Türkiye’nin kendi savaş uçağını üretmeyi hedeflediği Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi’ne yönelik güçlü teşvik mekanizmaları hayata geçirilirken, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin 100 günlük icraat programı kapsamında ‘ön tasarım’ aşamasıyla birlikte proje takvimi başlayacak.
Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen projeyle Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan ve 2030’lu yıllardan itibaren kademeli devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek yurt içi imkan ve kabiliyetlerle tasarlanan modern uçakların üretilmesi amaçlıyor.
Projede, yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu ve benzeri teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda, Türkiye’nin 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yer alması hedefleniyor. Başkanlık proje için Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ile ana yüklenici sözleşmesi imzaladı. Şirket ise İngiliz BAE Systems ile MMU geliştirmesine yönelik işbirliğine gitti. İki şirket, uçağın geliştirme ve üretim sürecinin bir parçası olan ‘ön tasarım’ aşamasında birlikte çalışacak. Ön tasarım aşamasında hava aracının yanısıra mühendislik, teknoloji, test altyapılarının ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesi, muharip uçak tasarımına yönelik kabiliyet kazanılması amaçlanıyor. Ön tasarım aşaması sonunda ise projenin takip eden dönem ve aşamaları için kesintisiz bir geçiş öngörülüyor.
Projede, geçen süre içinde uçağın konsept tasarımı tamamlanırken, iki motorlu seçenekle yola devam etme kararı alındı. BAE Systems ile imzalanan anlaşma doğrultusunda Ankara’ya yerleşen 30 İngiliz mühendis çalışmalara dahil oldu. Radar, elekto-optik ve bütünleşik işlemci alanlarında ASELSAN ve TÜBİTAK çalışmalara başladı. Bu çalışmalarla uçağın kritik bileşenlerinin yerli geliştirilmesi amaçlanıyor. Kabinenin 100 günlük programı kapsamında ‘tasarım ve prototip kalifikasyonunu’ kapsayan birinci dönemin ilk aşaması olan ‘ön tasarımına’ geçilerek proje takvimi başlayacak. Sözkonusu dönemin 4 yıl sürmesi öngörülürken TUSAŞ, insan kaynağı ve altyapı yatırımlarıyla bu süreyi 3 yıla çekmek için çaba gösteriyor.