Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Adli Tıp Kurumu yapılanmasına yönelik 37'si tutuklu, 2'si firari 52 sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapılıyor.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan ilk duruşmaya, 37 tutuklu sanık ile 9 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmaya firari 2 sanık ile tutuksuz 4 sanık ise gelmedi.
Duruşma, sanıkların yoklama ve kimlik tespiti işlemleri ile başladı. Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, iddianamenin okunmayacağını belirterek, sanıklarla ilgili suçlamalara ilişkin genel bir değerlendirme yaptı. Başkan Dağ, sanıkların tek tek kürsüye çağrıldığında iddianamedeki suçlamaların ayrıntılı olarak sorulacağını söyledi.
Bu uyarıların ardından duruşma tutuksuz sanıkların savunmasının alınmasıyla başladı.
Tutuksuz sanık Hasan Bayram, 2010 yılında kurumda memur olarak işe başladığını yaklaşık 2 yıl sonra açılan kurum içi sınav ile fizik ihtisas dairesinde fizikçi olarak görev yaptığını söyledi. Örgüt ile bir bağlantısının olmadığını iddia eden sanık Bayram, evinde bulunan 1 doların eskiden cüzdanında kaldığını belirterek, ''Olayın aslı evime çok önceleri hırsız girmişti. Yaklaşık 120 avro ve 60 dolarım çalınmıştı. Hırsız bu 1 doları bırakmış almamış.'' iddiasına bulundu.
Sanık Bayram, 17/25 Aralık'tan sonra örgüt propagandası yaptığı iddialarının asılsız olduğunu savunarak, hakkındaki tüm suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme Başkanı Dağ, ''Evine hırsız girdiğini söyledin. Şikayetçi oldun mu? Hırsız sadece 1 doları mı bırakmış'' sorusuna sanık Bayram, ''Hayır şikayetçi olmadım. Evet sadece 1 doları bırakmış.'' cevabını verdi.
Üye hakimin ''Kamuoyunda katalog evliliği diye bilinen bir evlilik yapıp yapmadığını'' sorması üzerine sanık Bayram, ''Öyle bir şey yok. Bunu kim nasıl biliyor da söylüyor anlamıyorum. Ayrıca eşim öğretmen şu anda göreve devam ediyor.'' dedi.
Tutuksuz sanık Muhammet Nabi Kantarcı da, 2007 yılında Adli Tıp Kurumu’na girdiğini, daha sonra Van’a gönderildiğini belirterek, Dursun Çiçek ve Ergenekon ile ilgili işler bittikten sonra kurumdaki uzman kadronun Ergenekoncu oldukları gerekçesiyle tasfiye edildiğini savundu. Sanık Kantarcı, kurumda uzman kadronun azalması üzerine Van’dan İstanbul’a geri getirtildiğini belirterek, “Fizik İhtisas Dairesi’nde raportör olarak çalıştım. Sonra da uzman oldum. 17-25 Aralık’tan 5 gün sonra 2. İhtisas Kurulu’na sürgün edildim. Burası sürgün yeri, buraya gelen dosyalar en zor, en kapsamlı dosyalardır. Burada olmamın nedeni iki tanıktır. Beni ihbar eden kişinin de FETÖ’cü olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Sanık Kantarcı, “Islak imzada kumpas davasında tutuklu yargılanan eski Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Eyüp Kandemir’in odasına, 17-25 Aralık’tan sonra gelmeyen yoktu.” demesi üzerine Mahkeme Başkanı Dağ'ın, “Adli Tıp Kurumu’nda kimler FETÖ’cü?'' sorusuna, “Net bir şekilde şunu söyleyebilirim. Islak imza ekibinin sağında solunda kim varsa onlardan olduğunu düşünüyorum. Zaten yapı kendisini gizleyen bir yapı. Devlet sırrı niteliğinde şeyler var, bunları burada kesinlikle söyleyemem.” yanıtı verdi.
Duruşma tutuksuz sanıkların savunmasının alınmasıyla devam ediyor.