Yeni Şafak LGBT dosyasını açıyor. ‘Onur’ adı verdikleri yürüyüşleriyle meşruiyet kazanmaya çalışan, ilan ettikleri günü önce haftaya sonra da tüm haziran ayına yayan, kendilerine saygı duyulması iddiasıyla kitaplarda, filmlerde, sokaklarda ve her alanda propagandalarını yaparak çocuklara dahi cinsiyetsizliği dayatan LGBT aktivizminin iddialarını, alanında uzman ve cesur 6 isim Yenisafak.com'a verdiği röportajlarında bilimsel açıklamalarıyla yalanladı.
Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada başta çocuk ve gençler olmak üzere toplumlar, LGBT aktivizminin propagandasına maruz kalıyor. Verilere göre eşcinsel eğilime sahip insan sayısında ciddi bir artış söz konusu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman, eşcinselliğin toplumların ikna edilmeye çalışıldığı gibi doğuştan olduğunu değil, sonradan meydana geldiğini ve eşcinsellik geninin olmadığını açıkladı.
Eşcinsellik doğuştan mı gelir, sonradan mı ortaya çıkar?
- Araştırmanın ortak liderlerinden, Cambridge, Massachusetts’teki Broad Institute of MIT ve Harvard’da genetikçi olan baş araştırma yazarı Andrea Ganna açıkça “eşcinsel geni yoktur” diyor.
Ganna, bir telekonferans sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ekibin neden böyle bir çalışma yapmak istediklerine dair sorulan soru üzerine, bu konudaki önceki araştırmaların çoğunlukla sağlam sonuçlar sunmadığını belirtti:
Önceki çalışmalar küçük ve zayıftı. Bu yüzden geniş bir uluslararası konsorsiyum oluşturup yaklaşık 500 bin kişinin verilerini toplamaya karar verdik. Bu daha önce bu konuda gerçekleştirilen çalışmalardan yaklaşık yüz kat daha büyük bir oran.
Hayatının belli döneminde eşcinsel olarak yaşamını sürdüren insanların ciddi oranlarda pişmanlık duyduklarını ve tedavi olmak istediklerini biliyoruz.