Harris’i gölgede bırakacak şekilde seçim çalışmasına katılan Obama ailesi kaybedenler arasında. ABD ve Avrupa, özellikle savunma harcamaları konusunda yine karşı karşıya gelecek. Trump, Ukrayna’ya askeri yardımı kesip, Çin ile ticaret savaşlarını büyütebilir. Demokratların kaybı hamileri olduğu LGBT’nin de kaybı oldu.
Dört yıl sonra Beyaz Saray’a daha güçlü dönen Cumhuriyetçi Başkan Adayı Donald Trump'ın zaferi küresel ve yer alanda kaybedenleri de oldu. Trump'ın zaferi başta ABD'nin müttefikleri olmak üzere birçok devletin politikasını etkilemeye namzet. Öte yandan ABD iç siyasetinde de önemli değişiklikleri beraberinde getirebilir.
Avrupa için kötü haber
Donald Trump'ın ilk başkanlık döneminde Atlantik'in doğu yakasındaki Avrupalı müttefikleriyle ilişkiler sorunlu ve inişli-çıkışlı bir seyir izlemişti. Joe Biden'ın başkanlığı döneminde bu ilişki normalleşse de Trump'ın gölgesi ilişkiler üzerinde hep hissedildi ve nihayetinde Avrupa başkentlerinin endişeleri haklı çıktı. Trump'ın ikinci döneminde, başta Almanya ve Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesiyle, başta savunma harcamaları olmak üzere, ticaret ve küresel meselelerde öncelikler üzerine bir gerilimin yaşanması bekleniyor. ABD'nin stratejik müttefiki İngiltere'de İşçi Partisi'nin iktidarıyla Londra-Washington arasında da gerilim yaşanabilir. Trump seçim kampanyası sırasında İşçi Partisi üyelerini Demokrat Parti'ye bağış yapmakla itham etmişti.
Ukrayna için masa vakti mi?
Trump seçim kampanyasında Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’yi “tarihin en iyi satıcısı” olarak nitelemiş ve Ukrayna’daki savaşı sona erdireceğini belirtmişti. Cumhuriyetçi seçmenin büyük bölümü de ABD’nin Ukrayna için çok fazla harcama yaptığını düşünüyor. Trump'ın 2025'te Beyaz Saray koltuğuna oturmasıyla birlikte ilk gündemlerinden birisinin Ukrayna ile Rusya'yı masaya oturtmak olduğu değerlendiriliyor. Trump'ın sadece Ukrayna'ya milyarlarca dolarlık askeri yardımı durdurması bile Kiev'e masaya oturmaya zorlayabilir.
Çin'le yeniden ticaret savaşı
Donald Trump ilk başkanlık döneminde Çin ile sert bir ticaret savaşı başlatmıştı. Yeniden seçilmesi halinde de Çin'e yönelik yüzde 60'tan fazla gümrük vergisi uygulanmasını önerdi. Çin ve Tayvan konusunda tansiyonun yükseldiği bir dönemde Trump, Çin'e daha fazla odaklanması bekleniyor. Trump'ın özellikle elektrikli otomotiv piyasasını sarsan Çin şirketlerine karşı yüzde yüz gümrük vergisi getireceğini ve Meksika'da kurulan fabrikalardan ithalatı engelleyeceğine yönelik sözler hâlâ hatırlarda. Trump'ın seçim sürecinde adeta sağ kolu olan Elon Musk'ın da elektrikli otomobil şirketi Tesla'nın sahibi olduğu unutulmamalı.
Obama ailesi
Demokrat Parti'nin politikalarına başkanlık dönemi bittikten sonra dahi yön veren ve damga vuran eski ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama'nın siyasi hayatlarının da sona erdiği değerlendiriliyor. Obama'nın, 5 Kasım'a haftalar kala Kamala Harris'i gölgede bırakacak bir şekilde seçim sürecine dahil olması ve kimlik politikalarını öne çıkaran söyleminin seçmende önemli bir karşılığı olmadığı görüldü. ABD siyasetinde Obama döneminin dün itibarıyla tamamen kapandığı söylenebilir.
LGBT lobisi
Demokrat Parti'nin kimlik politikaları içinde kendine yer bulan aile karşıtı LGBT lobisi de seçimin en büyük kaybedenlerind en. Trump'ın aile değerlerini ve birliğini öne çıkartan, özellikle çocukları hedef alan cinsiyet değişikliği politikasına karşı çıkan ve LGBT'nin eğitim sistemine sızma girişimlerine set çeken politikalarının Amerikalı seçmende beyaz, siyahi ya da latino olmak üzere sınıflar ve kimlikler ötesi bir karşılık bulduğu ortaya
çıktı.