Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyareti dönüşü uçakta Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ukrayna’da yaşanan kritik gelişmeler dolayısıyla Gine Bissau ziyaretini ertelemek zorunda kaldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall’in de eşlik ettiği Türkiye-Senegal İş Forumu’nun son derece verimli geçtiğini dile getirdi. Erdoğan, “İkili ve heyetler arası görüşmelerde gündemimizdeki tüm konuları değerlendirdik. 2021 senesinde 540 milyon dolara ulaşan dış ticaret hacmimizi 1 milyar dolara çıkarma irademizi teyit ettik” diye konuştu.
NATO ARTIK KARARINI VERMELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi’nden beklentilerine yönelik bir soru üzerine, şu anda Rusya ile liderler çerçevesinde henüz ciddi bir görüşme performansı sergileyen çıkmadığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biliyorsunuz Macron Moskova’ya geldi, tablo ortada. Arkasından Scholz geldi, o tablo da ortada. Biden ile ilgili ‘Görüştü, görüşüyor.’ vesaire dediler, herhangi bir şey çıkmadı. Olayı devlet veya kurumsal bazda ele alacak olursak, burada da şu anda ortada sadece NATO kalıyor. NATO bu video konferans zirvesiyle beraber artık tavrını belirlemelidir, ne yapacaksa yapmalıdır. Malum, şu ana kadar Ukrayna’ya ciddi manada bir asker gönderme gibi durumla karşı karşıya henüz kalmadık. Herkes sadece laf yapıyor, iş yapan yok.”
RUSYA’NIN TAVRINI REDDETTİK
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Ülkelere Sovyetlerden ayrılma hakkını vermek, temeline döşenen bir mayındı.” ifadesinin anımsatılarak “Türk Devletleri Teşkilatının kurulduğu bir dönemde Sayın Putin’in bu açıklamaları Türk devletlerini hedef gösteriyor diyebilir miyiz?” sorusu üzerine, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Putin bu ifadeleri Ukrayna’nın doğusunda ayrılıkçıların sözde yönetimlerini tanıyan kararını açıkladığı konuşmasında söylemişti. Tabii bizim Türkiye olarak Kırım’daki tavrımız ne olduysa buralarda da tavrımız aynı oldu. Nitekim yaptığımız açıklamayla da Ukrayna’nın toprak bütünlüğü noktasında tavrımızı ortaya koyduk ve Rusya’nın bu takındığı tavrı reddettiğimizi bildirdik.”
İKİ ÜLKE İLE İLERİ DÜZEYDE İLİŞKİ VAR
Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim hatırlatılarak, Türkiye’nin bu iki ülke arasındaki net tavrının kimden yana olacağının sorulması üzerine Erdoğan, “İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, Rusya ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ukrayna ile de aynı şekilde siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz var. ‘Ukrayna’dan vazgeç’ deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. ‘Rusya’dan vazgeç’ deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim. Bunun için de ekibimizle, heyetimizle görüşmelerimizi yapacağız. Onun için NATO Liderler Zirvesi’ni çok önemsiyorum. Burada bütün liderlerin ne düşündüklerini göreceğiz. Ondan sonra da biz kendi içimizde arkadaşlarımızla çalışmamızı yapacağız.”
STEİNMEİER İLE BİRÇOK KONU ELE ALINDI
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile yaptığı görüşme ve içeriğine yönelik soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya-Türkiye ikili ilişkileri noktasında Sayın Steinmeier ile birkaç ay önce bir telefon görüşmemiz olmuştu ama doğrusu uzun zamandır, yani 3 yıldır diyebilirim, yüz yüze görüşme yapamamıştık” bilgisini paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu telefon görüşmesinden sonra bu ziyaret bir vesile oldu. Burada yaptığımız görüşmede Türkiye-Almanya münasebetlerinde savunma sanayisinden ekonomik ilişkilerimize varıncaya kadar birçok konuyu ele aldık. Mülteciler meselesini de yine Sayın Steinmeier ile görüşme fırsatımız oldu. Malum, mülteciler konusunda Almanya Avrupa’da başı çeken ülkelerden bir tanesi. Bunun yanında tabii ağırlıklı olarak Rusya-Ukrayna konusu gündemimize geldi. Bundan sonraki süreçte de daha sık bir araya gelme konusunda birbirimize bir sözümüz oldu. İnşallah Almanya-Türkiye ilişkilerinde çok daha farklı bir sürecin içerisine gireriz.
S-400’ler kim saldırırsa orada kullanılacak
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “S-400’lerin niye alındığını bilmiyorum, kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı” şeklinde ifadeleri de sorulan Erdoğan, “Belirsizlik ve tehditlerin hiç azalmadığı bir bölgede Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacı kapsamında tedarik edilen S-400’ler hakkında polemik yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Öncelikle akıldan çıkarılmaması, iyi idrak edilmesi gereken en önemli husus şu; savunma ve güvenlik konusu günlük siyasetin dışında tutulması gereken, 84 milyonun tamamını, yani ülkemizin bekasını ilgilendiren bir konudur. Özellikle bugün yaşadığımız Rusya-Ukrayna krizi bu silahların gerekliliğini yeniden ortaya koyuyor. ‘S-400 neden alınmış’. O kadar açıklandı, sebepleriyle, sonuçlarıyla, süreciyle kamuoyu bilgilendirildi. Buna rağmen, böyle ifadeler kullanmak, bölgemizde olup bitenlerden, dünyadan bihaber olmanın bir sonucu. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla taktik balistik füzeler, seyir füzeleri, uçak, helikopter, İHA’ları önleyebilecek kabiliyette sistem ihtiyaçları bir zorunluluk. S-400’ün bir savunma silah sistemi olduğu ve bu silah sisteminin tedarikinin bir tercih değil, zorunluluk olarak ortaya çıktığı devamlı olarak her seviyede vurgulandı. Milli Savunma Bakanımız da açık ve şeffaf bir şekilde herkese söyledi, ‘Herhangi bir saldırı, tehdit olmazsa kimseye zararı olmayan bir sistem bu. Önceliğimiz ülkemizin, 84 milyonun güvenliği. Müttefiklerimizin vermediğini Rusya’dan temin ettiğimiz bir sistem.’”
Tedarik sürecine ilişkin değerlendirmede de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacını karşılamak üzere yapılan birçok girişime rağmen NATO üyesi ülkelerden bu sistemleri tedarik edemediklerini hatırlattı.
Erdoğan, konuyla ilgili şunları kaydetti:
“Tedarik sürecinde ‘Biz pazar değil ortağız’ anlayışıyla sistemi sadece satın alma değil yatırım, teknoloji transferi, ortak geliştirme üzerinde duruldu ve maliyet, teslim süresi dahil tüm faktörler göz önüne alındı. Bu sistem, NATO Komuta Kontrol sistemleri ve NATO’ya entegre milli sistemlere entegre edilmeksizin, müstakil olarak yalnızca Türk personel tarafından kullanılacak. Sistemde Rus personel görev almayacak. ‘Nerede kullanılacak?’ sorusunun cevabı gayet net; kim füzeyle ülkemize saldırırsa orda kullanılacak. Bir de ‘S-400’ler hangarda bekliyor’ deniyor. S-400’ler nerede beklemesi gerekiyorsa orda bekliyor. Tabii gizli konular bunlar. İhtiyaç duyulması halinde, bu sistemin kullanılmasına yönelik tüm hazırlıkların yapıldığını ve sürecin olması gerektiği şekilde ilerlediğini biliyoruz. Bu hususta da gereken açıklamalar yapıldı. Sonuç olarak; ülkemizin bekasını ilgilendiren hususlarda herkesi daha dikkatli olmaya, tarafsız olmaya ve milli menfaatler kapsamında konuyu ele almaya davet ediyorum.”