Milletin destanı 4 yaşında: Vatanımızı hainlere teslim etmeyen kahraman şehitlerimiz yad edilecek

Yasemin Asan
00:2115/07/2020, Çarşamba
G: 15/07/2020, Çarşamba
Yeni Şafak
FETÖ’nün ihaneti ve milletin destansı direnişinin üzerinden dört yıl geçti.
FETÖ’nün ihaneti ve milletin destansı direnişinin üzerinden dört yıl geçti.

Türkiye’yi Fetullahçı teröristler eliyle teslim almak isteyen işgalcilere karşı milletin verdiği destansı mücadelenin üzerinden tam 4 yıl geçti. İstiklâl ve istikbâlini hainlere teslim etmeyen kahramanlar yurtta ve tüm dünyada en yüksek sesle yâd edilecek.

4. yıldönümünde yurt içinde 2 bin 238, yurt dışında ise 752 etkinlikle anılacak. Programlar İletişim Başkanlığı koordinesinde yürütülüyor. Etkinlikler için özel strateji belgesi hazırlanırken sürecin takibi için Proje Takip Sistemi kuruldu. Geçtiğimiz yıl bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında 1500 program gerçekleştirilirken bu sayı 2020’de ikiye katlandı. Bu sene Türkiye’de 1609’u kamu kurumları, 521’i üniversiteler, 108’i de sivil toplum örgütleri olmak üzere toplam 2 bin 238 etkinlik yapılacak. Program sayısının Türkiye dışında ise 752 olması bekleniyor. Böylece bugünkü 15 Temmuz etkinliklerinin faaliyet toplamı 3 bini bulacak.

HAVADA, DENİZDE, RAYLARDA

Hazırlanan videolar ve diğer görseller 15 Temmuz haftası boyunca sosyal medyada, havalimanlarında, garlarda, THY’nin uçak içi ekranlarında yayınlanacak. 15 Temmuz özel tasarımı Üsküdar Belediyesi Valide Sultan Gemisi’ne ve TCDD’ye ait yüksek hızlı trenlere giydirilecek. 15 Temmuz temalı kısa videolar da tüm devlet kurumlarının internet sitelerinde açılır pencere olarak yer alacak.
ihaneti, darbe girişiminin önemli noktalarından Kuleli yerleşkesinin duvarlarında video haritalama teknolojisiyle anlatılacak. Darbe girişiminin sembol noktalarından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde de ilk kez 200 drone ile gösteri düzenlenecek.

DESTANIN SENFONİSİ

Türkiye’nin önde gelen bestecilerinden Fahir Atakoğlu da 15 Temmuz şehitlerinin anısına ve demokrasi zaferinin onuruna ‘15 Temmuz Destanı Senfonisi’ besteledi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile koordineli gerçekleştirilecek konser televizyon kanallarından, 15 Temmuz portalından ve sosyal medya hesaplarından izlenebilecek. Darbe girişiminin uluslararası kamuoyuna anlatılacağı ‘15 Temmuz 15 Panel’ başlıklı etkinlikler de ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Kazakistan, Çin, Katar, Arnavutluk, Güney Afrika, Bangladeş, İspanya, Guatemala ve Etiyopya’da hayat bulacak. Paneller Kovid-19 salgını nedeniyle online olarak yapılacak. Ayrıca dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının genel yayın yönetmeleri ile medya mensuplarına 15 Temmuz ve terör örgütü FETÖ ile ilgili belgesel ve materyallerden oluşan bir kit gönderilecek. ABD, İngiltere ve seçilecek diğer ülkelerin kalabalık meydanlarında dijital ekranlı araçlarla 15 Temmuz darbe girişimine dair görseller yayınlanacak.

İlk kurşunu hayatını kurtardığı asker sıktı


  • Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda 15 Temmuz gecesi darbeci general Semih Terzi'yi vurarak öldürüp darbe girişiminin seyrini değiştiren, kendisi de şehit edilen Astsubay
    'in kardeşi Soner Halisdemir, "Ağabeyime ilk kurşunu, hayatını 2 kere kurtardığı Hasan isminde asker sıktı" dedi. O gece yaşananlara ilişkin yeni detaylar paylaşan Halisdemir şunları söyledi: “Ailece İstanbul’daydık. Ağabeyim saat 18.00-19.00 sıralarında babamla görüştü. Pazar günü evinin temelini atmak için memlekete gelecekti. Babamdan kurbanlık ayarlamasını istedi. Komutanından da cumartesi-pazar günü için izin aldı. Cuma günü tuttuğu nöbet aslında kendi nöbeti değildi. Hatta arkadaşları, ‘Sen köye gideceksin, nöbetini paraf yapalım’ demişler. Ağabeyim kabul etmemiş; ‘Nöbetimi tutar öyle köye giderim işlerimi hallederim’ demiş.”
  • BABA-OĞUL GİBİLERDİ
  • Ağabeyi ile dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı arasındaki ilişkiyi de anlatan Halisdemir, şöyle konuştu: “Ağabeyim vatani görevini yaparken bir tuzaklamada üstün başarı gösteriyor. O zaman asker, çavuş. Zeki Aksakallı da o dönem üsteğmen rütbesiyle operasyonda. Zekai Paşa, operasyon bittikten sonra, helikopterde ağabeyime askerliğe devam edip etmeyeceğini soruyor ve olumlu cevap alıyor. Ağabeyim 'Çok istiyorum' diyor. 'Eğer sınavlara gireceksen bizim birliğe gel' diyor. Paşa ile hayatları böyle başlıyor. Onların arasında komutan-askerden çok, baba-evlat ilişkisi vardı. Zekai Paşa'yla bu şekilde tanışıyorlar. Ağabeyim askerlikten geldikten 5 ay sonra uzmanlık sınavlarına giriyor. Polislik sınavlarına da giriyor, ikisini de kazanıyor. Uzmanlığı tercih ediyor. Sonra özel kuvvetlere başlıyor. Özel kuvvetlerde de onu ilk karşılayan kişi Aksakallı. O gece ağabeyimin görevi sadece Semih Terzi’ydi. Sadece beylik tabancısı vardı. Uzun namlulu silah yoktu. 28 kişilik grubun içerisinde, iki kere hayatını kurtardığı Hasan isminde öğrencisi de vardı; keskin nişancı... Ağabeyim daha önce onu fark ediyor ve ‘Elini tetikten çekme, sakın ateş etme’ diyor. Semih Terzi’yi çok iyi koruyorlar ama karargaha girmek üzere oldukları için bir gevşeklik oluyor. Terzi’nin üzerinde çelik yelek var. Kafadan-göğüsten vuruldu diyorlar, hayır. Çelik yeleğin boşluğundan, ciğerden sıkıyor 4-5 metre mesafeden iki tane. Ağabeyim ondan sonra kimseyle çatışmıyor. Daha sonra bağırıyor; ‘Zekai Paşa’nın emriyle’ diye. Daha sonra koşarken, ‘Sakın ateş etme’ dediği öğrencisi kendisine ilk kurşunu sıkıyor. Bunlar ifadelerde var.”



Bu ülkenin Ebabil kuşlarıyız


Ankara’da
ailesi, FETÖ üyesi teröristlerin darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne giderek direnişe katıldı. Volkan Pilavcı, kardeşi Erkan, yeğeni Elif ve amcasının oğlu Hacı Pilavcı, ellerindeki bayraklarla darbecilere karşı dururken helikopterden ateş açıldı. Volkan Pilavcı şehit, kardeşi, yeğeni ve amcasının oğlu gazi oldu. Bir şehit veren, üç de gazisi olan Pilavcı ailesi 15 Temmuz gecesini unutmuyor. Şehit ve gazi annesi Neziha Pilavcı, “Evladımın iki çocuğu vardı. Biri 5 diğeri 9 yaşındaydı. Ben üzüntüden kanser oldum. Kemoterapi tedavisi görüyorum. Şehit anası olmanın gururu olmasa bu acıya dayanamazdım” diyor. Gazi Erkan Pilavcı da o gece ‘Uyuma Ankara, uyursan bir daha uyanamazsın’ diye haykırarak yürüyen abisiyle Külliye önüne geldiklerinde FETÖ’cülerin ateş etmeye başladığını belirtip şöyle konuştu: “Geri çekilmedim. Tam aksine FETÖ’cülere doğru koşmaya başladım. Çevremde kimse yoktu. Anons geçmeye başladılar geri çekilmem konusunda. Ben durmayınca taramaya başladılar. Bana denk gelmeyince acaba abime birşey oldu mu düşüncesiyle geriye döndüğüm sırada sağ akciğerimden vuruldum. Her yerim kan, nefes alamıyordum. Vücudumda 53 tane şarapnel parçası kaldı, çıkaramadılar. Ben şuna çok inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği çok güzel bir söz var. ‘Gücün üstünde güç vardır’ der. Allah’ın evi olan Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe, fil ordusuyla geldiğinde Allah’ın da bir hesabı vardı. Allah Ebabil kuşlarını gönderip Kabe’sini korudu ve Ebrehe ordusunu helak etti. Bizler, bu ülkenin Ebabil kuşlarıyız. Ülkemize çirkin söz söylenirse, Sayın Cumhurbaşkanımızın kılına zarar gelirse bizler Ebabil kuşu olur, düşmanın üzerine yağarız.”

Şehidden yâdigâr



***


15 Temmuz gecesi İstanbul Vatan Caddesi’nde helikopterden açılan ateş sonucu şehit düşen
’in ailesi, ondan kalan yâdigârları evlerinin baş köşesinde muhafaza ediyor, şehidin kanlı gözlüğünü aradan 4 yıl geçse de temizlemiyor. Darbe girişimini öğrenir öğrenmez Fatih’te şube müdürü olarak çalıştığı restoran personeline “Bu akşam vatana sahip çıkmazsak ne zaman sahip çıkacağız?” diyerek soluğu Vatan Caddesi’nde alan Mehmet Güder, Fetullahçı teröristlerin kurşunuyla şehit düşmüştü. Oğlu İbrahim Güder şunları anlatıyor: “15 Temmuz’da babamdan bize kalan kişisel eşyalar, tespihi, saati, kalemi ve o gece helikopter kurşunuyla şehadet şerbeti içtiği an babamın gözlüğü. Kendi kanı halen duruyor. Bunun bizde ayrı bir anlamı var. Biz bunu silmeyi, temizlemeyi düşünmedik. Babamın iki kemeri ve iki cep telefondu da burada. O gece üstünde bulanan telefonu da parçalanmış. O gece üzerinde bu eşyaları çıktı. Biz bunları mümkün olduğu kadar muhafaza edip korumaya çalışıyoruz. Babasızlık çok zor. Babamın yokluğunu her yerde hissediyoruz. Onu hissetmediğimiz, özlemini duymadığımız bir gün dahi yok.”


Tabuta sığmayan fidan



***


15 Temmuz’da Beştepe’deki bombalı saldırıda başından yaralanan ve 19 gün sonra şehit olan
’ı (23) ailesi Erzurum’un Şenkaya ilçesine bağlı Yaymeşe köyünde mezarı başında andı. Oğlu şehit düştüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hastaneye geldiğini söyleyen Necmiye Yaşar (54), “Morga gittik. Cumhurbaşkanımız dedi ki, ‘Maşallah barekallah. Fidan gibi delikanlı. Şehadet şerbetini içtikten sonra da bir başka yakışıklı olmuş. Ne mutlu size ki şehit annesisiniz, babasısınız. Onunla gurur duyun’ dedi. Ben bir şehit annesi olarak diyorum ki; çocuklarımızın kanı yerde kalmasın. Allah Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. O olmasaydı vatanımız şimdi kim bilir kimin elindeydi” dedi. 56 yaşındaki baba Ahmet Yaşar ise “Yavrum 1.98 boyundaydı. Heybetli bir delikanlıydı. Ona göre tabut bulamadılar. Bunun üzerine Cumhurbaşkanımız, ‘Tabuta sığmayan fidan’ demişti. Allah devlete zeval vermesin” diye konuştu.


Yoğun program

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz programı yoğun. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki 15 Temmuz Anıtı’na çiçek bırakılması ile başlayacak program TBMM’deki 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı ile sürecek. Erdoğan, daha sonra şehit ailelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlayacak. Erdoğan, bugün saat 21.00’de ise Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirecek.
#15 Temmuz
#FETÖ
#Darbe
#Şehit