Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ''İslam dünyasına baktığımızda, İslam selama dönüşmüyor, her yerde savaş, cinayet şebekeleri, terör, din adına işlenen cinayetler… İstirham ediyorum, bilhassa son on yıllarda İslam dünyasında çıkan bu yanlış düşünceleri, kendi ülkelerinize, coğrafyalarınıza, çocuklarınıza taşımayın.'' dedi.
Görmez, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle İpsala ilçesinde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, bugün bütün alemlere gönderilen Hazreti Muhammed'i selamlamak için bir araya geldiklerini, etkinliğe sadece Balkanlar'dan gelen din adamlarının değil, Müslümanların kalbindeki Peygamber sevgisinin peşine takılarak kilise mensuplarının da geldiğini belirtti.
Kutlu Doğum'un tüm insanlığın, tüm Müslümanlığın yeniden birleşmesine vesile olmasını dileyen Görmez, ''Bu sene çağrımız 'Gelin birlik olalım' çağrısı. İpsala'da yaptığımız bu programın özel bir anlamı var. Hepiniz gelerek, şunu dediniz; Ülkelerimizin arasına sınırlar konabilir ancak kalplerimizin arasına hiçbir sınır konulamaz. Ancak bir sevda var ki ona sınırlar konulamaz, o sevda Muhammed Mustafa sevdası, Peygamber sevgisidir.'' diye konuştu.
Görmez, etkinlikte okunan selaları az ötede Dimetoka'da 100 yıldır ezan sesine hasret kalmış Çelebi Mehmet Camisi'ne armağan ettiklerini söyledi.
Bu sene ilan ettikleri temanın ''Hz. Muhammed, Tevhid ve Vahdet'' olduğunu anlatan Görmez, Kelime-i Tevhid'in Müslümanları tüm kan kardeşliğinden öte, birbirine bağladığını vurguladı.
Tevhidin sadece Allah'ın varlığı ve birliğine iman etmekten ibaret olmadığını belirten Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Allah'ın şanını yüceltmekten ibaret değil tevhid, bütün kainatın inancıdır. Kuran'a göre tüm kainat Allah'a teslim olmuştur. Bu anlamda bütün varlık alemi Müslümandır, Allah'ı tespih eder. Kuşların dilidir, ağaçların, güneşin, yıldızların dilidir tevhid. Sorunu çıkaran insan. Oysa tüm kainat Allah'a teslim olmuştur. Tevhid bir tarihtir, medeniyettir, kainatı doğru okumaktır, kul ve köle olanlara, kul ve köle olmamaktır. Tevhid medeniyeti mensupları, varoluş gayesini bilirler, yaradılışın anlamını kaybetmezler, Tevhid medeniyetine göre, dünya doğu ve batı diye ikiye ayrılmaz. Dünya insanlığın bir kısmı bir başka kısmının nimetlerini sömürüyor, sonra da insanlığı tasnif ediyor, gelişmiş, gelişmekte, gelişmemiş ülkeler… Tevhid medeniyetine göre, insan insanın kurdu değil, insan insanın yurdudur, rengine, mezhebine, diline, dinine göre tasnif etmez, zengin olmanın Allah katında bir hükmü yoktur. Tevhid medeniyetine göre, insanlar sadece erdem ve faziletlerle değer bulurlar. Tevhide göre, insanlar iyi işler yaptıkları zaman değer bulurlar. Bugün insanlığın değersizleşmeye başladığı bir çağı yaşıyoruz. İnsanlığı diriltmek, sadece can taşımak, diri olmak anlamına gelmiyor. İnsanlığı yaşatmak, yüceltmek, diriltmek için birlik olmak gerekiyor. Bu da tevhidden geçiyor, tevhidin gayesi vahdettir.''
İslam dininin üç büyük gayesinin selam, eman ve vahdet olduğunu aktaran Görmez, İslamın yer yüzündeki en büyük gayesinin ise selam olduğunu vurguladı.
Görmez, bugün İslam dünyasında İslamın selama dönüşmediğine işaret ederek, şöyle devam etti:
''İslamın yeryüzündeki en büyük gayesi selamdır, selam barış demektir. Kimi görürsek, tanıyalım, tanımayalım selamün aleyküm diyoruz. Sen barışsın, selam sendendir ya Rabbi diyoruz. Ancak bugünlerde İslam dünyasına baktığımızda, İslam maalesef selama dönüşmüyor. Niçin İslam selam getirmiyor? İkincisi iman, iman güveni beraberinde getirir, iman emanı getirir. İmanın olduğu yerde güven olur. Mümin aynı zamanda güvenilir demektir. Tevhid de vahdet getirir. İslam dünyasına baktığımızda, İslam selama dönüşmüyor, her yerde savaş, cinayet şebekeleri, terör, din adına işlenen cinayetler… İstirham ediyorum, bilhassa son on yıllarda İslam dünyasında çıkan bu yanlış düşünceleri, kendi ülkelerinize, coğrafyalarınıza, çocuklarınıza taşımayın. Bunun yolu, onları dinimiz konusunda, daima doğru bilgilendirmekten geçmektedir. İman neden eman oluşturmuyor. Güven ülkeleri neden oluşmuyor. Tevhid neden vahdete dönüşmüyor?''
İnsanlığın merhametinin azaldığını kaydeden Görmez, insanlığın Hz. Muhammed'in getirdiği merhamete ihtiyacı olduğunu belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Hz. Muhammed'in hayvanlara gösterdiği merhamete bir örnek sunarak, ''Geçen hafta Amerika'da açtığımız caminin etrafı ormanlık, çokça sinek var. Bir sinek ilacı yok mu dedim, 'Hocam Amerika'da sinek ilacı kullanmak yasaktır' dediler. 'Maşallah' dedim. Çünkü tabiatın dengesini bozuyormuş. Bir maşallah daha çektim, sonra dedim ki (ah keşke Irak'ta 1 buçuk milyon insan ölürken de bu kadar hassas olabilseydiler.) Bir örnek de bizden, geçen sene Arafat'ta sivrisinek doluydu, ihramlı olduğumuz için sinek geliyor, 'afiyetle yiyin' diyorsunuz, dokunamıyorsunuz. İhramla Allah müminlere ders veriyor. Sivrisineklere dokunamadık Arafat'ta. Sonra geldik Cemerat'a, şeytanı taşlarken binlerce kardeşimizi, ezerek öldürdük. Allah bizi bu çelişkilerden kurtarsın. Allah biz insanlığa yeniden merhamet lütfetsin.'' değerlendirmesinde bulundu.
Erzurum Palandöken Solakzade Camisi İmam Hatibi Ali Turhan'ın Kur'an-ı Kerim okuduğu programda, şef Ali Ortapınar'ın yönetimindeki koro, tasavvuf musikisinden örnekler seslendirdi.
Etkinliğe, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Vali Vekili Beyazıt Tanç, İskeçe, Gümülcine, Makedonya, Kosova, Bulgaristan'dan gelen başmüftüler, din adamları, kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri ile Balkanlar'dan gelen misafirler ve farklı şehirlerden gelen vatandaşlar katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, programın sonunda Balkanlar'dan gelen din adamlarına gül verdi.