EDISYON:

17 Ağustos Depremi'nin 25. yılı: Hayatını kaybedenler 03.02'de anıldı

Seren Som
09:3017/08/2024, Cumartesi
Yeni Şafak
AA
DHA
IHA
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve o dönem "asrın felaketi" olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde 25 yıl geride kaldı.
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve o dönem "asrın felaketi" olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde 25 yıl geride kaldı.

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nin üstünden çeyrek asır geçerken, acılar hala tazeliğini koruyor. Kocaeli, Sakarya ve Yalova başta olmak üzere düzenlenen anma törenlerinde hayatını kaybedenler için Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi.

17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03.02'de 45 saniye süren Kocaeli merkezli depremin üstünden 25 yıl geçti.

18 bin 373 kişi hayatını kaybederken, 48 bin 901 kişi yaralandı, yüzlerce kişi de sakat kaldı.

Merkez üssü Gölcük'te deprem şehitlerini anmak ve deprem gerçeğine dikkat çekmek için Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da programlar düzenlendi.

Gölcük

Merkez üssü Gölcük'te düzenlenen programda Kavaklı Sahili'nde kurulan stantta vatandaşlar bilgilendirildi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve dualar ile başlayan programdan konuşan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Her türlü afetle her zaman karşılaşabilmemiz mümkün. Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Dolayısıyla yeni canların kaybının önüne geçmek elimizde. Bununla ilgili yapılması gereken az önceki görüntülerde de vardı. Çalışmaları yapılıyor. İlmin, fennin gerektirdiği şekilde eğer biz konutlarımızı, işyerlerimizi yaptığımız takdirde o zaman bu kayıplarla karşılaşmayacağız demektir. Gölcük merkezde bir kentsel dönüşüm yapılıyor. 36 dönüm alanda iki katı iki katı yeraltı otoparkı ve sonrasında 406 iş yeri ve 360 konuttan meydana geliyor. Bizler eğer konutlarımızı dönüştürür, sağlam hale getirirsek bundan sonrakileri de sağlam yaptığımız takdirde deprem anında hasar görecek ya da bir afet anında hasar görecek bina sayısı azalacaktır. Dolayısıyla alacağımız tedbirlerle uğranılacak zararı her zaman azaltmak önüne geçmek mümkün” dedi.

“Yaklaşık 30 bin tane yeni konut yenilendi”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “İki binli yılların başından itibaren bugüne kadar aldığımızda şehrimizde yaklaşık 30 bin tane yeni konut gerek TOKİ gerek emlak konut gerekse kent konut belediyemizin şirketi eliyle yenilendi. Şu anda bir tanesi Gölcük Merkez Mahallesi'nde olmak üzere şehrimizin farklı ilçelerinde 7 tane farklı noktada kentsel dönüşüm çalışması devam ediyor. 1999 tarihi öncesinde yapılmış toplam 160 bin binayı 2007 esas aldığımızda 2997'den önce yapılmış olan toplam 250 bin binayı hızlı tarama yöntemiyle riskli binalar yönetmeliğinin ek A protokolü gereğince taradık ve taramalarımızı tamamladık. Bu manada tarama faaliyetlerini tamamlayan ilk şehir olmanın gururunu da yaşıyoruz. Kocaeli'de toplam 315 bin bina var. Bu 315 bin binanın 250 bin tanesi 2007 yönetmeliğinden önce yapılmış binalar. 160 bin tanesi 1999 depreminden önce yapılmış. Ön taramaya göre veriler şunu gösteriyor. 130 bin bağımsız birim, 30 bin kadar da ticari birimin önümüzdeki süreçte depreme kadar dönüştürülmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Bizim için depremdeki en önemli risk azaltma kentsel dönüşüm”

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu ve yıllar bazında oluşan depremlerin skalasını açıklayan AFAD Başkanı Okay Memiş, “Her 10 yılda bir 7 büyüklüğünün üzerinde depremle sarsılıyoruz. Her beş yılda bir 6.5 büyüklüğünde depremle sarsılıyoruz. Her 3 yılda bir de 6 büyüklüğünde depremle sarsılıyoruz. Coğrafyamız bize depremin ne kadar önemli, gerçek ve ne kadar etkili olduğunu da hatırlatıyor. Afet yönetiminde 3 aşama var. Bir afet öncesi risk azaltma diyoruz. 1 liralık harcama yapmakla 12 liralık maliyetin önüne geçiyorsunuz. Bizim için depremdeki en önemli risk azaltma kentsel dönüşüm. Biz muhtemel depremlerde ülkemizdeki şehirlerimizin binalarının yaklaşık olarak 7 büyüklüğü üzerindeki depremde ne tür bir davranış sergileyeceğini biliyoruz. Bunlara yönelik olarak kentsel dönüşümü mutlaka hızlandırmamız gerekiyor. İki afetlere müdahale de çok önemli. Müdahalede de kapasitenizin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Üç afet sonrası iyileştirme çalışmaları biz 6 Şubat'ta asrın felaketini yaşadık, 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde ve devamında 6.5 büyüklüğünde depremlerle asrın felaketini yaşadık. Müdahale kapasitesinde arama kurtarmada müdahale ederken bir ekip 25 kişiden oluşur. 24 saat çalışmaz ve 8 saat çalıştığını düşünürsek bir binada 75 kişilik arama kurtarmacıya ihtiyacınız var. 6 Şubat depreminde 39 bin bina yıkıldı ve bu binadan 26 bininde insan yaşıyordu. 26 bin binaya 1 milyon 950 bin arama kurtarmacı müdahale etmesi gerekir. Peki dünyada ne kadar arama kurtarmacı var? Dünyada yapılan çalışmaya göre 750 bin arama kurtarmacı var. Dünyadaki kapasitenin iki katı olsa 6 Şubat'taki depremde müdahaleye yeterli olmuyordu. Biz kendi ülkemizin kapasitesi yurt dışından gelen arama kurtarma ekipleri ile beraber 35 bin kişiyle müdahale ettik. Ancak alanda 650 bin kamu görevlisi çalıştı, STK'larımız ayrıca çalıştı ama elimizdeki arama kurtarma sayımız buydu. Yani dünyanın kapasitesi bile olsa yeterli olmayan bir durum var” şeklinde konuştu.


“Vatandaşımıza mahcup olmamak için büyük gayret içerisindeyiz”

AFAD olarak risklere karşı çalışmalara ağırlık verdiklerini aktaran Memiş, “Biz tabii ki buradan ders çıkardık ve şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, ordumuzu, jandarmamızı, polisimizi, İtfaiyecilerimizi, madencilerimizi ve sivil toplum kuruluşlarımızı eğitmeye başladık. Nüfusumuzla orantılandığında dünyada en fazla arama kurtarma ekibine sahip ülke olacağız çok yakın bir sürede. Ama asıl yapmamız gereken risk azaltmaya, sağlam zemine, sağlam binaları yapmak zorundayız. İyileştirme çalışmaları olarak da şu anda dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonu yapan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var ve Türk milleti var. Yapılan çalışma çok büyük. Bir yıl içerisinde yaklaşık 80 bin kalıcı konutun sağlam zemine yapılmış sağlam binaların konutları teslim edilmiş durumda, şu anda ve yıl sonunda inşallah 200 bin konutun teslimini de yapacağız ve bu operasyon başlı başına gerçekten dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonu marifet mi? Evet marifet ama asıl marifet bu depremlerde büyüklüğü ne kadar olursa olsun yıkılmayan binalar yapabilmek. Bilimin ışığında, tekniğin ışığında, mühendisliğin bize söylediği bilgiler ışığında en iyisini yapmamız lazım. Bu yönde 24 saat çalışıyoruz. Vatandaşımıza mahcup olmamak için büyük gayret içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.


“Bizim 17 Ağustos depremi olduğunda deprem yönetmenliğimiz yoktu”

Anma programında konuşan Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, “Ben de kısa bir süre önce göreve başlamış olduğum valiliğimizin ilk törenin böyle acı bir anı anma töreni olması bizim de mesleki hatıratımızda önemli bir yer tutacak. Ama bu tür anma etkinlikleri özellikle böyle 25'inci yılı, 50'nci yılı, 10'uncu yılı, 100. yılı gibi etkinlikler bizim tekrar tekrar oturup düşünmemizi, geçmişin muhasebesini yapıp önümüzde ne tür tedbirler almamız gerektiğini irdeleyebileceğimiz fırsatlar veren yıl dönümleri” dedi.

Program sonunda GESOTİM Kadın Arama Kurtarma Timi; Kocaeli'nin ilk Türkiye'nin ise 2. akredite kadın arama kurtarma ekibi yeminlerini ederek sertifikalarını aldı.

Sakarya Demokrasi Meydanı

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi anma programı Sakarya Demokrasi Meydanı'nda gerçekleştirildi. Deprem şehitleri için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Kur'an-ı Kerim tilaveti, ilahi ve kasidelerin okunması ile devam etti. Depremin ardından kaydedilen görüntülerden oluşan kesitler ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan kısa film ile devam eden programda bazı vatandaşlar gözyaşlarına hakim olamadı.


“Depremde bir günle hatırlamakla hiçbir yere varamayız”

Anma programında konuşan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, “Afetler kaçınılmaz. Coğrafyamız, Sakaryamız çok güzel bir coğrafya ama afetler şehri. Depremlerin, sellerin yaşandığı ve buna göre hazırlıklı olmamız gereken şehir. Biz burada ne konuşursak konuşalım, ne söylersek söyleyelim. Sadece 17 Ağustos 1999'daki depremi bir günde anmayla, bir günlük hatırlamayla hiçbir yere varamayız. Ama biz o şartlardan geldiğimiz bu noktaya yani aradan geçen 25 yılın ardından ne yaptık? Bu şehri hazırlayabildik mi? Bu şehrin insanını yeni bir afette, yeni bir depremde ne yapması yönünde bilinçlendirdik mi buna bakmalıyız. Biz elhamdülillah o günkü zor şartlardan bugünlere gelebildik. Altyapı olarak, üstyapı olarak gelebildik. İnsanlarımızın bilinçlenmesi noktasında iyi bir mesafe aldık. Bugün daha bilinçliyiz. Bugün daha hazırlıklıyız diye düşünüyorum. Ama bu yetmedi. Bundan sonraki süreçte bugüne kadar olduğu gibi devletimizin, belediyelerimizin sivil toplum örgütlerimizin, vatandaşımızın gayretleriyle yeni binalarımız dirençli, sağlam binalarımız yapılmaya başlandı. Şükürler olsun Sakarya'da da bu konuda 1999'dan bugüne kadar ciddi bir dönüşüm ve değişim oldu” dedi.


“İnsanlarımızın daha sağlıklı ortamlarda yaşaması için çalışmaları başlattık”

Başkan Alemdar, “Nüfusumuzun yaklaşık üçte birinin sağlam zeminlerde ve sağlam binalarda oturduğundan eminim. Ama bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Hala şehrimizin merkezi başta olmak üzere en ufak bir sarsıntıda ciddi bir depremde yıkılacak daha çok binamız olduğunu da biliyorum. İşte biz de bu binaları yeni bir anlayışla, yeni bir bakış açısı ve yeni yönetmeliklere uygun bir şekilde dönüştürüp, dirençli şehirlerimizi, güvenli konutlarımızı ve insanlarımızın daha sağlıklı ortamlarda yaşaması için çalışmaları başlattık. Bu çalışmalarımız içerisinde de geçmişten aldığımız bilgilerle beraber şu anda bakanlığımızla ortak çalışma yaparak bir noktadan başlayıp dönüştürmeye gayret edeceğiz” diye konuştu.


“Sakarya'da yapay yapılaşma disiplinli şekilde uygulanmış”

Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz ise, “Ülkemiz birçok doğal afet yönünden riskleri barındıran bir coğrafyada bulunuyor. Ama bu afetlerden depremlerin bize verdiği acılar, diğer afetlerden de daha büyük olmakta. 81 ilimizde AFAD tarafından uygulanan risk azaltma eylem planları var. Ve bu planlar çerçevesinde çalışmalar yürütülüyor. Yine yerel yönetimlerin yürüttükleri çok önemli çalışmalar var. Az önce büyükşehir belediye başkanımızın da bahsettiği gibi Sakarya'da da bu konuda gerçekten çok güzel projeler geliştiriliyor. Ama Sakarya'yı bana sorduklarında Sakaryalı olmayanlara benim söylediğim şey şu; ‘Sakarya'ya depremin kazandırdığı bir husus var. O da biz Sakarya'da gökyüzünü görüyoruz. Çünkü yapay yapılaşma sayesinde çevredeki illere baktığımızda onlarda dahi olmayan bir özelliği dikey yapılaşmaya gidilmemiş ve bu konuda gerçekten disiplinli bir şekilde uygulanmış. Demek ki istersek biz o disiplini sağlayabiliyoruz. Yeter ki vatandaşımız buna rıza göstersin, yeter ki yerel yönetimlerimiz üzerine düşsün” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından, törene katılan protokol ve vatandaşlar alana kurulan çadırları ve deprem fotoğraf sergisini gezdi. Öte yandan, anma programı saat 03.02'de dua edilmesiyle son bulacak.

Programa katılanlar hayatını kaybedenlerin isimleri yazılı mermer blokların bulunduğu anıta karanfil bıraktı.

Yalova

Yalova'da, 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 25. yıl dönümünde hayatını kaybedenler için anma programı düzenlendi.


Kurumlar tarafından kurulan stantların gezilmesiyle başlayan programda, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık sahildeki Deprem Anıtı'na kadar "sessiz yürüyüş" gerçekleştirdi.


Vali Hülya Kaya ve il protokolünün katıldığı yürüyüş sonrası depremde çekilen fotoğrafların yer aldığı sergi gezildi, ardından programa katılanlar hayatını kaybedenlerin isimleri yazılı mermer blokların bulunduğu anıta karanfil bıraktı.


Anı defterini imzaladıktan sonra gazetecilere açıklamada bulunan Vali Kaya, depremde hayatını kaybedilenlerin acılarını ilk günkü gibi hissettiklerini ifade etti.


Anma günlerinin deprem gerçeğini hayatın bir parçası haline getirmek için önemli günler olarak gördüklerini aktaran Kaya, şöyle konuştu:


"Atacağımız her bir adımda, yapacağımız her bir planda artık deprem gerçeğini unutmadan hayatımızı planlamak, alacağımız kararları, yapacağımız işleri ona göre değerlendirmek durumundayız. Yalova'nın da bir deprem gerçeği var. Dolayısıyla biz hem valilik, belediye, tüm kamu kurum ve kuruluşları olarak her türlü tedbiri almak, riski azaltmak zorundayız. Dolayısıyla bugün yapmış olduğumuz yürüyüş, panel, anma programında bu kadar insanı bir araya getirmemizin de nedeni bu aslında. Sadece bu kamunun yapacağı yatırımlarla, alacağı tedbirlerle de halledebileceğimiz şeyler değil. Dolayısıyla ben Yalovalı hemşerilerimize de sesleniyorum, deprem gerçeğini bir şekilde eğer riski azaltacaksak beraber azaltabiliriz."

"Acıyı tekrar yaşamamak adına hep birlikte bu yolda var mıyız diyoruz"

Afet olduktan sonra kurtarma operasyonlarıyla, göçük altında kalanları kurtararak süreci yönetemeyeceklerine vurgu yapan Vali Kaya, riski azaltmanın bu anlamda çok önemli olduğunu aktardı.


Yalova'nın sıvılaşmış zemin gerçeği ile çok ciddi riskler barındıran bölgelerinin bulunduğuna dikkati çeken Kaya, şunları kaydetti:


"Çok eski binalarımız var. Dolayısıyla bu eski bina stokunu bir an önce kentsel dönüşümle yenilememiz gerekiyor. Şunu artık istemekten vazgeçmeliyiz. 'Ben bu işten nasıl karlı çıkarım' düşüncesini bir kenara bırakıp depreme dayanıklı, sevdiklerimizi deprem olduğunda kaybetmeyeceğimiz, riski azalmış kentler yaratmamız lazım. Dolayısıyla bunu hep beraber yapacağız. Herkes taşın altına elini koymalı. Dolayısıyla işi sadece kamudan beklememeliyiz. Bunu hep beraber başarmalıyız. Bundan sonraki süreçte özellikle riskli alanlar ilan ettiğimiz bölgelerde vatandaşlarımızdan anlayış ve bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Şu an Bağlarbaşı kentsel dönüyüm noktasında güzel bir örnek. Bunu diğer mahallelerimize de uygulamak, yaygınlaştırmak istiyoruz. Dolayısıyla 1999'daki depremde yaşadığımız bu acıyı tekrar yaşamamak adına hep birlikte bu yolda var mıyız diyoruz."


Saygı duruşunda bunulması, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından depremde yapılan arama kurtarma çalışmalarının yer aldığı sinevizyon gösterisi izlendi.

Saatler 03.02'de eller semaya açıldı


Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden program, deprem saati olan 03.02'de duaların edilmesi ve karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.


Önceki yıllarda anıt içerisinde deprem sonrası fotoğrafların sergilendiği 03.02 ve 45 saniye adı verilen salonların, içerisinde oluşan çatlak nedeniyle tedbir amaçlı ziyarete kapatıldığı ve serginin bu nedenle dışarıda kurulduğu belirtildi.



#17 Ağustos Depremi
#Kocaeli
#Sakarya
#Anma
#Tören

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.