Soylu'dan Yunanistan'a tepki: Neyin hukukundan bahsediyorsunuz

Yeni Şafak
23:1128/01/2017, Cumartesi
G: 28/01/2017, Cumartesi
AA

Yunanistan'ın 8 darbeci askeri Türkiye'ye iade etmemesine tepki gösteren İçişleri Bakanı Soylu, "Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz" diye konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kentteki temaslarının ardından AK Parti Batman İl Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle bir araya geldi.



Soylu, burada yaptığı konuşmada, Batman'da bulunmaktan dolayı onur duyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını getirdiğini ifade eden Soylu, bir çalışma ziyareti için Batman'da bulunduğunu belirtti.



İçişleri Bakanı olduktan sonra yoğun bir şekilde Güneydoğu Anadolu Bölgesini ziyaret ettiğini kaydeden Soylu, şöyle konuştu:



  1. "Kah bir köylü oluyoruz, kah bir korucunun yanı başında oluyoruz, bir esnafımızla, kaymakamlarımızla, insanımızın derdini dinlemek için onlarla birlikte oluyoruz. Geçen hafta Trabzon'daydım ve orada il danışma meclisi toplantısına katıldım. Bu memleket medeniyeti, tarihi, insanıyla, bolluğu ve bereketiyle bize her noktada aynı şekilde kucaklıyor. Binlerce defa şükürler olsun."

Soylu, kentteki esnafları ziyaret ettiğini anımsatarak, esnaflardan birinin dahi yüzünün yere düştüğünü görmediğini söyledi.



İnsanların sıkıntılarının ve dertlerinin elbetteki olduğunu dile getiren Soylu, "Hiç kimsenin yüzünde en ufak bir sitem, karşı duruş yok. Batman'da şunu gördük, bizim imzaladığımız sözleşmeyi ne bir terör örgütü bozabilecek ne bir ihanet şebekesi bozabilecek. Hiç kimse buna cesaret edemeyecek. Dükkanlarına girdiğimizde 'fotoğraf, resim çektirelim. 'Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a selam söyle' diyen o insanların gönlüne ve yüreğine teşekkür ediyoruz." diye konuştu.



Soylu, önemli bir sürecin içerisinde olduklarını belirterek, çok badireler atlattıklarını, vatandaşların bu durumu canlı olarak yaşadığını kaydetti.



"Bize demokrasiyi çok gördükleri zaman dilimini de 'sizden cumhurbaşkanı yapmayız' diyenleri de gördünüz" diyen Soylu şöyle devam etti:


  1. "Büyükleriniz rahat bir şekilde seçilen adamların nasıl idam sehpalarına gönderildiğini bu topraklar, bu ülke ve bu vatan gördü. Bir annenin iki oğlunun birbirine pusu kurdurulduğu, birinin sağcı birinin solcu yapıldığı, kardeşlerin birbirine düşürüldüğü zamanları gördü bu topraklar. Alevi ve Sünni'yi birbirine katabilmek için her türlü provokasyonu ortaya koyan bir anlayışı da gördü. Bu topraklar bu ülkede insanların dinine, anlayışına, inancına, kimliğine yönelik olarak nasıl fişlendiğini, nasıl ötekileştirildiğini ve nasıl ayrıştırıldığını da gördü. Tüm bunlar hepinize bir tecrübe oldu. Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve bu ülkede kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu gördük."





AK Parti teşkilatının 14 yıldır birçok sınavdan geçtiğini vurgulayan Soylu, cumhurbaşkanı seçtirmemek için muhtıralarla karşı karşıya bıraktıkları, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbeleri ve 6-7 Ekim olaylarına kadar memleketin her değerini parça parça edebilmek için bir sürü saldırıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.



Bir tek güçlerinin halk ve millet olduğunu aktaran Soylu, şunları kaydetti:


  1. "Ne zaman saldırdılar ardından milletin önüne gidip, 'Biz sizin desteğiniz ve gücünüzden başka hiçbir şeye itimat ediyor değiliz. Siz bize destek verin bu saldırıların her birini bertaraf edecek kabiliyete güce ve kuvvete sahibiz.' dediler. Her seferinde liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı istediler. Sadece bu toprakların içerisinden değil, Avrupa'dan, dünyanın başka ülkelerinden dillendirdikleri ve ortaya koydukları tavırlarla 'ondan vazgeçin, sizinle beraber başka bir noktaya gideceğiz' diye bir anlayışı ortaya koymaya çalıştılar ama geçmiş Türkiye'yi bildiğiniz için, eski Türkiye'yi iyi bildiğiniz için, bu ülkeyi, milleti toprakları nasıl tuzağa düşürdüklerini iyi bildiğiniz için, 'eğer liderden vazgeçerseniz aslında özgürlüğünüzden, hürriyetinizden, kalkınmanızdan vazgeçeceğinizi, 3 bin dolardan 11 bin dolara gelen gelir seviyemizi birilerinin hararetle birlikte yeniden 3 bin dolara düşürüp bizi IMF kapılarında 500 bin dolara mahkum eden bir anlayışa yedireceğini bildiğiniz için sizi korkutamadılar, sindiremediler."

Soylu, attıkları her adımda PKK, KCK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle etraflarının kuşatılmaya ve hareket kabiliyetlerinin kısıtlanmaya çalışıldığını söyledi.





Türkiye'nin güçlü ve kuvvetli bir ülke olmasının istenmediğini dile getiren Soylu, şöyle devam etti:


  1. "Bizim iddiamız bir taraftan Suriye'de zora düşmüş kardeşlerimize 'siz yalnız, çaresiz, kimsesiz değilsiniz. Üç kuruş paramız olmasa da biz bunu sizinle paylaşabilecek kabiliyete, ahlaka ve geleneğe sahibiz' diyen bir anlayıştır. Dünyada zora düşmüş tüm insanlara elini uzatıyoruz. Hep haykırıyoruz ve haykırmaya devam edeceğiz. Kürt'ü de Türk'ü de Çerkez'i de Arnavut'u da kardeştir. Bize karşı hücuma geçenlere en büyük kalkanımız da kardeşlik olmuştur. Biz ne istediğimizi biliyoruz. Bizi tuzağa çekmeye çalışanlara aslında hep cevap veriyoruz. Bize bir şekilde çelme takmaya çalışanlara hep birlikte cevap veriyoruz. Birinci cevabımız demokrasiyledir, yüzde atmışlarladır. Bizim cevabımız gelişmeyledir, kalkınmayladır. 'Bu toprakları sizlere yönettirmeyeceğiz, bu toprakları size kıymetlendirmeyeceğiz' diyenlere cevabımız 3. Havalimanı'dır, Avrasya tünelidir, Marmaraydır, Kastamonu'daki tüneldir, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'dür, bölünmüş yollardır, 81 vilayette çocuklarımızın bilimle buluştuğu üniversitelerdir, zenginliktir ve kalkınmışlıkla olacaktır."

Eksikliklerinin olduğunu ancak gayret gösterip mücadele ettiklerini dile getiren Soylu, eksiklerini kapatabilmek ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilme kabiliyetine taşıyabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi.





Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz?


Türkiye'nin her tarafında aynı anlayışla ve aynı inançla kalkınmayı, gelişmişliği, yarına daha güçlü bakmayı ortaya koyabilecek bir irade sergileyeceklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:



"Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Aslında onları iştahlandıran Türkiye'nin üzerine hücum ettiren en önemli anlayışlardan bir tanesi odur. Öyle olmasa buraya ihanet eden her insanı kendi ülkelerinde tutmazlar. Bakın en son Yunanistan 8 darbeciyi Türkiye'ye teslim etmedi. Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz? Avrupa Almanya ne yapıyor darbecileri, PKK'cıları, DHKP-C'lileri hepsine dostlar. Dostlar alışverişte görsün diye güya DEAŞ'la mücadele ortaya koymaya çalışıyorlar, dostlar alışverişte görsün. DEAŞ'la da PKK'yla da mücadeleyi biz ediyoruz. Diğer tüm terör örgütleriyle de mücadeleyi de samimi bir şekilde biz ediyoruz. Çünkü bizim medeniyetimiz, değerlerimiz, kardeşliğimiz emrediyor."



Soylu, önlerinde çok önemli bir süreç olduğunu belirterek, "Önümüzdeki anayasa oylaması milletimiz, ülkemiz, bu yaşadıklarımız için yeni bir boyutun adıdır. Hep beraber burada çok çalışmalıyız, gayret göstermeliyiz, mücadele etmeliyiz. Güneydoğu ve Doğu Anadoluyu karış karış gezmeliyiz. Milletin egemen olduğu, hakim olduğu, yarına güçlü bir şekilde uzandığı bir sisteme gidiyoruz. Denetlemeyi de seçimi de milletin yaptığı seçip de yönetemeyenleri de milletin alaşağı ettiği artık yönetime direkt müdahale edeceği yeni bir sisteme gidiyoruz." ifadelerini kullandı.



Milletin kendi özgürlüğünden ve iradesinden vazgeçmediğini kaydeden Soylu, siyasetçilerin milletle beraber olması gerektiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da milletle beraber olduğunu dile getirdi.


#İçişleri Bakanı
#Süleyman Soylu
#Yunanistan