Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat’ın doğusundaki tüm sınırlarımız boyunca kurulacak güvenli bölgeyle ilgili çok fazla zamanımız ve sabrımız yoktur. İki-üç hafta içinde kendi belirlediğimiz şartlar dahilinde, kendi askerlerimizle fiilen bölgeyi oluşturmaya başlamazsak, varsın gerisini karşımızdakiler düşünsün” diye konuştu.
NATO’DAN VAZGEÇMEYİZ
DEAŞ DEĞİL ÇIKAR SAVAŞI
“Tamamen kendi gücümüz ve mücadelemizle hem DEAŞ’ı hem de bölücü terör örgütünü bozguna uğrattık. Bizim bozguna uğrattığımız bölücü terör örgütünün, müttefikimiz olan bir ülkenin eteklerinin altına sığınarak faaliyetlerini sürdürmesi ise bugün ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor. Artık hiç kimse karanlık eller tarafından bir proje olarak sahaya sürüldüğü açıkça görülmüş olan DEAŞ bahanesiyle kimseyi kandırmaya kalkmasın. Bölgedeki sorun DEAŞ değil, birtakım güçlerin çıkar paylaşımı savaşıdır. Ne Türkiye’nin ne de bölgemizdeki kardeşlerimizin bu çirkin oyunun malzemesi haline dönüştürülmesine izin veremeyiz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarımızla bu yönde ilk adımları attık.
YAPACAĞIMIZ TEMASLAR SON FIRSAT
Münbiç’te bize verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle ortaya çıkan demografik yapıya ve güvenliğe ilişkin kaygılar giderek artıyor. Rakka, Deyrizor, Haseke gibi yerlerde de benzer huzursuzluklar hat safhaya çıkmış durumdadır. Yaşanan gelişmeler güvenli bölge kavramı konusunda bizimle ABD arasındaki makasın çok açık olduğuna işaret ediyor. Askerlerimizin kontrolü dışında çözüme rıza gösteremeyiz. 3 hafta sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu vesilesiyle gideceğimiz Amerika’da yapacağımız temaslar bu bakımdan son fırsattır. Şayet bu tarihe kadar bizim arzu ettiğimiz güvenli bölgeye dair tatmin edici adımlar atılmazsa artık orada kendi işimize bakmaktan, kendi göbeğimizi kendimiz kesmekten başka çare görünmüyor.”
- BİNLERCE YILLIK DEVLET GELENEĞİKafkas, Irak, Filistin, Suriye, Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Romanya cephelerinde savaşan Osmanlı ordusunun olumsuz şartlara rağmen büyük başarılara imza attığını, özellikle Çanakkale cephesine tüm gücüyle yüklenen düşmanın hem denizde hem karada geri çekilmek zorunda kalmasının harp tarihine altın harflerle yazıldığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
- TERCİHİMİZ BATI OLDU
- “Bir millet olarak İstiklal Harbimizi başlattık. Milli mücadele, Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere Osmanlı ordusunun kurmay kadrolarının liderliği ve Anadolu’daki askeri unsurların katılımıyla dün kutladığımız 30 Ağustos zaferiyle başarıya ulaşmıştır. Binlerce yıllık devlet geleneğimizin coğrafyamızdaki 600 yıllık çınarı Osmanlı, tarih sahnesinden çekilirken yerini genç Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmıştır. 2. Dünya Savaşı sonrası tercihimizi Batı demokrasisinden ve savunma konseptinden yana kullanarak yeni bir döneme girdik.
- DARBELERLE ÖRSELENDİ
- NATO savunma konsepti bize tıpkı AB’nin ülkemizi tam üye yapmayıp sadece Gümrük Birliği içinde tutmasıyla ekonomimize küresel rekabet gücü kazandırması gibi önemli katkılarda bulundu. Bu süreçte her ne kadar darbe, cunta ve vesayet dönemlerinde örselenmiş olsa da milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri istiklalimizin ve istikbalimizin en büyük güvencesi olmaya hep devam etti ve edecektir.”
Patriot baskı aracı haline getirilmemeli
- Hamsi tava süper
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığınca İstanbul Poyrazköy’de düzenlenen ‘2019- 2020 Su Ürünleri Av Sezonunun Açılış Programı’na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, balıkçılara bir müjde vererek, Su Ürünleri Kanunu’ndaki değişikliği teknik düzeyde tamamladıklarını ve Meclis açıldıktan sonra teklifin gündeme gireceğini söyledi. Erdoğan, gazetecilerin en sevdiği balığın sorması üzerine, “Hamsi. Balıkta doğrusu ben mezgiti çok severim ama tabii ehlinin elinden tava mezgit süper. Tavsiye ederim. Hamsi tava süper. Merhum anam çok iyi yapardı. Gerçekten iyi yapan olduğu zaman hamsi tava, hele hele bir de mısır unuyla olduğu zaman bambaşkadır” dedi.