Çalıştığı iş yerinde amirine ve mesai arkadaşlarına küfrettiği öne sürülen genç, işten kovuldu. İş yerinde sürekli küfür ve hakaret etmekle suçlanan işçi, büyük bir heyecanla gittiği İş Mahkemesi’nden de eli boş döndü.
İş Mahkemesi’nin yolunu tutan işçi, iş akdinin haksız feshedildiğini öne sürüp, kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini talep etti. Davalıyı da dinleyen Mahkeme, davayı reddetti. Davacı işçi, kararı temyiz etti. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.
Kararda; "Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, iş yerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar." denildi.
Davacının küfür ve hakaret ederek iş yerinde olumsuzluklara sebep verildiğinin vurgulandığı Yargıtay kararında şu ifadeler yer aldı:
- Kendisini gerek ettiği küfürler ve hakaretler, gerekse görevlerini yerine getirmesi konusunda uyaran kimseleri de tehdit etmeye ve birtakım yalanlarla iftira atmakla tehdit etmeye başlayan davacının amirlerine karşı da aynı tutum ve davranışları göstermeye başladığı ileri sürülmüştür.
İşverene fesih hakkı doğar
Savunmasında bütün olayları inkar yolunu seçerek bir suçunun bulunmadığını iddia etmiştir. Taraf iddia ve savunmaları, taraf tanıklarının beyanları tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde haklı feshe konu edilen eylemin işin normal işleyişini ve iş yerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyici niteliktedir.
Eylemin niteliğine göre geçerli fesih sebepleri oluşmuştur. İşveren, davacıyı işten çıkarırken kıdem ve ihbar tazminatını ödemeli."