordu. 19 Şubat günü yapılan MGK’da gerginlik patlak verdi. MGK toplantısı başlarken Sezer, Ecevit’in Devlet Denetleme Kurulu’nun çalışmalarını eleştiren sözlerinden rahatsızlığını dile getirdi. Sezer, Başbakan Ecevit’e dönerek, “Sayın Ecevit, bankalarla ilgili benim Devlet Denetleme Kurulunu devreye sokmama tepki gösteriyorsunuz. Siz, basına ‘Denetimin denetimi mi olur?’ diyorsunuz. Burada yapılan nedir? Hükümet olarak kamuoyu önünde beni küçük duruma düşürüyorsunuz. Beni yıpratmak için uğraşıyorsunuz...” şeklinde sözler sarf etti.
Sezer, Ecevit’in Beyaz Enerji operasyonunu yürüten Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Talat Şalk hakkında soruşturma açmasını da doğru bulmadığını söyledi ve eleştirilerini dile getirdi. Ecevit Sezer’in sözünü keserek konuşmasının bitip bitmediğini sordu. Sezer de yüksek bir ses tonuyla bitmediğini söyledi ve “Bu yoksul halkın bankalarda 12 milyar doları gitti. Bugün hala kamu bankalarında yolsuzluklar oluyor. DDK devreye girdi diye niye rahatsız oluyorsunuz?” diye konuştu. Sezer, sözünün hemen ardından önünde duran anayasa kitapçığını havaya kaldırıp, “Denetimin denetimi mi olur diyorsunuz. Anayasa’nın 108’inci maddesi ortada. Bal gibi olur” ifadelerini kullandı. Gerginliğin had safhaya ulaştığı MGK’da Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan araya girerek, Sezer’e “O anayasayı bir de biz görelim, anlayalım” dedi. Sezer, Özkan’ın bu sözüne sinirlendi ve elinde tuttuğu anayasa kitapçığını, Ecevit’e doğru fırlatarak, “Alın okuyun o zaman” diye bağırdı.
Sezer’in bu tavrının ardından Ecevit ve kabinesi toplantıyı terk etti. Özkan salondan çıkarken anayasayı aldı ve Sezer’in bulunduğu yöne geri fırlattı. Sezer’i Köşk’e kendilerinin çıkardığını hatırlatan Özkan’ın Sezer’e söylediği “nankör kedi” sözü siyaset tarihine geçti.
Gergin geçen toplantının ardından Ecevit yaptığı açıklamada Sezer’in kendisine anayasa kitapçığını fırlatmasını ‘terbiye dışı bir üslup’ olarak niteledi. Ecevit, “Cumhurbaşkanı yüzüme anayasa kitapçığını fırlattı. Hüsamettin Bey de ben salondan çıkınca alıp ona doğru fırlatmış” dedi.
Olayın ortaya çıkmasından saatler sonra Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden biri başladı. Tarihi MGK’dan önce ekonomik krizle boğuşan Türkiye’de ekonomik kriz iyice tırmandı. Borsa yüzde 14.6 düştü, repo faizleri yüzde 7 bin 500’e fırladı. Merkez Bankası’ndan yaklaşık 7.6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. 3.5 milyar dolarlık net sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçti. Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan’da 1 milyon 161 bine tırmandı. İşsizlik oranı yüzde 11’lere, kentsel alanda eğitimli genç işsiz oranı da yüzde 30’ları bulmuştu. 2000 yılında 1 milyon 452 bin olan işsiz sayısı, 2001’de 450 bin artışla 1 milyon 902 bine çıktı. 2002’de ise işsizler ordusuna 510 bin kişi daha katılarak mevcut işsiz sayısını 2 milyon 412 bine yükseltti. Türkiye 2001 yılında da yüzde 9.5 küçüldü. Sezer ve Ecevit’in 51 milyar dolara mal olan kriz etkileri Türkiye’yi uzun yıllar sarstı.
Sezer ile Ecevit bir hafta sonraki MGK toplantısında bir araya geldi medya buzların eridiğini yazmasına rağmen aradaki buzlar erimedi. Ecevit o dönem yaşananları şu sözlerle anlattı: “Odasına giriyorum. Anlatacaklarımı anlatıyorum. 10 dakika sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı susuyor. Ben de konuşkan değilim. Birbirimize bakıyoruz. Görüşme 20 dakikada bitiyor.”
22 Şubat 2001 tarihli sayımızda da “Ecevit Konuştukça Ekonomi Batıyor” başlıklı manşetle çıktık. Ecevit’in “kapris politikasının” siyasette ve ekonomide telafisi imkansız sarsıntılara yol açtığı belirtiliyor.