Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadelede tek başına bırakılmasını dikkati çekerek, NATO ve Atlantik ittifakının özünün birbirine sahip çıkmak olduğunu söyledi. Erdoğan, “İlişkilerimizi terör örgütleri değil, devletler üzerinden yürütmeliyiz. Biz onları yanımıza niye alıyoruz ki? Bu terör örgütleri, NATO üyesi mi?” dedi
Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Batılı ülkelerin ve NATO’nun terör örgütleriyle ilişkisine işaret ederek, Türkiye’nin terörle mücadelede yalnız bırakılmasına tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:
Terör örgütlerinin iyisi, kötüsü olmaz. Bu mantıkla bir yere varmamız mümkün değil. Sırf DEAŞ’la mücadele ediyor diye PKK, YPG gibi terör yapılarının etnik temizlik faaliyetlerine bölgede işlediği cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır.
PYD’yi biz tanırız. YPG’yi biz tanırız. Bizdeki PKK terör örgütünün, bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bunları gayet iyi biliriz ve bu bölgede kim kimdir, bunu bilen birisi varsa biziz. Bu bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli.
Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye’de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, ‘cahil cesur olur’ diyorlar ya, o da havalarda. Kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire. Biz bunu karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye’de de öyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz.
Bu süreçte dost ve müttefiklerimizden beklentilerimiz, ön yargılardan, kara propaganda ve çifte standarttan uzak şekilde Türkiye ile iş birliğine devam etmeleridir. ABD’nin, Türkiye’nin 15 Temmuz günü yaşadığı felaket karşısında sergilediği tavrı açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz. Terör örgütlerine karşı gösterilen müsamahalı tavrı kesinlikle tasvip etmiyoruz. Türkiye’nin terörle mücadelesinde tek başına bırakılmasını içimize sindiremiyoruz.
Hele Avrupa’nın bazı ülkeleri var ki bu teröristlere her türlü desteği vermekte ve onlara yardım ve yataklık yapmaktadır. Tüm belgeleriyle her şey ortadadır. Bu bazı Avrupa ülkelerini de bu konuda kendilerini test etmeye özellikle davet ediyorum. Demokrasiye kast eden, 249 canımızın canına kıyan katillerin, dost bildiğimiz ülkelerce himaye edilmelerini kabul edemeyiz.
NATO ve Atlantik ittifakının özü birbirine sahip çıkmaktır. Birbirimizin hassasiyetlerine sahip çıkmadan bu dayanışmayı gösteremeyiz. Türkiye’nin müttefiklerinden beklediği destek hem açıktır hem hakkıdır. Türkiye, Atlantik’in her iki yakası için geçmişte olduğu gibi gelecekte de güçlü ve güvenilir bir ortaktır. İttifaka yeni bir soluk, yeni bir güç vermekse hepimizin bu dönemdeki tutumuna bağlıdır. Bu sancılı dönemde ittifakımızın ve ortaklığımızın temellerini yeniden tahkim etmeli, güçlendirmeliyiz.
Öncelikle ilişkilerimizi terör örgütleri değil, devletler olarak birbirimiz üzerinden yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Terör örgütleri kim ki? Biz onları yanımıza niye alıyoruz ki? Bu terör örgütleri, NATO üyesi mi? Hayır. NATO’da biz beraberiz. Öyleyse terör örgütlerinden biz niçin yardım istiyoruz ki? Biz varız. Biz bölgede her türlü desteği vermeye hazırız. Ama bu terör örgütleriyle asla... Çünkü onlar bizim can düşmanlarımızdır.
Şu anda birçok yatırımcının attığı adımların kendilerini teşvik ettiğini dile getiren Erdoğan, “Ben Cumhurbaşkanı olarak şu anda tüm girişimcilerin, yatırımcıların her zaman yanında olmaya devam edeceğim. Kimsenin bu konuda endişesi olmasın ve dışarıda yapılan bu yalan yanlış kampanyalara da kimse kulak asmasın. Ben bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum; siz önce şu teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan şöyle bir vazgeçin. Özellikle Avrupa... Bunlardan vazgeçin. Tamam, ‘hayır’ kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi o defteri kapayın da ‘Türkiye ile nasıl münasebetleri geliştireceğiz?’ buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz. Şimdi de onları görelim” dedi.
Irak’ta giderek bölge için saatli bir bombaya dönüşen “mezhep fanatizmine” dikkati çektiklerini, kapsayıcı olunması gerektiğini söylediklerini dile getiren Erdoğan, “Aslında Irak’taki olay sadece mezhebi de değildir, onu da söyleyeyim. Mezhep kaynaklı yayılmacı bir etnik anlayışın tezahürüdür ve yayılmacı olan bu Pers mantığını çok iyi keşfetmemiz lazım. Eğer buna göre tedbirler şimdiden alınmazsa, hani tarih tekerrürden ibaret derler ya, ibret alınmazsa tekerrür eder, ibret alınırsa tekerrür etmez” dedi.
Erdoğan, “Türkiye ile ABD arasındaki ikili ve çok taraflı iş birliğinin güçlendirilmesi bölgesel sorunların çözümü açısından gerekli. Bilhassa içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde müttefiklik ilişkileri çok daha önem arz ediyor. Trump yönetimi ile üst düzey temaslarımız Ocak 2017’den beri yoğunlaşıyor. Sayın Trump ile Türk-Amerikan ilişkilerinde taze bir sayfa açacağımıza inanıyorum. Sayın Trump’ın önceki yönetime göre Suriye’de devlet terörüne son verilmesi noktasında daha kararlı bir duruş sergileyeceğinin işaretini alıyorum” dedi.
16 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump ile kapsamlı bir görüşme yapacağını belirten Erdoğan, “Bu görüşmelerimizde gündemimizdeki tüm konuları ele alma imkanını bulacağız. Amerikalı dostlarımızdan beklentimiz, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri iyi anlamaları ve gereken dayanışmayı özellikle göstermeleridir. DEAŞ’la mücadele bahanesiyle insanlarımızın hayatına kasteden bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Amerika’nın Suriye’de YPG/PYD ile hareket etmesi, ona somut destek vermesi, ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısının, altını çizerek söylüyorum, hala Pensilvanya’da rahatça terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor. FETÖ liderinin tutuklanması veya yargılanmak üzere Türkiye’ye iadesi ABD’den temel beklentimiz” dedi.
Erdoğan, bir soru üzerine, “Bizim Sayın Trump’tan beklediğimiz; biz hedefi sadece DEAŞ’a mı kilitleyeceğiz yoksa tüm terör örgütlerine mi kilitleyeceğiz? Eğer sadece DEAŞ’a bunu kilitleyecek olursak yanılırız. Yani bir terör örgütünü yok ederken diğer taraftan diğer terör örgütlerini orada güçlendirmiş oluruz. Rakka’da bugün DEAŞ’lı olarak 2 bin 500 ile 5 bin arasında teröristin olduğu tahmin ediliyor. Bunları, başını Amerika’nın çektiği koalisyon güçleriyle Türkiye Özgür Suriye Ordusu birlikte temizleriz. Bu bizim için zor bir şey değil. Biz bu işi başarırız. Bunu Sayın Trump’a anlatacağım. Gelin biz bu işi beraber halledelim ve terör örgütlerinden bu bölgeyi temizleyelim” dedi.