Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Başkanı ilahiyatçı Prof. Dr. Raşit Küçük, kanser tedavisi gördüğü hastanede vefat etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İlmî ve akademik çalışmalarıyla hadis ve siyer alanlarına büyük katkıda bulunan, Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük hocamızın vefatını üzüntüyle öğrendim. Hocamıza Allah’tan rahmet, yakınlarına, talebelerine ve ilim camiamıza başsağlığı diliyorum" diyerek taziye mesajı paylaştı. Merhum Küçük Fatih Camii’nde ikindi namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Fatih Camii Haziresine defnedildi.
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYORDU
Damadı Suat Mertoğlu, yaklaşık 3 yıldır kanser tedavisi gören 76 yaşındaki Prof. Dr. Küçük'ün, tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini söyledi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TAZİYE MESAJI
EBEDİYETE UĞURLANDI
Prof. Dr. Raşit Küçük'ün cenaze namazı bugün Fatih Camii’nde ikindi namazını müteakiben kılındı.
İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in kıldırdığı cenaze namazında, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Ali İhsan Yavuz, AK Parti TBMM Grup Başkanı İsmet Yılmaz, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve bazı ilçe belediye başkanlarının yanı sıra Küçük'ün dostları, öğrencileri ve yakınları saf tuttu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da aynı vakitte camiden naaşı kalkan merhume Hatice Yüksel'in cenaze namazını kıldırdı.
Namazın ardından merhum ve merhume için dua eden ve helallik alan Erbaş, Küçük'ün tabutunun önünde tezkiye konuşması yaptı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da merhuma Allah'tan rahmet dilerken, alimin ölümünün, alemin ölümü gibi olduğunu söyledi.
Küçük'ün iyi bir mürşit olduğunu belirten Şentop, "Kendisiyle muhatap olduğunuzda, yan yana geldiğinizde, yakınında olduğunuzda size sirayet eden bir hal vardı. Hocamızın bu bakımdan birçok kişinin hayatında sadece ilmiyle değil, haliyle de etki eden yönleri vardı." dedi.
Kendisinin de öğrencilik yıllarında Küçük'ün sohbetinden istifade etme imkanı bulduğunu dile getiren Şentop, "O tarihlerden beri muhabbetimiz devam etti. Son olarak da 15 gün kadar önce hastanede ziyaret etmiştim. O teslimiyet halini kendisinde her aşamada görüyordunuz. 1987'de tanıdığım haliyle vefatına yakın hali arasında hiçbir fark yoktu. Cenabıhak hepimize bu şekilde bir hayat nasip etsin. İlmiyle amil olmayla, hal ehli olmayla vasıflanacağımız hayatlar nasip etsin. Hocamız bizim bu anlamda örneğimizdi. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Bütün dostlarına, milletimize de başsağlığı diliyorum." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından musalla taşından alınan Küçük'ün tabutuna TBMM Başkanı Şentop ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay da omuz verdi.
İlmi ve akademik çalışmalarıyla hadis ve siyer alanlarına katkı sunan ve binlerce öğrenci yetiştiren Küçük'ün cenazesi Fatih Camisi haziresine defnedildi.
RAŞİT KÜÇÜK KİMDİR?
Antalya Akseki’de (Menteşbey köyü) doğdu (1947). Antalya İmam-Hatip Okulu’ndan (1966) ve Konya Yüksek İslâm Enstitüsü'nden (1970) mezun oldu. Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi'nde doktora çalışmalarına başladı (1978); doktora kabulü için "Abdullah İbnü’l-Mübârek ve Hadis İlmindeki Yeri" ve "Hicrî İkinci Asır Müellifleri" adlı iki ayrı çalışma takdim etti. Doktorasını "Kur’an ve Sünnette Sevgi Kavramı: Özellikle Allah Sevgisi" adlı teziyle (danışman: Prof.Dr. Salih Tuğ) daha sonra geçiş yaptığı Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamladı (1984). 1997'de doçent, 2003'te profesör unvanını aldı.
Erzurum İmam-Hatip Okulu’nda dört yıl öğretmenlik ve idarecilik yaptıktan sonra Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü'nde Hadis ve İslâm Ahlâkı Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı (1975); aynı zamanda idarî görevlerde bulundu. Daha sonra İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü'ne naklen tayin oldu (1981). İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü'nün Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'ne dönüşmesinden (1982) sonra da uzun yıllar boyunca bu fakültenin hadis ana bilim dalında öğretim üyesi olarak çalıştı, çeşitli akademik ve idarî görevlerde bulundu; 2007-2011 yılları arasında dekanlık yaptı. Aynı dönemde Marmara Üniversitesi Senatosu ve Marmara Üniversitesi Yönetim Kurulu üyelikleri yanında, Yüksek Öğretim Kurulu İlâhiyat Millî Komitesi üyeliği ve başkanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu Yurt Dışı İlâhiyat Alanı Denklik Alt Komisyonu başkanlığı görevlerinde bulundu. 2011-2014 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu başkanlığı yaptı ve buradan emekli oldu. Son oalrak, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) başkanlığı görevini sürdürüyordu.
2012'den beri Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) aslî üyesiydi. Aynı zamanda çok sayıda vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşunun kurucusu ve üyesiydi.
Sevgi Medeniyeti adıyla yayımlanan doktora tezi ile Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "fikir" dalında birincilik ödülüne (1991), ayrıca Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri" kapsamında Üstün Hizmet Ödülü'ne (2016) lâyık görüldü.
İlmî ve akademik çalışmaları hadis ve siyer alanlarında yoğunlaşmıştır.
Siyer (İmam-Hatip Liseleri için ders kitabı, İsmail Yiğit ile birlikte, Ankara 1987, 1997), Sevgi Medeniyeti (Ankara 1991; İstanbul 2007), Türk Millî Eğitiminde Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersleri (Mustafa Öcal ile birlikte, İstanbul 1993), Peygamberimizden Hayat Ölçüleri: Riyâzu’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi (M. Yaşar Kandemir - İsmail L. Çakan ile birlikte, I-VIII, İstanbul 1997, 2017) ve Hazret-i Muhammed (s.a.v.): Siyer-i Nebî (İsmail Yiğit ile birlikte, İstanbul 2006, 2015) başlıca eserleridir.
