Küresel sermayeyi teslim alan LGBT lobisi, sosyal medyayı da ahtapot gibi sardı. YouTube, Yeni Şafak’ın bilimin ışığında hazırladığı LGBT dosyasını 'nefret söylemi' gerekçesiyle kaldırdı ve yayın mecrasına 7 gün ceza verdi. Yeni Şafak bu keyfi adımı yargıya taşımaya hazırlanırken, İletişim Başkanlığı sansürü yakın takibe aldı.
Dünyanın dört bir yanında dev şirketleri, siyasetçileri, bilim adamlarını ve sivil toplum kuruluşlarını baskı alan LGBT lobisi YouTube’da da kendisini gösterdi. Yeni Şafak’ın LGBT dosyasını yayından kaldıran YouTube, 7 gün de yayın durdurma cezası verdi. Yeni Şafak internet servisi küresel bir toplum mühendisliği projesine dönüşen LGBT ile ilgili bilimsel bir çalışmaya imza attı.
BİLİM KONUŞTU YALAN ÇÖKTÜ
Editörlüğünü Şefika Nur Çifçi’nin yaptığı çalışma kapsamında, LGBT lobisinin yalanları Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter ve Dr. Şöhret Karaduman ile birlikte masaya yatırıldı. Aylar süren çalışma sonunda LGBT lobisinin meşrulaştırma aracına dönüşen ‘Eşcinsellik geni var’, 'Eşcinselliğin doğuştandır’ gibi söylemlerin yalan olduğu bilimsel verilerle ortaya kondu. LGBT lobisinin çocuklara dahi dayattığı cinsiyetsizliğin’ aslında toplum mühendisliği projesi olduğu tespiti kamuoyu ile paylaşıldı.
DOSYA SES GETİRDİ
Dosya hem kamuoyunda hem de akademi çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. 40 dakikalık video, YouTube'un tüm engellemelerine rağmen 500 bine yakın izlendi. Instagram paylaşımıyla 5 milyondan fazla görüntülenmeye ulaştı. Dosya ses getirince YouTube devreye girdi.
- Önce videonun görünürlüğünü ve aramalarda çıkmasını engelleyen sosyal medya kuruluşu, çalışmanın sesini kısamayınca işi sansüre kadar vardırdı. YouTube LGBT lobisini rahatsız eden haberi 'nefret söylemi' barındırdığı gerekçesiyle yayından kaldırdı. Skandal bununla da sınırlı kalmadı, Yeni Şafak’ın YouTube kanalına 7 gün ceza verildi.
KEYFİ SANSÜR YARGIYA TAŞINIYOR
Yeni Şafak, sansüre karşı harekete geçti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu konuyla ilgili olarak bilgilendirilirken, YouTube’un Türkiye temsilciliği nezdinde de girişimlerde bulunuldu. Ayrıca konunun hukuki boyuta taşınması için de hazırlıklara başlandı. İletişim Başkanlığı da sansürü yakın takibe aldı.
Düşünce özgürlüğüne büyük tehdit
YouTube’un hukuk dışı sansürüne hukukçular da tepki gösterdi. Sosyal Medya Hukuku Uzmanı Avukat Cüneyd Altıparmak, sosyal medya platformlarının kullanıcılara talimatlar dayattığına dikkat çekerek özetle şunları kaydetti: “Sosyal medya internetin hâkim gücü artık. Bu hâkim güç her alanda bizi dizayn etmeye başlıyor ve artık etkisi gözle görünür biçimde. Sadece YouTube için değil diğer şirketler için de durum aynı. Facebook, Twitter ve diğerleri… Topluluk Kuralları adı altında bir metinle, neyin nefret, neyin hakaret, neyi sahtecilik, hangi eylemin şiddet, hangi girişimin terör eylemi olduğunu yeniden tanımlayarak tüm dünyaya ‘bu kurallara uyacaksınız’ talimatı veriyorlar adeta…
DEVLETTEN ÜSTÜN DEĞİLLER
Konu toplumun demokratikleşmesi, ifade özgürlüğüne gelince de pek farklı değil. Layüsel kuralları, keyfi kararlar ve kendi yaşam tarzını dayatan yorumlar ile oluşturulmuş “topluluk kuralları”, devletlerin egemenlik haklarına yönelmiş büyük bir tehdit. Siz bir örgütü “terörist” olarak ilan ediyorsunuz ama onun Youtube’da devlet aleyhine çarşaf çarşaf videoları dönüyor. Cinsel yönelim konusunda da durum benzer. Tercihleri dönüştürme çabası var. Bir tarafın sesini kısan, bir tarafın sesini açan yaklaşım. Ben buna itiraz ediyorum. Bu konuda sözü olan herkese eşit imkân tanınmalı. Bir de bir sosyal medya şirketi nerede faaliyet gösteriyorsa o ülkenin hukukuna tabi olmak zorunda. Topluluk kuralları, devletin kurallarından üstün olamaz…”
Dijital faşizm
Yeni Şafak Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik, YouTube’un kararının dijital faşizm olduğunu ifade etti. Çelik, şu ifadeleri kullandı: “YouTube bir medya kurumuna açıkça sansür uyguladı. Bu karar, haberde yer alan bilim adamlarının görüşlerini de yok saymaktır. Tek taraflı bir yargılamaya giden YouTube, yine tek taraflı olarak kararını cezayı uygulayarak bildirdi.
YASALARI YOK SAYDILAR
Biz gazetecilerin fikir ve ifade özgürlüğünü, kanal abonelerimizin de haber alma özgürlüğünü kısıtladı. Kaldırılan içeriğimiz bilim dünyasında ve kamuoyunda faydalı bir tartışma çıkarmıştı. Bilimsel bir tarafı vardı bu dosyanın. Bu aslında dijital bir faşizmdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarının yok sayılmasıdır. Çünkü biz gazetecilik faaliyetlerimizi yasalar çerçevesinde yürütüyoruz.
İSTEDİĞİ HER ŞEYİ KALDIRACAK!
Bu karara karşılık hukuki bir süreç başlatacağız. Çünkü bu şu demektir, YouTube istediği her içeriği kaldıracak, istediği kullanıcıyı engelleyecek ve istemediği hiçbir içeriği, videoyu da yayınlamayacak. Bunu ilan etmiş oluyor. Bundan sonra bizim için YouTube'da gazetecilik yapmak zor. Bunun farkındayız ama bunun hukuki mücadelesini vereceğiz. Kamuoyu mücadelesini de vereceğiz.”