Esed rejimi ve müttefiklerinin saldırı hazırlığı içerisinde olduğu İdlib’de gergin bekleyiş sürüyor. İdlib İl Meclis Başkanı Ghassan Hamo, Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, “4 milyona yakın sivilin yaşadığı kent konusunda kansız tek çözüm Türkiye’nin önerdiği formülün tatbik edilmesidir” dedi. Türkiye’siz girişilen her teşebbüsün bölgede yeni felaketlerin tetikleyicisi olacağı uyarısı yapan Hamo, “Böyle bir durumda herkes kaybeder, Türkiye İdlib için barış ve istikrarın tek anahtarı” açıklaması yaptı. Suriyeli muhalif grupların kontrolünde kalan son bölge durumundaki İdlib’e saldırı durumunda 1,5 milyon kişinin mülteci durumuna düşeceğini kaydeden Hamo, şu bilgileri verdi:
“Esed rejimi ve Rusya’nın sırasıyla Halep, Guta, Humus ve Dera’da yaptıkları ortada. Teslim olan sivillere ve silahlı kişilere neler yaptıklarını biliyoruz. Rusya, İran ve Esed’e hiçbir biçimde güvenmiyoruz. İdlib halkı Türkiye’nin içerisinde yer almadığı hiçbir çözüm yolunu kabul etmeyecek. Çocuklarımıza bir ihanet tablosu bırakmak istemiyoruz. Esed yönetimi İdlib’in Han Şeyhun beldesini kimyasal bombayla vurdu. Guta ve Duma’da da iki kez kimyasal kullandı. Rejimin bağımsız uluslararası kuruluşlar tarafından tespit edilen 70’ten fazla kimyasal içerikli bombardımanı mevcut. Şu an Hama-Morek bölgesine kimyasal kapsüller sevk ettiklerini biliyoruz. Rusya’nın hava saldırıları dışında güvendikleri hiçbir şey yok. Karada mesafe almak için bundan önce sürekli kimyasal bomba seçeneğine başvurdular. Esed, aynı yolu yine deneyecek.”
“Beşşar Esed’in Dışişleri Bakanı Velid Muallim geçtiğimiz hafta Lazkiye’ye geldi. Orada kameralar önünde ‘İdlib’den sonra hedefimiz Hatay’ dedi. Hama bölgesinde 3 binden fazla PKK’lı, İdlib’e saldırı için komut bekliyor. Hedefleri Afrin’i kuşatmak ve yeniden Cerablus-Afrin hattını birleştirmek. Yine başta Mihrac Ural olmak üzere Türkiye’den gelen farklı sol gruplara mensup 300’den fazla terörist, Hama cephesinde mevzilendi. Şunu çok net söyleyebilirim: İdlib meselesi İdlib’den ibaret değildir. ‘Terör’ söylemi üzerinden yürütülen kampanyanın esas amacı İdlib’de ÖSO’yu tamamen boğmak. Oysa İdlib’in ana omurgası ÖSO güçleridir. Suriyelinin kalbinde Türk askeri ‘kurtarıcı kahraman’ ve Erdoğan da ‘mazlumların umudu’ olarak yaşamaya devam ediyor.”