Belçika'daki NATO karargahında düzenlenen resmi törene Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin de davet edilmesine Türkiye'den çok sert yanıt geldi. Türk heyeti toplantıya katılmazken, Dışişleri Bakanlığı yaşananları 'İzahı mümkün olmayan, büyük bir gaflet' olarak tanımladı. Peki yaşanan bu olay gelecek günlerde Türkiye ile NATO arasında daha büyük bir krizin habercisi mi? Türk heyetin toplantıya katılmaması doğru mu ve daha da önemlisi NATO bu adımla ne yapmak istiyor? Yeni Şafak bu soruların yanıtını ve sürecin nereye doğru gidebileceğini uzmanlarla konuştu.
Belçika’nın Mons şehrinde bulunan SHAPE karargahında düzenlenen SACEUR’ün komuta devir teslim törenine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin davet edilmesi Türkiye'den çok sert tepki gördü.
Türk heyeti, GKRY heyetinin davet edilmesi nedeniyle söz konusu toplantıya katılmazken, Dışişleri Bakanlığı'ndan da NATO'ya karşı son yılların en sert açıklamalarından biri geldi.
Peki yaşanan bu süreç özellikle ABD ile yaşanan gerilimin ardından daha sık tartışılan "Türkiye-NATO ilişkileri nereye gidiyor?" sorusunu bir kez daha gündeme getirdi.
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi, Emekli Tuğgeneral Doç. Fahri Erenel ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu yenisafak.com'a konuyla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
Geride kalan ABD hamle peşinde
Fahri Erenel, ABD'nin uzun bir süredir GKRY'ni kendi kanatları altına aldığını hatırlatarak, Doğu Akdeniz'deki mücadelede Rusya ve Çin'e oranla geride kalan ABD'nin bu tür adımlarla hamle yapmaya çalıştığına vurgu yaptı.
"ABD, temel olarak Çin'in Akdeniz'deki faaliyetlerine, Rusya'nın, Suriye ve Doğu Akdeniz faaliyetlerine karşı bir hamle yapmak istiyor" diyen Erenel, şöyle devam etti:
"ABD, bölgeye ikinci savaş gemisini gönderdi. Bu bir ilk. Yunanistan, GKRY ve Mısır ile sürekli askeri tatbikatlar yapıyor, anlaşmalar imzalıyorlar.
ABD'liler, 'Türkiye, GKRY'ye bir hamle yapar mı?' sorusunun karşısında onları NATO şemsiyesine almak istiyor.
Türkiye'ye mesaj veriyorlar
S 400 ve benzeri tartışmaların devam ettiği bir süreçte Türkiye'ye mesaj veriyorlar ve "Eğer bizimle hareket etmezsen biz de senin hasmını kendi kanatlarımız altına alırız' diyorlar.
Tabi burada şunu da ifade etmek lazım, GKRY'nin askeri gücü belli. Herhangi bir hamle yapma şansları yok. Ancak NATO toplantısına çağrılmaları simgesel açıdan büyük önem taşıyor.
Türk heyetin yaptığı doğru
- Altını çizerek söylemekte fayda var; bu olay karşısında Türk heyetin yaptığı son derece doğru.
- Olayın bir diğer boyutu da daha önce Ruslar'dan S-300 aldığı için yaptırım kapsamında olan GKRY'nden bu yaptırımları kaldırmak konusunda da ABD adım atabilir. Bu davet bununda bir bir nevi sinyali.
ABD onayı olmadan toplantıya gelemezler
Erenel ayrıca, söz konusu davetin ABD'nin bilgisi ve onayı olmadan gerçekleşemeyeceğine işaret ederek, "Türkiye'hayır' dediği sürece GKRY'nin NATO'ya girme şansı yok. Mevcut durumda Türkiye kendi isteğiyle ayrılmadığı sürece NATO'dan atılmasına imkan da yok. Bu gerçeklere rağmen böyle bir davetin yapılması ABD'nin Türkiye'ye 'Adımlarını bana göre at. Aksi takdirde seni her taraftan kuşatırım' anlamına geliyor" şeklinde konuştu.
"NATO'nun yaklaşımı skandal"
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu da konuyla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
Söz konusu gelişmeyi "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin NATO'ya dahil edilmesi yönündeki ilk adım" olarak niteleyen Babüroğlu, şunları söyledi:
NATO, Türkiye'nin bu hassasiyetini çok iyi bilir. Bugün düzenlenen toplantıya GKRY'nin davet edilmesi NATO'nun Türkiye'yi dikkate almadığını gösteren skandal bir tutum."