Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen NATO Zirvesi sonrası, gündeme ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasında, ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşmeye ilişkin, "Türkiye-ABD arasında çözülmeyecek bir sorun yoktur. S-400 ve F-35 konusundaki görüşlerimizin değişmediğini kendisine ilettim." dedi. Biden'ı Türkiye'ye davet ettiğini ifade eden Erdoğan, "Uygun bir dönemde gerçekleştirebileceğini ifade etti." şeklinde konuştu. Diğer temaslarına da değinen Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un kendisine "İslam ve Müslüman karşıtı değilim" dediğini, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e ise, "İkili ilişkilerimize üçüncü ülkelerin karıştırılmaması gerektiğini" söylediğini aktardı. Erdoğan terör örgütü PKK'ya verilen desteğin ise derhal sonlandırılması gerektiğini ifade etti. İşte Erdoğan'ın tüm açıklamaları...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde çeşitli temaslarda bulundu.
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İngiltere Başbakanı Johnson, Almanya Başbakanı Merkel, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi.
Erdoğan görüşmelere ilişkin basın toplantısı düzenleyerek detayları kamuoyuyla paylaştı.
NATO Zirvesi'nde neler konuşuldu?
PKK'ya verilen desteğin sonlandırılmasını istediklerini vurguladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı, ikili ülke arasında diplomatik krize neden olan S-400 ve F-35 sorunlarına ilişkin ise, "Türkiye-ABD arasında çözülmeyecek bir sorun yoktur. S-400 ve F-35 konusundaki görüşlerimizin değişmediğini kendisine ilettim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yaptığımız görüşmelerimizin ülkelerimiz başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Küresel ekonomik ve güvenlik mimarisinde köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bölgesel aktörlerin karar alma süreçlerindeki etkisi ve ağırlığı günden güne artıyor. Son bir buçuk yıldır insanlığın gündemini belirleyen koronavirüs salgını bu süreci daha da hızlandırmıştır. Son 100 yılın en büyük sağlık krizi olarak nitelendirilen salgın, küresel sistemdeki yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne serdi.
Her ne kadar bu salgının sağlık ile ilgili boyutu tartışılsa da hayatımızın her alandaki yansımalarını görmek mümkündür. Toplumsal hareketlerden kamu güvenliğine kadar çok geniş bir yelpazede salgının artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz.
Salgınla birlikte istikrarsızlığın, İslam ve yabancı karşıtı ırkçı akımların dünyanın farklı köşelerinde yaygınlaştığını görüyoruz. Demokrasi ve demokratik değerler yara alırken, soru çözme mekanizmaları işlevselliğini kaybediyor. Uluslararası toplum tarafından terk edilmiş olma düşünmesi, sistemin çeperinde yer alan yoksul ülkeleri içe kapanmaya sürüklüyor. Salgınla birlikte ekonomileri daha da kötüleşen ülkelere yardımların şarta bağlanması, adalete olan inancı aşındırıyor.
Küresel ekonominin toparlanma ihtiyacı en üst safhada iken, özellikle gelişmiş ülkelerin korumacı tedbirlere başvurması salgın kaynaklı ekonomik sorunların derinleşmesine sebep oluyor.
Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimizin güvende olmayacağı gerçeğiyle bir kez daha yüzleşiyoruz. Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize NATO'nun da üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun önemini gösterdi. Küresel istikrarın muhafazasında NATO'nun sorumlulukları artmıştır. Devletler kurucu ilkelerine sahip çıkmalı ve ittifakı güçlendirmelidir.
Akdeniz'den Karadeniz'e Avrupa'dan Asya'ya kadar NATO'nun sağladığı güvenlik şemsiyesinde yer alan her yerde ittifak aktif rol göstermelidir. Dönem sorumluluktan kaçma değil, eli taşın altına koyma dönemidir.
ABD Başkanı Biden ile az evvel bir araya geldim. İttifakın önümüzdeki 10 yılın haritasına ilişkin önemli kararların alındığı zirveyi tamamladık. Zirve toplantımızda NATO'nun güvenliğine yönelik tehdit ve meydan okumalar hakkında stratejik görüş alışverişinde bulunduk.
İttifakın yeni tehditlere mukavemet etmek amacıyla güvenliğin bilinmezliği başta olmak üzere taviz vermemesini istedik.
"Terör hassasiyetlerimizi müttefiklerimize sunduk"
Terörle mücadele başta olmak üzere Türkiye'nin önceliklerini, hassasiyetlerini ve haklı beklentilerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk. Burada üzülerek bir noktanın altını çizmek istiyorum. Örgütler arasında ayrım yapan, iyi-kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış ne yazık ki mevcudiyetini koruyor. Böyle bir yapı, terörü yok etmez. Aksine teröre özgüven verir. Bir terör örgütü eliyle diğerinin yok edilemeyeceği de ortaya çıkmıştır.
Türkiye DEAŞ'a karşı göğüs göğüse mücadele etmiş tek NATO müttefikidir. Sınır ötesi operasyonlar sayesinde 8 bin kilometre karelik alanı temizledik. Son günlerde İdlib'e yönelik rejim ve PKK/YPG'dan yapılan saldırılar bu bölgeyi yeniden kaosa sürüklemek istiyor.
Cumartesi günü İdlib'deki Şifa Hastanesi'ni hedef alan PKK/YPG 14 masumu katletmiş, 30 sivili de yaralamıştır. Yöneticilerinin bazı ülkelerde kırmızı halıyla karşılandığı bu örgütün kanlı, kirli ve çirkin yüzünü göstermeye kafidir.
PYD ve PKK'ya verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça ifade ettim. Suriye'nin bir terörist yetiştirme kampı olmasının da önüne geçmeye çalıştık. Bugüne kadar 9 binden fazla terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine gönderdik. 100 binden fazla şüpheliye ülkeye giriş yasağı koyduk. Teslim ettiğimiz teröristler herhangi bir tahkikata uğramadan serbestçe dolaşabilmesi ve terör eylemi yapması büyük bir zafiyettir.
Yaklaşık 10 yıldır, 3.6 milyon Suriyeliye sahip çıkan Türkiye'ye verilen taahhütlerin çoğu yerine getirilmemiştir. Meşru hükümetin daveti üzerine sağladığımız eğitim ve danışmanlık hizmeti, Libya'nın iç savaşa yönelmesini engelledi. Dağlık Karabağ'da 30 yıllık gecikmiş de olsa adalet tecelli etti. Husumetin yerine barışın alabileceği yeni bir dönemin kapıları aralandı. Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden ile az evvel bir araya geldik. Uzun yıllara dayalı dostluğumuzun bulunduğu Biden'la kapsamlı bir görüşmede bulunduk.
Etkin iş birliğine ihtiyaç duyduğumuz bölgelerde sayın Biden ve ekibiyle görüştük. Doğrudan diyalog kanallarını koruma konusunda mutabık kaldık.
Soru-cevap
Afganistan'daki gelişmeler
Diplomatik lojistik ve mali konularda ABD'nin bize vereceği destek önemli bir destek arz ediyor. Taliban gerçeğini göz ardı etmek mümkün değil. Afganistan'da biz Pakistan'ı da yanımıza alma düşüncemizi de kendilerine ilettik. Bir mutabakat söz konusu, bir sıkıntı yok.
S-400 konusu
S-400'de bizim düşüncemiz daha önce neyse aynısını da kendisine ilettim. F-35 konusunu da kendisine ifade ettim. Savunma sanayisinde müşterek yapacağımız adımlar nelerdir bunları konuştuk. Bundan sonraki süreçte de bakanlarımız muhataplarıyla görüşerek bu ilişkileri sağlama bağlayacaktır.
Macron ile görüşme
İslam'a karşı olmadığını ısrarla söyledi. Bu süreç içerisinde "Bazı unsurlar bunları uydurdular. Dost olarak bunları size söylüyorum" dedi. Bundan sonra da bu minvalde açıklamaları da olursa çok çok iyi olur. Vatandaş olan olmayan Fransa'da 750 bin Müslüman var. Türklerin dışındaki Müslümanları da katarsak, daha da ileri gidebilir. Bu konuyla ilgili olarak da kendisi hassasiyetlerini iletti.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile temaslar
Miçotakis'in sessiz sakin bir yıl olacağı görüşüne katılıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti. Üçüncü ülke ve kişileri karıştırmamız gerektiğini söyledim. Özel hatlardan görüşme yapmamız gerektiğini ifade etti. Sıkıntılı konular nelerse masaya koyup görevli arkadaşlarımız üzerinde çalışıp bize getirsinler, kararı biz verip adım atalım dedim.
Biden ile görüşme
ABD patriotları vermedi, biz de S-400'leri almak zorunda kaldık. Bu süreçlerden geliyoruz. Bu konuda savunma sanayiinde neler yapabiliriz bunları konuştuk. Kendisini Türkiye'ye davet ettim. Uygun bir dönemde gerçekleştirebileceğini ifade etti. Soykırım konusu hamdolsun hiç gündeme gelmedi. Biden ile iş birliğini artıracağız. Verimli bir görüşmeyi yüz yüze gerçekleştirmiş olduk.
Koronavirüs nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamaları
Almanya olumlu adımlar attı. Rusya'dan heyet gelecek. Ben umutluyum. Koronavirüs nedeniyle bazı ülkeler kapılarını açamıyorlar. Ama bu kapılar sürekli kapalı kalamaz. İngiltere ile yaptığımız görüşmeden de umutluyum.