15Temmuz darbe girişimini Akıncı Üssü’nden yönetenlerin yargılandığı 486 sanıklı davanın dördüncü celsesi yapıldı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmada FETÖ’nün ‘Jandarma Genel İmamı’ olduğu belirtilen ve 16 Temmuz sabahı Akıncı’dan kaçarken yakalanan Nurettin Oruç sorgulandı. Sivil imamlar Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek’in ardından ifade veren Oruç, tıpkı diğerleri gibi her şeyi inkar etti, ‘salağa yattı’. 15 Temmuz’da Kazan’a ‘belgesel çekmek için geldiği’ yalanını tekrarlayan oruç, FETÖ’cü olmadığını ve darbe girişimine katılmadığını savundu. Mahkeme Başkanı Selfet Giray ile müşteki avukatlarının soruları karşısında köşeye sıkışan Oruç, kendisinin, eşinin ve çocuklarının üzerine açılan Bank Asya hesapları ile teröristbaşı Fetullah Gülen’in talimatının ardından bu hesaplardaki 170 bin TL’lik artışı açıklayamadı. Sanık sadece “Cevap vermek istemiyorum” demekle yetindi.
Bir müşteki avukatının, “Yanınızda pasaport bulundu. Pasaport, darbe girişiminin başarısız olması durumunda CASA tipi uçakla yurtdışına kaçmak için mi üzerinizdeydi?” sorusuna Oruç, “Uzaktaki Anadolu Projesi için 14 ülkede yapacağım çekimler için yurtdışına gidecektim. Pasaport o yüzden üzerimdeydi” cevabı verdi. 2014 yılına kadar MEB’de öğretmen olarak çalışan ve daha sonra ise bu işi bırakarak Soyut Medya Yapım isimli şirkete ortak olan Oruç, çalıştığı şirketin adresi de dahil hiçbir şey bilmediğini iddia etti. Bu da şirketin örgütsel faaliyetleri yürütmek için kurulan bir paravan şirket olduğunu ortaya koydu.
Darbe gecesi Akıncı Üssü 143. Filo’da olduğu görüntülerle kanıtlanan Oruç, 16 Temmuz sabahı Ulus’tan Kazan’a otobüsle gittiğini ileri sürdü. Ancak otobüse nereden bindiğini söyleyemedi. Kazan’a giderken kullanmadığını ileri sürdüğü arabanın anahtarı bile yanında bulunan oruç, sözkonusu anahtarın şirket tarafından kiralanıp daha sonra teslim edilen araca ait olduğunu ileri sürdü. Cep telefonunu o gün evde unuttuğunu iddia eden Oruç, ‘evdeki aramalarda telefon bulunamadığının’ hatırlatılması üzerine yine “Bilmiyorum” diyebildi. Çapraz sorgu sırasında bir avukat, İstanbul’daki MİT TIR’ları kumpasına ilişkin hazırlanan iddianameye giren ‘Bayrak’ kod adlı gizli tanığın beyanlarını hatırlattı. O dönem MİT TIR’larının durdurulup aranması planının yapıldığı toplantıya ‘Güneydoğu Anadolu Bölgesi jandarma sorumlusu’ sıfatıyla FETÖ imamı Oruç’un da katıldığı itirafı, ‘hayvan belgeselcisi’ne zor anlar yaşattı.
Gizli tanık, “Dershanelerin kapatılması sonrası örgütün açtığı savaş ile birlikte, sonraki toplantılarda Kara Kuvvetleri İmamı Hacı Murat, ‘TIR’ların geçişine izin verilmesin’ talimatı verildiğini söyledi. İki hafta sonra MİT TIR’larına operasyon yapıldı. Operasyonları, örgütün ‘Emniyet İmamı’ Osman Hilmi Özdil, ‘Kara Kuvvetleri İmamı’ Hacı Murat, ‘Güneydoğu Anadolu İmamı’ Nurettin Oruç, ‘Güneydoğu Kara Kuvvetleri İmamı’ Hüseyin Köse, ‘Güneydoğu Anadolu Emniyet İmamı’ Hüseyin Civan yönetti. Oruç operasyon talimatını Mersin, Osmaniye, Hatay ve Adana’daki jandarma personelini yöneten ‘Halil’ kod isimli Hamza Ali Ece’ye verdi” demişti.
Bu itiraflar karşısında Oruç, “Tamamıyla reddediyorum” demekle yetindi. O dönem Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görev yapan jandarma personelinden sorumlu ‘bölge temsilcisi’ statüsünde olduğu belirtilen Oruç’un, Akıncı Üssü’ndeki rolü de dikkate alındığında örgüt içerisinde terfi alarak ‘Jandarma Genel Komutanlığı İmamı’ yapılmış olabileceği belirtiliyor. “Fetullah Gülen’in küresel güçlerin himayesine girmiş bir terörist olduğunu kabul ediyor musunuz?” sorusuna karşılık “Ben buna cevap vermek istemiyorum” diyen FETÖ mahrem imamı Oruç, iyice sıkışınca “15 Temmuz’u şu an itibariyle bir FETÖ darbesi olarak görüyorum” diyebildi.