2016 yılına kadar FETÖ'nün yargı yapılanması içinde yer alan ve hakkında soruşturma başlatılan hakim Ebubekir Başel, savcılığa dilekçe yazarak etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söyleyerek örgütün yargı yapılanmasıyla ilgili şok itiraflarda bulundu. Darbenin hukuki alt yapısını hazırlamak için görevlendirilen FETÖ hakimleri, kısa bir süre öncesine kadar aktif olarak faaliyet gösterdiği ortaya çıktı. İşte itirafçı hakimin ifadeleri:
“Gülen'e mensup insanlarla Sivas Selçuk Anadolu Lisesi'nde tanıştım. Babam mezar işçisiydi. Maddi durumu oldukça düşük olduğu için Sivas'ta pansiyonda kaldım. Bu pansiyon devlete aitti. Bu dönemde Işık evlerine gidip gelmeye başladım. Bu evlerde bizi askeri okullara hazırlıyorlar ve yönlendiriyorlardı. 1997 yılıydı. O dönem bu evlere gitmek ayrıcalıktı. Ben askeri lise sınavlarına girmedim. Çünkü benim 'Akdeniz Ateşi' adlı bir hastalığım vardı. Atak geçirdiğim için o sınavlara giremedim."
“2001 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım. Maddi durumum nedeniyle Etimesgut'taki Yunus Emre isimli pansiyonda kaldım. İlk yıl oda arkadaşlarım arasında PKK sempatizanı, MHP'li, solcu gibi değişik görüşte insanlar vardı. Burası toplanma yeri gibiydi. Abilerin bir kısmı gerçek isimlerini kullanmıyordu. Ortaokul öğrencilerini askeri okullara hazırlayan kişilere 'O3 imamı' deniliyordu. Hizmet hareketinin askeri birimler içinde yapılanmasını biliyordum. Çünkü ışık evlerinde kalan gençlerin askeri okullara yönlendirildiğini ve bu amaçla çalıştırıldığını biliyordum. 'Abi' diye tanıdığım kişileri daha sonra yargı teşkilatında gördüm."
“Şubat 2016 yılında kadar FETÖ'ye aidat ödedim. 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütün karanlık yüzünü gördüm ama içinden çıkamadım. Bunun nedeni, manevi olarak yalnız kalma korkusuydu. Çünkü çok uzun süre bu yapının içinde kaldım. 2010 HSYK seçimlerinden önce bazı ağabeylerin gizlenmek için içki içebileceği belirtildi. Bu nedenle hizmet hareketine mensup bazı ağabeyler içki içmeye başladı. İlk maaşım 1.175 liraydı. Elden hizmete vermiştim. Mülakatı kazandıktan sonra Hâkim Murat Kopal'ın tuttuğu Dikmen'deki eve yerleştim. Ev kirasını ve masrafını ben ve Selçuk Özdemir, Kamil Çil birlikte ödüyorduk. Staj boyunca aldığım maaşın yüzde 10'unu İbrahim Arslan'a veriyordum."
“Danıştay tetkik hâkimliğine atandıktan sonra ise maaşımın yüzde 10'unu FETÖ'cü Oğuz Özkarslı'ya verdim. Dil kursu için Amerika'ya gönderildim. Burada HSYK müfettişi Eyüp Savcı isimli, hizmetten olan kişi, benim gibi dil kursuna gelenleri 'hizmettekilerle' tanıştırdı. Onun evinde sohbetler yaptık. Bunlar arasında İdari Yargı Hâkimleri Bilal Acar ve İbrahim Kalyan ile Adli Yargı Hâkimleri Murat Bilgiç ve Murat isimli kişiler vardı. Gülen'den gelen notlar üzerine konuştuk. Gülen'in siyasetle ilgili görüşlerine inanıyordum. Bu evlerde iman, hayat ve şeriat şeklinde ahirzamana yönelik dönemler olduğu anlatılıyordu. İman dönemini Said Nursi'nin gerçekleştirdiğini, hayat dönemini Fetullah Gülen'in gerçekleştirdiği ve şeriat döneminin ise gelecek başka birisinin gerçekleştirileceği belirtilirdi. O dönem ben de buna inanıyordum. Bu nedenle Gülen'in söylediklerini aynen yerine getiriyordum."
“Yargı teşkilatı T1, T2,T3 ve T4 şeklinde yapılandırıldı. Yargı teşkilatında bir taşra bir de devre yapılanması vardır. Devre yapılanmasında yazın bir haftalık kamp yapılır. Bu toplatıların bir tanesi Sivas'ta ailemin evinde yapıldı. Buna o dönem arkadaşlarım Kamil Çil, Mehmet Subaşı, Murat Topal, Adem Çoban ve Ömer Faruk Kalkan katıldı. Fetullah Gülen'e yakın olmayan, hizmet hareketinden olmayan hiç kimsenin bu toplantılara katılması mümkün değildir. Devre abisi İbrahim Arslan olduğu için toplantılara kimin katılacağına, nerede yapılacağına o karar verirdi. Abi Arslan, cemaatten bir talep geldiğinde bunu ilgili mahkemelerin başkan ve üyelerine götürürdü. Bu talimatlar ise mutlaka yerine getirilirdi. T4 diye adlandırılan çok sayıda grup vardı. Her grup kendi içinde 4-5 kişiden oluşuyordu. Ben Ankara'da kaç tane T4 grubu olduğunu bilmiyorum, çünkü abi değilim. Benim bulunduğum T4 grubu, başında hakim olmayan, ilahiyat fakültesi mezunu olduğunu söyleyen İshak isminde biriydi. O dönem 107000 sicilliler bizim gruptaydı. Biz T3 grubundaki kişileri dahi tanımıyorduk."