NATO’nun Norveç’teki Trident Javelin (Üç Uçlu Mızrak) Tatbikatı’nda Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefe konulduğu skandalın yankıları sürüyor. Tatbikatta gerçekleşen planlı rezalet, münferit bir olay olarak yansıtılmaya çalışılsa da çok ciddi amaç ve sonuçlara hizmet ediyor. Edinilen bilgiye göre olay, bir hafta önce meydana geldi. 8 Kasım’da başlayan tatbikatın ilk günlerinde yaşanan bu olayın ardından tatbikat 16 Kasım’da sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, skandaldan 17 Kasım’da haberdar oldu ve yapılan alçaklığı kamuoyuna duyurdu. Norveç’teki tatbikatın senaryosunda düşman ülke ‘Skolken ülkesi’ olarak belirlendi.
Norveç ordusunda görevli bir teknisyen, Skolken ülkesinin ‘diktatör lideri’ diye resmedilen düşman tablosuna Atatürk’ün fotoğrafını koydu. Senaryoda ayrıca, Skolken ülkesinin liderinin sosyal medya hesabındaki paylaşımları üzerinden başlayan savaş senaryosu da tatbik edildi. Türk asıllı Norveçli bir sözleşmeli subay tarafından açılan sahte hesap, tatbikat senaryosunun parçasıydı. ‘RTerdogan’ adına sahte hesap açarak buradan Erdoğan’ı ‘düşman unsur’ olarak tanımlayan Norveç subayı, NATO’yu zarara uğratan anlaşmalar yaptığını iddia ettiği Erdoğan’ı ‘NATO düşmanı’ olarak gösterdi.
Tatbikatın jenerik senaryosunda, hayali Skolken ülkesiyle Türkiye arasındaki benzerlikler dikkat çekti. Senaryoda, ‘Skolken ülkesinin S-400 edinme yönünde önemli aşamalar katettiği’ ve ‘son dönemde Skolken ile S-400 üreticisi ülke arasındaki yakınlaşmanın arttığı’ detayları yer aldı. Liderin sosyal medya paylaşımları da eklendiğinde yaşanan gelişmeler üzerine NATO’nun operasyon hedefindeki ana ülke Skolken’e savaş açıldı. NATO, yaşanan skandalı ‘münferit, kişisel’ gibi sözlerle geçiştirse de jenerik senaryodaki bu ayrıntılar tatbikatın Türkiye’ye atfedildiğini açıkça gösteriyor.
NATO, Trident Javelin tatbikatıyla açıkça Türkiye’ye karşı savaşın senaryosunu çalıştı. Tatbikatta yaşanan bu skandal, “Türkiye’ye yönelik bir operasyonun hazırlığı” olarak yorumlandı. Asıl senaryo, Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yalan söylemler yayarak NATO’yu Türkiye’ye düşman etmekti. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile görüşmesinde, “Başlatılan idari soruşturmanın sadece olaydan sorumlu kişiler ile sınırlı kalmayıp, etraflı bir soruşturma yapılması ve bazı kişilerin kendi amaçları için NATO’yu araç olarak kullanmasına ve ittifakın işbirliği ve dayanışmasına zarar vermesine müsaade edilmemesi gerektiğini” vurguladı.
Norveç’teki skandal tatbikatta ‘RTerdogan’ adına açılan hesap ve Atatürk’ün ‘düşman ülke lideri’ olarak gösterilmesi rastlantısal değil. Çünkü NATO’nun yıllık tatbikatlarına ilişkin senaryoları, aylar önceden en ince ayrıntısına kadar emir-komuta silsilesi içerisinde belirleniyor. Yine tatbikatlarda kullanılacak tüm materyallerin de önceden hazırlanmış olması gerekiyor. TSK’dan 41 personelin katıldığı Trident Javelin Tatbikatı da NATO’nun planlı tatbikatlarındandı. 2014-2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen ve NATO mukabele kuvveti sertifikasyonu için yapılan Trident Juncture tatbikatlarının dördüncüsü olan Trident Javelin, Hollanda Brunssum ve İtalya Napoli’deki NATO Müşterek Kuvvet Karargahlarının sertifikasyonlarına hazırlık amacıyla yapıldı. Bu tatbikatın ardından müşterek kuvvet, 2018’de NATO görevlerini icra edebileceklerine dair sertifikalandırılacaktı. Bu şekliyle Javelin, NATO’nun 2018 yılında yapacağı muhtemel bir operasyonun hazırlık durumunun tatbikatı olarak değerlendiriliyor.
* Norveç’te Türkiye’yi hedef alan skandal tatbikat, NATO’nun 2018 yılında yapacağı muhtemel bir operasyonun hazırlığıydı.
* Tatbikata konu olan ülkenin adı Skolken olarak belirlendi. Senaryoya bakıldığında Skolken ülkesinin Türkiye olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyor. Skolken ülkesinin hedef alınmasının sebebi S-400 pazarlığı yapması ve S-400 üreten ülkeyle yakınlaşmasıydı.
* Tatbikatın yapıldığı NATO üssünde 15 Temmuz’a kadar görev yapan Fetullahçı subaylardan 5’i (biri askeri ateşe) 15 Temmuz’dan sonra Norveç’ten siyasi sığınma talep etti ve bu ülkeye sığındılar. Skandalda FETÖ şüphesi gözardı edilmiyor. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki tetikçilerinden eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de 10 yıl önce bu karargahta görev yapan isimler arasındaydı.
* Tatbikatın planlaması NATO Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yapıldı. Tatbikatın planlama ve icrasında da Norveç’in milli unsurları da yer aldı. Tatbikat senaryoları da tüm NATO üyesi ülkelerin komutanlarının emir-komuta silsilesi içerisinde tamamlandı.
* Tatbikat 8-17 Kasım tarihleri arasında yapıldı. Skandal olay ise 13 Kasım’da yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, olaydan tatbikatın son gününde bilgi sahibi oldu. Bilginin neden bu kadar geciktiği özellikle dikkati çekici.
* Tatbikat senaryosu kapsamında Erdoğan adına sahte hesap açıldı ve Erdoğan ‘NATO düşmanı’ olarak gösterildi. Atatürk’ün fotoğrafı da düşman ülke lideri olarak hedef tahtasına konuldu. Tatbikatın jenerik senaryosu kısa süre önce yaşanan Ukrayna savaşı ve Katar krizini hatırlattı.
* Olayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyurulmasının ardından NATO’nun Avrupa kanadından peş peşe özür açıklamaları gelirken, ABD ise aynı dakikalarda Türkiye’yi S-400’den vazgeçirmek üzere tehdit açıklamaları yapıyordu.
* Planlama safhasında Türk yetkili bulunmasa da tatbikatın 8 Kasım’da başladığı düşünüldüğünde en az 10 gün öncesinden tatbikata katılan TSK personelinin senaryodan haberdar olmaları gerekiyordu.
* ’Kara ağırlıklı büyük çaplı müşterek harekâtı yapabilecek bir karargahın yüksek yoğunluklu bir harp ortamında denenmesini’ amaçlayan ve bilgisayar destekli komuta yeri tatbikatı olarak uygulanan senaryo çalışmasında yaklaşık 300 personel görev aldı.
“Taraflardan birine yapılan saldırı, herkese yapılmış kabul edilir” şeklindeki 5. Maddesiyle öne çıkan Soğuk Savaş dönemi örgütü Kuzey Atlantik Paktı (NATO), 1949 yılında Sovyet tehdidine karşı kuruldu. NATO’nun tek Müslüman ülkesi olan Türkiye, 1952’de NATO’ya ağır bedeller ödeyerek girdi. Kore Savaşı’nda, Türkiye’den binlerce kilometre ötede 721 Türk askeri şehit düştü, 234 asker esir oldu, 672 asker yaralandı, 175 asker de kayboldu. Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki NATO operasyonlarına aktif katkı sundu ancak NATO üyesi ülkelere yönelen güvenlik tehditlerine karşı gösterdiği hassasiyeti müttefiklerinden göremedi. Türkiye, uluslararası hukuk ve anlaşmalardan doğan hakkın kullanılması kapsamında icra edilen 1974 Kıbrıs çıkarmasında NATO üyesi müttefiklerinin ihanetiyle karşı karşıya kaldı. NATO, Türkiye’yi değil Yunanistan’ı destekledi; Ankara’ya silah ambargosu ve ekonomik ambargolar uyguladı. NATO, Türkiye’nin tüm çabasına karşın PKK terörüyle mücadeleye de yanaşmadı. Mehmetçik PKK ile savaşırken, Türkiye yine NATO’dan ambargolar yedi. PKK, Çekiç Güç sürecinde de açık açık desteklendi, havadan atılan silahlar, malzemeler ve yiyecek ikmali yardımlarıyla palazlandırıldı. Güçlü NATO müttefiki ABD, 1 Mart 2003 tezkeresi çıkmayınca Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirecek kadar ileri gidebildi.
NATO, Türkiye’ye en büyük ihaneti Suriye’de yaptı. İttifakın en güçlü üyesi ABD, PKK’nın Suriye’deki kolu PYD/YPG’yi bir ordu gibi donattı, DEAŞ ile ittifak yaptı. NATO ise sadece izledi. Türkiye’nin topraklarına her gün düşen katyuşa roketlerine ve çok sayıda vatandaşın bu saldırılarda hayatını kaybetmesine karşın önlem alınmadı. NATO’nun Rusya’ya karşı tedbirleri de Türkiye sınırında işletilmedi. Türkiye hava savunmasında güçsüz bırakılırken, Rusya Türkiye sınır gerisini S-400 sistemleriyle donattı. Türkiye’nin talebi üzerine binbir nazla getirilen Patriot bataryalarının çalışıp çalışmadığı bile şüpheli kaldı. NATO üyesi ülkeler Türkiye’nin uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacını karşılamazken, Türkiye’nin Rus S-400 sistemlerini alma girişimini engellemek üzere türlü girişimlere yöneldi. Yunanistan’da halen S-300’ler bulunurken, Türkiye NATO hava savunma sistemine S-400’leri entegre edemeyeceğinden 11.5 milyar dolara satın alınan F-35’lerin verilmeyeceğine kadar ciddi tehditler görüyor. Üstelik S-400’ü üreten Rus şirketlere de Amerika ambargo uygulamaya hazırlanıyor. Tüm bu çabalar Türkiye’yi hava savunmasız bırakma amaçlı yapılıyor.