NASA, Güneş Sistemi'nde dokuzuncu bir gezegenin varlığını doğruladı. Neptün’ün ötesinde yer alan bu dev gezegen, Dünya’nın kütlesinin 5 ila 10 katı büyüklüğünde. Gök cisminin, eliptik ve uzak yörüngesi nedeniyle doğrudan gözlemi şu an için zor olsa da, NASA bu gizemli gezegeni incelemek için yeni teleskoplar geliştirmeyi planlıyor.
NASA tarihi bir keşfe daha imza attı. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden araştırmacı Konstantin Batygin liderliğinde gerçekleştirilen bu keşif astronomi alanında devrim niteliğinde bir ilerlemeye işaret ediyor.
Dünya’nın kütlesinin 5 ila 10 katı arasında
Neptün’ün yörüngesinin ötesinde yer alan bu yeni gezegen, Dünya’nın kütlesinin 5 ila 10 katı arasında bir büyüklüğe sahip tamamen yeni bir gök cismi.
TNO’ların davranışları analiz edilerek ortaya çıkarıldı
Bu gezegenin varlığı, sistemin en uzak bölgelerinde hareket eden küçük buzlu cisimler olan transneptün cisimlerinin (TNO’lar) davranışları analiz edilerek ortaya çıkarıldı.
Yüzyıllardır ispatlanamıyordu
Bilim dünyasında yüzyılı aşkın süredir dolaşan dokuzuncu bir gezegen fikri Batygin’in ekibi tarafından sunulan verilerle şimdiye kadarki en güçlü kanıtlar arasında yer alıyor.
Araştırmacılar, TNO’lardan gelen verileri analiz ederek, anormal hareket desenlerini incelediler. Bu hareketler, ancak yakında bulunan büyük bir kütlenin yerçekimsel etkisiyle açıklanabiliyordu.
Bu varsayımsal gezegenin, oldukça eliptik ve aşırı derecede uzak bir yörüngeye sahip olduğu ve mevcut teleskoplarla tespit edilmesinin son derece zor olduğu tahmin ediliyor.
NASA'dan gelişmiş teleskop hazırlığı
Gezegenin doğrudan doğrulanması, uzaklığı ve güneş ışığını çok az yansıtması nedeniyle büyük bir zorluk teşkil ediyor. NASA, bu engeli aşmak için daha gelişmiş bir teleskop inşa etmeyi ve bu gizemli gök cismine daha yüksek hassasiyetle ulaşmayı planlıyor.
Her gök cismi gezegen olarak sınıflandırılamaz
Mevcut yönergelere göre, bir cismin gezegen olarak kabul edilmesi için şu temel kriterleri karşılaması gerekir:
- Yörüngeyi Temizleme: Cisim, yörüngesini domine etmeli ve yörüngesini diğer gök cisimleriyle önemli ölçüde paylaşmamalıdır.
- Yeterli Kütle: Kendi yerçekimi nedeniyle yuvarlak bir şekle sahip olacak kadar büyük olmalı ve yakınındaki diğer cisimlerin yerçekimsel etkilerinin üstesinden gelebilmelidir.
Bu kriterler, Plüton’un cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılmasına neden olan standartlarla aynıdır. Plüton, Kuiper Kuşağı’ndaki diğer cisimlerle yörüngesini paylaştığı için bu standartlara göre gezegen sayılmamaktadır.
Yeni gezegen durumunda ise, onun büyük kütlesi ve TNO’lar üzerindeki yerçekimsel etkisi, gezegen olarak sınıflandırılmasını destekleyen güçlü kanıtlar sunmaktadır.
Keşif, gezegenlerin oluşumu ve bizim sistemimize benzeyen yıldız sistemlerinin yapısı hakkında önemli ipuçları sağlayabilir. Bu dokuzuncu gezegenin keşfi, yalnızca Güneş Sistemi hakkındaki bilgilerimizi genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda evren anlayışımızı yeniden şekillendiriyor.
Ayrıca bu gezegenin incelenmesi, yörünge dinamikleri ve sistemin en uzak bölgelerindeki kütle dağılımı hakkında temel soruları yanıtlamaya yardımcı olabilir.
Bu keşif, Güneş Sistemi’nin daha uzak bölgelerinde henüz bilinmeyen diğer gezegenlerin var olabileceği olasılığını da gündeme getiriyor.