Süleyman Soylu, DP Genel Başkanlığına yeniden aday olduğunu açıklayarak, “DP'nin siyaset dışı bir takım kurumlar tarafından etkisizleştirilmeye ve kuşatılmaya çalışıldığını görüyorum. Benim ve partimin görevi bu kuşatmayı yarmaktır” dedi.
Soylu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, yüzde birlerde, bir buçuklarda gösterilen, “bitti” denilen DP için yerel seçimlerde alınan yüzde 3,9 oyun önemli olduğunu, bu sonuçla bir çok kesimin takdirini kazandığını savundu.
Yerel seçimlerden önce 5,4'ü inanarak söylediğini, genel başkan olarak partinin önüne bir hedef koymak durumunda olduğunu belirten Soylu, “3.9, sıkışan siyasetin nefes alma alanıydı” dedi.
“28 Şubat, 27 Nisan süreçlerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde millete izah edilmesi gereken noktalar olduğunu” ifade eden Soylu, “Kongrede, demokrasiyle, demokratikmiş gibi olanlar arasında bir yüzleşmeye ihtiyaç var. Bir taraftan partimizin içinde görünüp yeni oluşum arayışı içinde olanlara, DP'nin siyaset alanını etkisizleştirmeye çalışanlara karşı işte er meydanı, işte hendek işte deve” diye konuştu. Soylu, şunları kaydetti:
“(Bu partiyi hak etmeyen insanların ellerine bırakırsanız iki elimiz yakanızda olacak) diye binlerce mesaj aldım. Günlerdir istişare yapıyoruz. 5,4 beni bir yükümlülüğün altına koymaktadır ama tarihsel bir sorumlulukla da karşı karşıyayız. Dün benim partimi etkisizleştirmeye, demokrasiden uzaklaştırmaya çalışan anlayışlar, siyaset dışı arzuların, amaçların merkezi haline getirmeye çalışan anlayışlar, DP ile ilgili yeni bir kurguyu ortaya koymaktadırlar. Burası, millete sadakat merkezidir. Bu tarihsel sorumluluktan benim kaçmam mümkün değildir. Temiz bir siyaset ortaya koymaya çalıştık, bunu da devam ettirmeye çalışacağız. Benim vicdanıma yüklediğim, arkadaşlarımızın, kamuoyunun bize yüklediği bir görev vardır. DP 5. Olağanüstü Kongresi'nde aynı siyaset anlayışımızı milletle bütünleştirebilmek ve geleceğe ait yepyeni bir anlayışı bu milletle bir araya getirebilmek için kendimi büyük kongrenin saygı değer iradesine emanet ediyorum.
Bu yarış, demokratik bir yarış olacaktır ve DP'nin yeniden doğumu olacaktır. Bu ülkenin kitabını yeniden yazmak bize nasip olacaktır.”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Soylu, “Bir genel başkan adayının seçimlerde kendi partisine oy vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, “Türkiye'nin çok önemli meseleleriyle ilgileneceğiz. Her şey milletin gözü önünde olmaktadır. Halk, delegasyon gerekli takdiri ortaya koyacaktır” dedi.
Soylu, bir gazetecinin, “Mehmet Ali Bayar aday olduğunu duyurdu. Bayar'ın aday olmasının arkasında, oyları bölerek Cindoruk'un genel başkan seçilmesini sağlamak olduğu iddia ediliyor” sözlerine karşılık Soylu, “Sayın Bayar bizim dostumuz, arkadaşımız, iyi yetişmiş bir insandır. Bu partide herkes kadar, benim kadar kendisinin de adaylık hakkı vardır, olmalıdır da. Bu da bizim nasıl demokratik bir zemin oluşturduğumuzun en iyi göstergelerinden birisidir. Söylediklerinizin hepsi önümüzdeki günlerde çok net anlaşılacaktır” diye konuştu.
Soylu, “Tansu Çiller ile görüştünüz mü? Size destek olacak mı?” sorusuna “Yüz kere aday olsam yüz kere de beni destekler” karşılığını verdi. Bir gazetecinin, “9. Cumhurbaşkanı Demirel'in oy kullandığı sandıkta DP'nin büyükşehir belediye başkan adayına oy çıkmadığı belirlendi” sözlerine üzerine Soylu, “Orada bir düzeltme yapalım. Zannediyorum Sayın Cumhurbaşkanı oy kullanmadı” diye konuştu.
Soylu, “Sizin karar değiştirmenize sebep olan şey nedir? Bir ayda ne değişti?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Ben bu partinin evladıyım. DP'nin siyaset dışı bir takım kurumlar tarafından etkisizleştirilmeye ve kuşatılmaya çalışıldığını görüyorum. Benim ve partimin görevi bu kuşatmayı yarmaktır, DP'yi kendi zemini ve iklimiyle oluşturmaktır. Bana verilen görev budur. Bir kuşatma var. 28 Şubat'ta vardı daha sonra vardı. Bunu yaşadık. DYP ile ANAP'ın birleşememesinde de vardı. Bunların tamamını ne ben ne partim yok görebilir. Bu partinin bir bireyi olarak buna çaresiz bakmamız, sorumluluktan yoksun bakmamız düşünülemez. Partiyi kendi çizgisinden uzaklaştırabilecek anlayışı da partim ve misyonumuz adına tehlikeli görüyorum.
Merkez sağı hangi hale getirdikleri ve nasıl getirildiği belli. 28 Şubat'ta bölünmesi parçalanması belli. 367'de partimizin aklının karıştırıldığı belli.
Seçimde arkadaşlarımızın karşısında çalışmış, başka siyasi partilerin bayrağını sallamış, bıyık altından 'çakılsınlar' diye düşünen insanlara fırsat sağlayabilecek bir siyaset zeminini de kendi elimizle oluşturmayız. Demokratik zemini açtık. Minderin dışındaydılar, minderin ortasına getirdik.”