Asya ile Avrupa arasında ticaret ve ulaşım üç ana koridordan gerçekleştiriliyor. Rusya'nın içinde bulunduğu "Kuzey Koridoru", İran üzerinden geçen "Güney Koridoru" ve Türkiye'nin de dahil olduğu "Orta Koridor" birçok ülke açısından stratejik önem taşıyor. Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı Kuzey Koridoru'nda zaten tartışılan güvenlik sorunlarını daha da artırdı. Güney Koridoru ise İran'a yönelik ambargolar ve Orta Doğu'daki çatışmalar nedeniyle riskli görülüyor.
Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahaları kurulmasının, Trans-Hazar iş birliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Uzmanlar, Orta Koridor hattının kullanılmasının ülke ve bölge ekonomilerinin yanı sıra dünya ticaretine de katkı sağlayacağını belirtiyor.
Rusya'ya yönelik baskıların artacağını ve bunun da Kuzey Koridoru'nun önemini azaltabileceğini ifade eden Bagirov, Orta Koridor'un bu hattın yerini alabilmesi için bir dizi teknik çalışmanın yapılması gerektiğini bildirdi.
Bagirov, Çin'in hala Kuzey Koridoru'nu kullandığına dikkati çekerek, Orta Koridor'un Çin için de önemli hale gelmesiyle bu rotanın daha kullanılabilir olacağını dile getirdi.
Eğer savaş nedeniyle Avrupa, Rusya arazisinden ticareti durdurursa Orta Koridor'un en faydalı yol olarak öne çıkacağını vurgulayan Bagirov, şöyle konuştu:
Houston Üniversitesi Tedarik Zinciri ve Lojistik Bölümü Öğretim Görevlisi Margaret Kidd de ulaşım kanallarının bölgedeki gerilimlerden etkilendiğini söyledi.
Kuşak ve Yol Girişimi'nin bir sonucu olarak Asya ve Avrupa arasındaki demir yolu trafiğinin artmasının da dikkat çekici olduğunu dile getiren Kidd, Çin'in son birkaç yılda Avrupa pazarlarına geçiş sürelerini kısaltmak için demir yoluna büyük yatırımlar yaptığını söyledi.
Kidd, şunları kaydetti:
Gürcistan Strateji Analiz Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Valeri Çeçelaşvili de Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gelişmelerin, bölgede Kuzey ve Orta başta olmak üzere tüm transit koridorların faaliyetlerini ciddi şekilde etkileyeceğini bildirdi.
Çeçelaşvili, Orta Koridor'un aslında iki ayrı hattan oluştuğu bilgisini vererek, ilkinin Karadeniz üzerinden Gürcistan ve Ukrayna'ya, oradan limanlarla Avrupa'ya geçiş şeklinde yapıldığını anlattı.
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol da kuzey-güney ve doğu-batı eksenli rotalar açısından gerek Afganistan merkezli gelişmeler gerekse Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri operasyonunun büyük belirsizliklere yol açtığını belirterek, Asya-Avrupa bağlantısını sağlayan rotalardan en az maliyetli, en güvenli ve en istikrarlısının Orta Koridor olduğunu söyledi.
Karabağ Savaşı sonrasında Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde normalleşme süreçlerinin başladığını anımsatan Erol, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu durum Orta Koridor'un gerek Çin'in Avrupa'ya ulaşması gerekse Batı'nın Kafkasya ve Orta Asya merkezli enerji ve ulaştırma projeleri geliştirmesi bakımından ideal güzergah olduğunu kanıtlıyor. Zira Kuzey Koridoru, Rusya, Çin ve ABD arasındaki rekabetten etkilenecek ve bu iş birlikleri söz konusu rotayı güvensizleştirecektir. Zaten Ukrayna merkezli gelişmeler de bunu teyit etmektedir. Güney Koridoru da Orta Doğu merkezli istikrarsızlıklar nedeniyle çeşitli güvenlik sorunlarını barındırmaktadır. Bu anlamda Orta Koridor, bölgedeki güvenlik sorunları ve istikrarsızlıklara karşı devletler arasında kazan-kazan formülü çerçevesinde bölgenin istikrarına ve refahına ciddi katkılar sağlayacaktır. Bu sebeple Orta Koridor bir istikrar ve refah koridoru olarak adlandırılabilir."
Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şafak Çomaklı da mevcut ve olası şartlar incelendiğinde Doğu ekonomisini Avrupa ve Orta Doğu'ya karadan taşıyacak en sorunsuz rotanın Orta Koridor olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin, Avrupa'ya ve Balkanlar'a bir çıkış kapısı olduğuna işaret eden Çomaklı, "Türkiye, Orta Asya ve Orta Doğu'da ekonomik alanda iş birliği yapılabilecek yerler arasında en önemli ülke konumundadır. Orta Koridor'un Türkiye'den planlanması ve Türkiye'nin Asya-Avrupa bağlamında stratejik geçiş güzergahlarının tamamını kontrol etmesi burasını kilit ülke konumuna getirmektedir." ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Çin'den Avrupa'ya ulaşan üç büyük ticaret yolu göz önüne alındığında, bir konteynerin Türkiye üzerinden 7 bin kilometre yol alarak 15 günde, Rusya Kuzey Ticaret Yolu üzerinden 10 bin kilometre mesafe kat ederek 15-20 günde, Süveyş Kanalı üzerinden 20 bin kilometre seyrederek 45-60 günde Avrupa'ya ulaştığı bilgisini vererek, bu tablonun üç kıtanın kesiştiği noktada bulunan Türkiye'nin önemini ortaya koyduğunu dile getirmişti.
Asya-Avrupa kıtalarında kısa, güvenli, ekonomik ve iklimi en elverişli demir yolu koridoru olan Demir İpek Yolu/Orta Koridor'dan Türkiye'den Çin'e ilk ihracat blok treni 7 Aralık 2020'de uğurlanmış ve 2 kıta, 2 deniz ve 5 ülke geçerek 19 Aralık 2020'de Çin'in Şian şehrine ulaşmıştı.
Bugüne kadar söz konusu hat üzerinden 22 ihracat treni hareket ederken, toplamda 10 bin 294 ton yük taşındı.