|

Filistin bütün Müslümanların ortak davasıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ortadoğu’da kalıcı barışın bağımsız Filistin devletinin kurulmasına bağlı olduğunu söyledi. Erdoğan, “İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak, Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs’ü korumak, tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/11/2016 Çarşamba
Güncelleme: 09:15 - 30/11/2016 Çarşamba
Yeni Şafak

Parlamentolararası Kudüs Platformu: Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu'nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ortadoğu'da barışın ancak bağımsız Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacağını belirtti. Erdoğan, özetle şunları söyledi:



İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak, sadece sıkılı yumruklarından ve ellerindeki taşlarından başka hiç bir silahı olmayan Filistinli çocukların görevi değildir. Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs'ü korumak, tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir. Bu toplantı, yalnızca Filistin davası için değil, tüm bölge için kritik öneme sahiptir.



ZULÜM YARIM ASIRDIR SÜRÜYOR


Filistin'de her gün kendini tekrar eden bir zulüm ve baskı düzeni vardır. Maalesef bu adaletsizlik bütün dünyanın gözü önünde, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen, yarım asırdır katmerlenerek sürüyor. İslam aleminin içini yaralayan bu tablo değişmediği müddetçe, coğrafyamızın kalıcı huzura ve istikrara kavuşması da mümkün değildir. Bölgede yaşanan gerilimin temelinde, Filistin meselesinin, buradaki hak gasbının yattığı aşikardır.



BM İÇİN TURNUSOL KAĞIDI


Alınan Birleşmiş Milletler kararları, bu haksız durumu gidermeye yetmiyor. Çünkü hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukunun geçerli olduğu mevcut küresel sistemde bu kararların hiç biri uygulanamıyor. 1948 yılından bu yana Filistinlilere yönelik bu baskı, tehcir ve ayrımcılık politikaları artarak devam etti. Filistin meselesi BM Güvenlik Konseyi için bir turnusal kağıdı işlevi görüyor.





ORTADOĞU'NUN KALBİNDE YARA


Dünyanın birçok ülkesinde dini kavramları kendine maske yapan terör örgütlerinin en kullanışlı söylemleri, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı baskıdır, işgaldir, zulümdür. Ortadoğu'nun kalbindeki bu yara tedavi edilmeden bölgenin huzur ve sükuna kavuşması düşünülemez. Buna karşılık gerek İsrail yönetimi gerekse uluslararası kamuoyu, işgali durduracak adımlar atmak yerine gerilimi tırmandıracak politikalara yöneldi.



BUNLARA SESSİZ KALAMAYIZ


Bizim beklentimiz, bırakın Filistinlilere bu tür baskılar yapılmasını, tarihi olarak kendilerine ait olan toprakların iadesi için gereken adımların derhal atılmasıdır. Müslümanların ibadetlerini kısıtlayan Harem-i Şerif'in kutsiyetine zarar veren mütecaviz eylemlere sessiz kalamayız. Kudüs'te 3 dinin kutsal mekanları vardır ama Mescid-i Aksa'nın Kubbet-üs Sahra'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif, sadece Müslümanlara aittir. İlanihaye öyle kalacaktır.



Ezan tartışması çok tehlikeli


Erdoğan, özellikle yakın dönemde ezan konusunda yaşanan tartışmaları da son derece tehlikeli bulduğunu belirterek, “Bu yönde parlamentoda karar alınması bir yana böyle bir tartışmanın varlığı dahi akıl ve vicdan dışıdır. Ötekileştirmeyi derinleştirecek din ve inanç hürriyetini ayaklar altına alacak bu tartışmanın kimseye faydası yoktur. Bu tarz bir uygulamaya gidilmesi sadece Filistinlileri değil, onlarla birlikte tüm Müslümanları rencide etmektedir. Bölgemizin yeni gerilimlere, yeni provokasyonlara değil, barışa katkı sağlayacak hamlelere ihtiyacı var. Bu konuda endişelerimizi böyle bir tasarının yasalaşması halinde ne tür tepkilere, sonuçlara sebep olabileceğini çeşitli kanallardan İsrailli yetkililere ilettik. İsrail parlamentosunun aklıselimle hareket edeceğine inanıyorum. Ezan, bir çağrıdır, bu çağrıyı engellemeniz sıkıntılara neden olacaktır" dedi.





Kalıcı barışın tek yolu var


Ortadoğu'da kalıcı barış için tek yolun, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması olduğunu anlatan Erdoğan, “Bunun için Uluslararası toplumun Filistin'e verdiği desteği artırması şarttır. Filistin'i tanıyan devletlerin sayısını halihazırdaki 137'nin çok üzerine çıkarmamız gerekiyor" dedi. Filistin'in uluslararası


kuruluşlarda temsil edilmesi için çabaların artırılmasını isteyen Erdoğan, “Arşivlerimizdeki Kudüs tapularını Filistinli kardeşlerimize verdik. Bu suretle başta vakıflar olmak üzere mülkiyet konusundaki çalışmaları için ihtiyaç duyulan tarihi belgeleri kendilerine sağlamış olduk. İhtiyaç duydukları her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.


Filistin'i ayağa kaldırmak için, Mescid-i Aksa'nın kutsiyetini muhafaza etmek, onu mahzun, boynu bükük koymamak için var gücümüzle çalışacağız" diye konuştu.



Zalim Esed'in hükümdarlığına son vermek için


Suriye ve Irak'ta yaşananlara dikkat çeken Erdoğan, şu anki haliyle BM'den adalet beklemediğini belirterek, “Böyle bir adalet de oradan çıkmaz. Şu anda 600'lü rakamlar konuşuluyor ama hayır. Bana göre Suriye'de 1 milyona yakın insan öldü. Bu ölüm hala devam ediyor. Çocuk, kadın, erkek ayrım yapmaksızın bu devam ediyor. Nerede BM, ne yapıyor? Irak'ta var mı? Yine yok. Biz 'Sabır, sabır, sabır' dedik en sonunda dayanamadık ve Suriye'ye Özgür Suriye Ordusu ile beraber girmek zorunda kaldık. Niçin girdik? Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar, bunu sağlamak için. Yani orada bir adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil" dedi.



AB defterini henüz kapatmış değiliz


Erdoğan, “Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi" temalı 7. Boğaziçi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada da AB'ye “Sen bulunmaz hint kumaşı değilsin" tepkisini gösterdi. Avrupa Parlamentosu kararına da değinen Erdoğan, “Türkiye'nin AB tarafından bu şekilde tahkir edilmesi, elbette bizi üzmüştür. Buna rağmen şu anda AB defterini henüz kapatmış değiliz. Ama karşımızdaki fotoğraf, şimdilik bu konuda olumlu yönde beklentilere kapılmamıza izin vermiyor. Fakat şunu da hiç kimse unutmasın, Türkiye'nin önünde daima çok fazla alternatif mevcuttur" diye konuştu.



15 Temmuz sitemi


Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, “15 Temmuz'da milletim F-16'ların, bomba yağdıran helikopterlerin, tankların, topların, modern silahların insanoğluna işlemediğini, işlemeyeceğini gösterdiler. Niye? Onlar hep şehadete yürüdüler. 248 şehit verdik. 2 bin 193 gazimiz oldu. Ama elhamdülillah o FETÖ denilen terör örgütü bu ülkede hedefine ulaşamadı ve ulaşamayacak. Ama bu arada şunu söyleyeceğim. Benim birçok Müslüman kardeşlerim kendi ülkelerinde bu FETÖ'ye zemin hazırlıyorlar. Bu da benim serzenişimdir. Birçok ulemadan insanlar buna zemin hazırlıyorlar. İsminin yanında hoca varmış. Ne hocası? Bu bir şarlatandır. Hoca falan değil" dedi. Erdoğan, şunları söyledi:



“Bu kadar insanın ölümüne neden olan ve çok daha enteresan, diyorlar ki 'O bize şah damarından daha yakındır.' Tweet atanın da önünde profesör yazıyor. Profesör olsan ne olur. Bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah Celle Celalühü'dür. Ama ne yazık ki bunlar işi ta buralara kadar getirdiler. Temenni ediyorum ki İslam dünyasındaki kardeşlerimiz bu yanlışın düzeltilmesinde bize yardımcı olur."






#Ortadoğu
#Filistin
#Ezan yasağı
#İsrail
8 yıl önce