Erken evrede teşhis edilen, yayılmamış veya radyoterapi sonrası nükseden prostat kanserinin tedavisinde umut veren, ameliyatsız yeni bir tedavi yöntemi var: Fokal Terapi. Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, fokal tedaviyle prostattaki sadece kanserli hücrenin hedeflendiğini, sağlıklı dokulara zarar verilmediğini, tedavi sonrası hastanın idrar kaçırma ve bağırsak problemi yaşamadığını belirtiyor.
Prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen organ kanseri. Dünyada her 3 dakikada bir erkeğe prostat kanseri tanısı konuyor, her 14 dakikada bir erkek prostat kanserinden hayatını kaybediyor.
Yayılmamış erken evre prostat kanserinde çok uzun zamandan beri yapılan iki klasik tedavi mevcut; ameliyat ve radyoterapi (ışın). Ancak bu yöntemlerin idrar kaçırma ve bağırsak problemleri yaratarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yan etkileri mevcut. Bunun yanı sıra uzun süren anestezi, vücutta yapılan kesiye ait yara iyileşmesi için geçmesi gereken süre, hastanın günlük hayatına dönmesi için ihtiyaç duyulan uzun nekahat dönemi gibi birçok dezavantajı da bulunmakta. Oysa şimdi prostat kanseri tedavisi sonrasında bu yan etki ve dezavantajların yaşanmadığı, tıp dünyasında yüz güldüren önemli bir gelişme var. Üstelik ameliyatsız: Fokal (Bölgesel) Tedavi.
Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, fokal tedaviyle prostatta sadece kanserli hücrenin hedeflendiğini, sağlıklı dokulara zarar vermediğini, tedavi sonrası hastanın idrar kaçırma ve bağırsak problemi yaşamadığını belirtiyor.
Fokal tedavi, prostattaki sağlıklı dokulara zarar vermeden, sadece kanserli bölgeye yönelik uygulanan bir tedavi yöntemi. Yüksek yoğunluklu ultrason dalga (HIFU) teknolojisi, fokal tedavi konusunda en fazla deneyime sahip olunan yöntem.
‘‘Tedavide önce rektal yoldan (makattan) giriş yapılarak prostat değerlendiriliyor, özel bilgisayar programı yardımıyla tahrip edilecek dokular belirleniyor. Ardından robotik programla ultrason enerjisinin odaklandığı dokuda ısı artışı sağlanarak, hedef bölgedeki hücrelerin tahrip olması, kanserin kansız ve bıçaksız yok edilmesi sağlanıyor. Tedavinin bir diğer önemli avantajı ise, tedavi sırasında görüntüleme yapılarak, istenilen bölgede etkili tedavinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin görülebilmesi. Canlı hücreler olduğu düşünülürse, işlem bitmeden bu hücrelere anında müdahale edilebiliyor.’’
Tedavinin tek seansta ve hastanın hiç bir zararlı ışın almadan gerçekleşmesi, herhangi bir kesi ya da delik olmadığı için yara iyileşmesi gibi bir problemin olmaması, tedavi sonrası idrar kaçırma probleminin yaşanmaması, tedavi sonrasında sondanın bir ya da iki gün gibi çok kısa süre vücutta kalması, hastanın aynı gün evine dönebilmesi, iyileşme süreci çok kısa olduğu için hastanın günlük aktivitelerine bir hafta sonra dönebilmesi fokal tedavinin en büyük avantajları.
Ameliyathanede anestezi altında yapılan, prostatın hacmine bağlı olarak yaklaşık 30-90 dakika süren fokal tedavi, özellikle erken evrede prostat kanseri tanısı konan, yayılmamış prostat kanseri olan hastaları için uygun. ‘‘Bunun dışında gerek ileri yaş, gerekse genel sağlık durumundaki bozukluktan dolayı ameliyatın uygulanmadığı hastalarda bir seçenek. Bu tedavinin etkili olduğu bir diğer hasta grubu ise, daha önce radyoterapi tedavisi olmuş, ancak hastalığın prostat içinde nüks ettiği kişiler. Fokal terapi bu hastalarda “kurtarma” tedavisi olarak başarıyla uygulanabiliyor.’’