Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ankara'da yapılan toplantıyı görmek istemeyen ne kadar yazar çizer varsa kalemizi içten yıkmak isteyen işbirlikçilerdir.
Bittiğimizi söylüyorlardı, eridiğimizi ileri sürüyorlardı. Birbirlerinin tavuğuna kış demeyen güruh, bozkurtun biteceğini ahmakça ima ve iddia ediyordu. Ne oldu, Allah bağışlasın ülkücü Türk gençliği alayını zelzele gibi titretti.
Geçtiğimiz cuma günü son yılların en dehşet verici katliamı Mısır'da yaşanmıştır. Cuma namazı esnasında hunhar bir terör saldırısı düzenlenmiş 305 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu tablo korkunç bir terör eylemidir. Mısır halkına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Camiye saldırı İslam'a saldırıdır. Bu kanlı saldırıyı IŞİD'in yaptığı dile getirilmiştir. İŞİD'li canilerin sakal bırakması boşunadır bunların İslam ile en ufak bir alakası yoktur.Dün tüm yurtta ve temsilciliklerde Türkiye yas ilan etmiştir bu karar yerinde ve isabetlidir. Mısır'daki vahşete en üst seviyede tepki gösterilmesi makul ve makbul bir harekettir.
FETÖ, IŞİD'in kılık kıyafet değiştirmiş halidir. İki terör örgütü arasında azımsanmayacak benzerlikler vardır. IŞİD'i kurup kudurtan çevrelerle, FETÖ'yü besleyip büyüten çevreler bir ve aynıdır. Her IŞİD'li aynı zamanda FETÖ'cü, her FETÖ'cü aynı zamanda IŞİD'li, PKK'lıdır. Bunların hepsi terörizmin yeni nesil küresel cinayet yapılanması tarafından tasarlanmış yeni sürüm taşeronlardır.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, ve ülkemizi temsilen sayın Erdoğan, Soçi'de bir araya gelmişlerdir. Suriye'de barışın tesis edilmesi maksadıyla kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Bu durum bölgesel huzurun temin faaliyeti adına ümit ve memnuniyet vericidir. Türkiye, İran ve Rusya'nın, IŞİD, Nusra Cephesi ve diğer tüm terör örgütlerinin tam anlamıyla yenilgiye uğratılması için önemli bir adımdır.
Cuma günü ABD Başkanı Trump, sayın Erdoğan'ı telefonla aramıştır. Açılan yaranın deşilmesi kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Sayın Erdoğan, telefon görüşmesinin verimli geçtiğini açıklamıştır. Dışişleri Bakanı da artık silah verilmeyeceğini duyurmuştur. Bunun ne kadar gerçekçi olduğunu zaman gösterecektir.
Zarrab denilen şarlatan bir suç işlediyse yargılansın ve hakettiği cezaya çarptırılsın. Bu kirli şahıs, bu suçlar için Türkiye'ye iade edilmeli, ABD bu konuda elindeki bilgi ve belgeleri Türkiye'ye vermelidir. Yargılanmalı, cezasını çektikten sonra da Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır.
Türkiye'ye tezgah kurulmakta, Türk ekonomisinin çökertilmesi hedef alınmaktadır. Dava, Türkiye'de siyasi sonuçlar doğurmak amacıyla saptırılmakta ve yönlendirilmektedir.
Zarrab kimdir ki Türkiye'ye aba altından sopa göstermek istenmektedir. Bizim ABD'nin yargı sisteminden öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur. Bağımsızlığımız ve egemenliğimiz korumazsak Türkiye'yi bekleyen akıbet dış güçlerin fiilen mandası altına girmek olacaktır. Türkiye'yi hedef alan komplo kumpas ve suikastlar karşısında milli bir duruş sergilemek zorunluluktur.
CHP, başkalarının dümeninden tutunup akıl tutulması yaşayabilir. İftira siyasetinden medet umabilir. Türkiye'yi yabancı ülkelere sürekli şikayet edebilir, etmiştir de. Bize düşen, bunların foyasını meydana çıkarmaktır. Bu müflis CHP kafasına soruyorum: Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını, peki siz kimden gördünüz böylesi çürük ve çorak siyaseti?