Erdoğan, Suudi Arabistan'ın öncülüğünde kurulan Teröre Karşı İslam İttifakı Girişimi'ni de desteklediklerini ve bunun etkin bir yapı haline gelmesi gerektiğini anlattı. İslam ülkeleri içinde yaşanan terör olaylarına ve diğer krizlere karşı başka güçlerin müdahil olması yerine çözümün İslam ülkelerinin kendi içerisinde aranması gerektiğini dile getiren Erdoğan, Müslümanlar ülkelerin bu tür olaylarda başkalarından yardım beklemesini eleştirdi. Erdoğan, “Biz bunu kendimiz çözmeli, kendimiz müdahale etmeliyiz. Biz etmiyoruz, başkaları müdahale ediyor. Onlar müdahale ederken oralardaki petrol için müdahale ediyorlar. Aramızdaki huzuru sağlamak için değil. Bu girişim arzu ettiğimiz etkinliğe ve kapasiteye ulaşırsa İslam dünyasının önünde yeni bir dönem açılacağına inanıyorum" diye konuştu.
Erdoğan, insanlığın ve Müslümanların yarısını oluşturan kadınların, ailenin taşıyıcısı olma vasıflarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kadınların, eğitimden iş hayatına kadar her alanda çok daha etkin roller üstlenmesi için hep birlikte gayret etmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, “Bu çerçevede İİT bünyesinde bir teklifim var. İstanbul'da düzenli aralıklarla toplanacak bir kadın konferansı oluşturulmasını teklif ediyoruz. Zira, Müslümanların kadın olarak kendi kadınlarının dertlerini ortaya koyabilecekleri bir teşkilatı ve konseylerinin olması şarttır diye düşünüyorum. Kadınlarla ilgili sorunları biz mi konuşacağız? Bırakılım onları da hanımlar konuşsun.Bunun adımını atmamız lazım" dedi.
Erdoğan, “Kalkınma için İslam Dayanışma Fonu'nun kapasitesini genişleterek hep birlikte mağdurların ve mazlumların yanında daha güçlü şekilde yer almamız gerekir. Bunun için aramızdaki iş birliği mekanizmalarını çeşitlendirmeliyiz. Örneğin, küresel ekonominin işleyişinde önemli rolü olan tahkim sistemi kendi aramızda da oluşturmalıyız. Neden biz dünyada kurulu tahkim sistemlerine kendisi sıkıntılarımızı ve sorunlarımızı havale ediyoruz? Bunu kendi aramızda oluşturduğumuz tahkim sistemiyle çözelim. İstanbul'da bir uluslararası tahkim müessesi kurulmasını teklif ediyoruz" dedi.
Erdoğan, tüm Kızılayların etkin iş birliği içinde olması gerektiğine dikkati çekti. Yardımlaşma ve dayanışma noktasında Kızılayların atacağı adımı çok önemsediğini dile getiren Erdoğan, bütün afetlerde İslam ülkeleri böyle bir ortak Kızılay yapısının oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, “Teröre karşı arazide operasyon yürütmenin ve özellikle de bunun yanında finans ve insan kaynaklarını kurutarak da mücadele etmek gerekiyor. İİT üyesi ülkeler arasında teröre ve diğer suçlara karşı iş birliğini güçlendirecek, kurumsallaştıracak bir yapı oluşturulması isabetli olacaktır. Bu anlayışla Türkiye olarak getirdiğimiz İstanbul merkezli bir İİT Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi kurulması önerisi kabul gördü. Teşekkür ediyorum" dedi.
Türkiye'nin 3 yıllık dönem başkanlığında Dolmabahçe veya Yıldız Sarayı'nda bir bölümün İİT için merkez olarak kullanılacağı belirtiliyor. Böylece projeler daha etkin biçimde koordine edilecek.
İsrail'in Filistinlilere zulmünü hatırlatan Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimizin, İsrail işgali altında her gün yaşamakta oldukları zulüm İslam aleminin bağrında kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Harem-i Şerif bir İslam mabedidir. Kendisi hukuk dışı olan işgalin bir de Harem-i Şerife yönelik ihlaller için dayanak yapılmasına izin veremeyiz. Müslümanlar olarak Harem-i Şerif'in ve Kudüs'ün muhafazası için daha fazla gayret göstermeliyiz. Filistin ile birlikte tüm bölgede kalıcı barış sağlanmasının yegane yolu bir an önce işgalin sona ermesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in kurulmasıdır" dedi. KKTC'ye uygulanan izolasyonu hep birlikte kırmaya davet eden Erdoğan, Kırım'ın işgaline de karşı çıkılması gerektiğini söyledi.