28 Mayıs 2023'te yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçları, Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı için beklenenin aksine bir yenilgiyle sonuçlandı. Recep Tayyip Erdoğan'ın zaferiyle biten seçim, muhalefet cephesinde derin bir hayal kırıklığı meydana getirdi ve Kılıçdaroğlu koltuğunu sağ kolu Özgür Özel'e kaptırdı.
Ancak Özel'in yönetimine geçen CHP yönetiminde de krizlerin ve parti içi mücadelenin arkası kesilmedi.
İmamoğlu ve Yavaş gerginliği CHP'yi böler mi?
Parti içinde bazı isimler, Kılıçdaroğlu'nun geri dönmesini savunurken, partide 2028'te yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hesapları şimdiden yapılmaya başlandı.
İsimleri muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak görülen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasındaki son günlerde iyice belirginleşen kriz, muhalefet cephesinde giderek derinleşen bir sorun haline gelmeye başladı. İki büyükşehir belediye başkanı arasında yaşanan gerilim, hem parti içindeki kırılmayı da net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Partide, İmamoğlu’nu destekleyenler ile Yavaş’a daha yakın duranlar arasında oluşan kutuplaşma, yaklaşan seçim sürecinde muhalefet cephesinde yeni bir krizin sinyallerini veriyor.
İstanbul'u yönetememesiyle sık sık eleştirilen odağı haline gelen İmamoğlu son dönemde yaptığı açıklamalarda, isim vermeden Mansur Yavaş’a yönelik eleştirilerde bulunuyor. Özellikle İmamoğlu’nun "Küçük meselelerle uğraşan kimse benim yol arkadaşım olamaz" sözleri, Yavaş’a bir gönderme olarak algılandı.
Mansur Yavaş ise bu eleştirilere doğrudan cevap vermekten kaçındı, ancak Yavaş'a yakın bir isim ikili arasında esen soğuk rüzgarları net bir biçimde gözler önüne serdi.
Yavaş cephesinden 'proje çocuk' suçlaması
Yavaş’ın eski Özel Kalem Müdürü ve Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla dikkatleri üzerine çekti.
Arslan’ın,
"Kendi kariyerini ve belirlenen rotayı her şeyin önüne koyan birine ‘Mustafa Kemal’in askeri’ değil, ‘Proje Çocuk’ denir"
ifadeleri, kamuoyunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldığı şeklinde değerlendirildi.
Arslan’ın söz konusu paylaşımı şu şekildeydi:
"Kurucu iradenin, Atatürk’ün ortaya koyduğu kuruluş ilkelerinin düşmanlarıyla el el olanlar, ‘Mustafa Kemal’in Askeri olamaz. Terör örgütleriyle, etnik bölücülerle, vatan hainleriyle aynı kareye girenlerin, Atatürk’ün aziz hatırasına ve mücadelesine ihanet ettiği gün gibi ortada. … Devletimizin temeline, milletimizin varlığına yönelik saldırıların hedefine ulaşması için işbirlikçilik yapanlar, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ değil düşmanıdır. Kariyer basamaklarını çıkmak için Avrupa başkentlerinde kapı aralayanlar, Türk’ün kudreti ve kuvvetinden başka irade tanımayan Atatürk’e bizim gözümüzle bakamazlar. Tek derdi kendi kariyeri ve ona çizilen rotada yürümek olana, ‘Proje Çocuk’ denir, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ denmez."
Yavaş her ne kadar Arslan'ın sözlerini tasvip etmediğini belirtse de siyaset kulislerinde bu durumun 'danışıklı dövüş' olduğu yorumları yapılıyor.
2023 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi için birlikte çalışan 'eski dostlar' İmamoğlu ve Yavaş'ın arasındaki gerginliğin ilk sinyalleri aslında CHP'nin Eylül ayında gerçekleşen Tüzük Kurultayı'nda geldi.
İmamoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Yavaş, konuşma yapacağı bilgisinin kendisine yalnızca 1 saat önce iletildiğini belirterek
"Polemik çıkarmak istemiyorum ama Ekrem Başkanımın güzel konuşması gibi bir konuşma yapmak isterdim, Türkiye’nin tüm sorunlarına değinen ve fikirlerimi de açıklamak isterdim"
sözleriyle sitem etmişti. Daha sonra İmamoğlu'nun Yavaş'ın gönlünü aldığı söylense de bu durum ikili arasındaki ilişkinin kırılganlığının bir belirtisi olarak yorumlandı.
İmamoğlu da yaptığı bir konuşmasında parti içindeki çekişmelere yönelik
"Aynı çatı altında siyaset yapan insanlar, kişisel meselelerle uğraşmamalı. 'Sen benim ayağıma bastın, koluma dokundun' gibi tartışmalarla vakit harcayan kim varsa, benim yol arkadaşım değildir"
açıklamasında bulunmuştu.
İmamoğlu'nun bu siteminin Yavaş ve çevresinde kendisine karşı oluşan muhalif bloğa yönelik olduğu değerlendirilmeleri yapılmıştı.
Öte yandan muhalefet kanadında cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusu uzun süredir gündemi meşgul ediyor.
Bir grup, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın aday gösterilmesi gerektiğini savunurken, diğer bir kesim ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasının daha uygun olduğunu dile getiriyor. Bu tartışmalar sürerken, konuya dair dikkat çeken bir anket yayınlandı.
AREA Araştırma'nın gerçekleştirdiği ankette, katılımcılara
"Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?"
sorusu yöneltildi. Ankete katılanların
, Mansur Yavaş'ı desteklerken, Ekrem İmamoğlu'nu aday olarak görmek isteyenlerin oranı
oldu. Bu veriler, muhalefet cephesinde adaylık tartışmalarını daha da alevlendirdi.
başlıklı bugünkü yazısında söz konusu ankete değinen Yeni Şafak yazarı
da, muhalefetin yaşayacağı olası aday krizine dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
"Mansur Yavaş, vakti geldiğinde, gayet tabii 'CHP’nin adayı' olmak isteyecektir"
diyen Korkmaz, İmamoğlu'nun ne yapacağını ise şu şekilde aktardı;
"Buna mukabil. İmamson, partideki tamamen baskın gücünü kullanarak kendi adaylığını kabul ettirecektir! Böyle bir durumda ise Mansur Yavaş için CHP dışından (bağımsız veyahut bir başka partiden) aday olma/gösterilme seçeneği 'mecburi bir istikamet' haline gelecektir. Bu gerçekleştiğinde ise İmamson’un Cumhurbaşkanı olma hayallerinin yerinde yeller esebilir!"
Kılıçdaroğlu krizin neresinde?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaşanan krizdeki rolüne de değinen Korkmaz, yıllardır koruduğu koltuğunu kaybeden eski genel başkanın, bundan sorumlu olarak tuttuğu ve bir zamanlar 'oğlum gibi ' dediği İmamoğlu'ndan intikam alabilmek için Yavaş'ın yanında durduğunu belirtti.
Korkmaz yazısında bu konuya şöyle değindi;
"Parti içi dengeler açısından halen daha önemli bir faktör olan Eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu ise 'İntikam yemeği soğuk yenir' stratejisi ile oynuyor. Kurultayda Hususi Bey’e yenilmesinin 'Baba Nedeni' olan eski evladı Ekrem’den rövanşı almak için Mansur Yavaş’a yakın duruyor ve bundan sonra da duracaktır. Haliyle, Ekrem İmamson’un CHP’lilere yaptığı şu 'Benim yol arkadaşım değiller' yollu seslenişin birincil muhatabı aslında Kemal Bey’in etrafında toplanan muhalif CHP’lilerdir"
Ana muhalefette yeni krizler kapıda
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasındaki gerginlik, CHP'deki mevcut kırılmayı daha da derinleştirebilir. Genel Başkan Özgür Özel'in ise bu kavgada kimin yanında duracağı merak edilirken sessizliğimi koruması ise dikkatlerden kaçmıyor.
Parti içindeki bölünmeler, özellikle bu iki güçlü ismin arasındaki çatışmalarla birlikte artarken, tabanda da bir ayrışma yaşanması olası görünüyor. Bu durum, CHP'nin önümüzdeki seçimlerde de derin bir krizin içerisine gireceğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.