Türk Lirası'nın (TL) toplam ihracattaki payı 2010 yılına göre 5 kat artarak geçen yıl %9,2'yi buldu. Aynı dönemde TL cinsinden ithalat da 3 kat artış kaydetti. Bu sayede geçen yıl yaklaşık 30 milyar dolarlık dış ticarette yerel para birimi tercih edilerek TL kullanımı sağlandı. TL ile ticaretin en çok yapıldığı bölge ise ‘Yakın ve Ortadoğu’ oldu.
Kurlarda spekülatif hareketlerin önlenmesi noktasında ciddi avantaj sağlayan yerel para birimiyle ticarette Türkiye'nin aldığı yol giderek hızlanıyor. 2010'da yüzde 2,3 olan Türk Lirası'nın (TL) toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 9,2'yi buldu. TÜİK verilerinde yapılan incelemeye göre, TL’nin toplam ihracat içindeki payı 2017 yılı Kasım sonu itibarıyla 2010 yılına göre 5 kat artarak 13 milyar 173 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde TL cinsinden yapılan ithalat ise yaklaşık 3 katına çıkarak 16 milyar 463 milyon dolara ulaştı. En çok kullanılan döviz türlerinden Euro, 2016’dan itibaren, ihracat içinde doların üzerine çıktı. 2017 yılı 11 ayında ihracat içinde Euro’nun payı %47.7’ye yükseldi.
İHRACATIN 13,1 MİLYAR DOLARI TL İLE GERÇEKLEŞTİ
TÜİK verilerinden yapılan derlemeye göre, 2010'da 113.8 milyar dolar olan ihracatın 2 milyar 640 milyon dolarlık kısmı TL cinsinden gerçekleştirilirken, ihracat içinde TL’nin payı yüzde 2.3 olarak hesaplandı. 2011’de 134.9 milyar dolarlık ihracatın yüzde 2.54’üne karşılık gelen 3 milyar 433 milyon dolarlık kısmı TL ile yapıldı. 2012’de 152.4 milyar dolarlık ihracatın 4 milyar 490 milyon doları TL cinsinden olurken, bunun ihracat içindeki payı yüzde 2.94 oldu. 2013’te 5 milyar 356 milyon dolarlık TL cinsinden ihracatın 151.8 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki payı yüzde 3.52’ye çıktı. 2014’te 157.6 milyar dolarlık ihracatın yüzde 4.24’ü olan 6 milyar 695 milyon dolarlık kısmı TL ile gerçekleştirilirken, 2015’te 143.8 milyar dolarlık ihracatta TL’nin payı 6 milyar 90 milyon dolar ile yüzde 4.25’e yükseldi.
İTHALATTAKİ PAYI %8’E GELDİ
2016 yılında ise 7 milyar 877 milyon dolarlık TL cinsinden ihracat, toplam 142.5 milyar dolarlık ihracat içinde yüzde 5.52 pay aldı. Geride bıraktığımız 2017’de ise 11 aylık dönemde 143.2 milyar dolarlık ihracatın yüzde 9.19’una karşılık gelen 13 milyar 173 milyon dolarlık kısmı TL cinsinden yapıldı.
TL’nin ithalat içindeki payı da giderek artış gösteriyor. 2010’da 185.5 milyar dolarlık ithalatın yüzde 3.1’i TL ile yapılırken, 2011’de 240.8 milyar dolarlık ithalatın yine yüzde 3.1’i TL ile gerçekleştirildi. TL’nin ithalat içindeki payı, 2012’de yüzde 4, 2013’te yüzde 4.5, 2014’te yüzde 5.1, 2015’de yüzde 6.5, 2016’da yüzde 7.2 oldu. 2017 yılı Ocak-Kasım döneminde 210 milyar 703 milyon dolarlık ithalatın yüzde 7.8’ine karşılık gelen 16 milyar 463 milyon dolarlık kısmı TL cinsinden gerçekleştirildi.
AB'DEN İTHALATIN %9,1'İ TL İLE YAPILDI
Avrupa Birliği'nden yapılan ithalatın %9,1'i Türk Lirası ile ödendi. İhracatta bu oran %2,8 olarak gerçekleşti. İthalatta Türk Lirası ile ödeme oranı Yakın ve Ortadoğu ülkelerinde %12,3, Afrika ülkelerinde %7,1, Amerika ülkelerinde %5,9, Diğer Asya ülkelerinde %4,9 ve Diğer Avrupa ülkelerinde %3,1 düzeyinde oldu. İhracatta Türk Lirası payının yüksek olduğu ülke grupları %14 ile Yakın ve Ortadoğu ülkeleri ve %8,1 ile Diğer Avrupa ülkeleridir. Türk Lirası ile en çok ihracat yapılan ülkeler; BAE, İran, Irak ve KKTC, en çok ithalat yapılan ülkeler ise; İran, Almanya, Çin ve Fransa şeklinde sıralandı.
- 2008 KÜRESEL KRİZİ İLE ÖNEMİ ARTTI
- Yerel paralarla ticaret, 2008 yılında yaşanan küresel finansal krizle birlikte dünya genelinde önem kazanmaya başladı. Bu dönemde, uluslararası ticaretin finansmanında yaşanan zorluklar ve döviz kurlarında ortaya çıkan sert dalgalanmalar özellikle gelişmekte olan ülkeleri dış ticarete ilişkin yeni arayışlara yönlendirdi. Söz konusu sorunlara çözüm amacıyla yerel paralarla ticaret alternatif bir yol olarak görüldü ve konunun hayata geçirilmesi için pek çok ülke somut adımlar atmaya başladı. Uluslararası ticarette, gün geçtikçe daha fazla ülke, ABD doları veya Euro yerine kendi para birimlerini kullanmayı tercih ediyor. Özellikle, firmalar kesimi için dönem dönem belirsizlik oluşturan kur riskinden korunma amacıyla yerel paralarla ticaret ön plana çıkıyor.
BÖLGESEL İŞBİRLİKLERİ GÜÇLENİYOR
Merkez bankalarının karşılıklı olarak imzaladıkları para takası anlaşmalarının (swap) ileriki dönemlerde yerel para ile dış ticaret hacminin artmasında önemli bir rol oynayacağına dikkat çeken ekonomistler, hâlihazırda birkaç ülke arasında gerçekleştirilen söz konusu anlaşmaların gelecekte bu alanda bölgesel işbirliklerine zemin hazırlama fırsatı sunacağını belirtiyor.