Üretim ve tasarım kalitesiyle evleri süsleyen Türk mobilya sektörü, doğrudan 250 bin, dolaylı olarak da 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, merakla beklenen asgari ücret kosunda çalışandan para esirgenmemesi gerektiğini söyledi. Özkan, “Çalışanımızın mutlu olması lazım” dedi.
Türk mobilyaları dünyanın dört bir yanında evleri süslemeye devam ediyor. Doğrudan 250 bin, dolaylı olarak da 500 bin kişiye istihdam sağlayan mobilya sektörü, ihracatta uzak pazarlara odaklandı. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, ile sektörün durumundan asgari ücrete kadar birçok konuyu konuştuk. Pandemide üretime ara vermeden devam ettiklerini söyleyen Özkan, ilk 10 ayda 7 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını söyledi. Özkan’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
İşveren olarak, çalışanlarımızın geçinebilmesini destekliyoruz. Biz paramızı işçimizden esirgemiyoruz. Yeter ki üretelim, satalım. Paylaşmasını bilen bir toplumuz. Kalkınacaksak hep birlikte kalkınacağız. Biz sorunlarımızı ortadan kaldıralım. Hep beraber elimizdekini paylaşalım. Çalışan mutlu değilse, evini geçindiremiyorsa siz verim elde edemezsiniz. Çalışanımızın mutlu olması lazım. Parayı vermeyim derdinde değilim. Verdiğim paranın enflasyonun altında ezilip yok olmasından şikayetçiyim. Çalışanlarıma bu yıl üç kez zam yaptım ama yine enflasyon altında eziliyor.
CARİ FAZLA VEREN BİR SEKTÖRÜZ
Sektör her geçen gün büyümeye devam ediyor. İlk 10 ayda 7 milyar dolarlık ihracat yaptık. Geçen seneyi 6.9 milyar dolar ihracatla kapattık. Bu yılı 8 milyar dolar ihracatla kapatmayı hedefliyoruz. Bizim için ulaşılamayacak rakamlar değil. Şu anda mobilya sektöründe dünyada bilinir noktaya geldik. Bugün ithalatı olmayan bir sektörden bahsediyoruz. Cari açı yok. İstihdam dostu. İhracat dostu bir sektör. Herhangi bir yabancı malzeme almadan Türkiye’de mobilya üretebiliriz. Ama dünyadan alternatif olarak çeşitli kumaşlar ve aksesuarlar geliyor. Onları da kullanabiliyoruz. Türkiye bu konuda çok şanslı. Üretimde çok hırslıyız. Ülke olarak üretmeyi çok seviyoruz. Sektör iyiye gidiyor.
UZAK PAZARLARA ODAKLANDIK
İhracatta birinci ülkemiz Irak. İkinci ülke Almanya, İsrail diye devam eder. Amerika pazarı dünyanın yarısını tüketiyor. Amerika pazarı bizim için iştah açıcı ve radarımızda. Senelerdir hiç bırakmadık. Dünyanın hemen her yerindeki fuarları takip ederek, katılıyoruz. Artık Meksika, Kanada, Amerika gibi uzak ülkelere odaklanmak istiyoruz.
İSTANBUL'UN FUAR MERKEZİ YETERSİZ
Eleman sorunu dışında üretim tesislerine ihtiyacımız var. Konunun yetkilileri ile konuştuk. İstanbul’da uluslararası normlara sahip bir fuar merkezinin olmasını istiyoruz. Çünkü mobilyacılara fuar merkezi yetmiyor. Ticaret Bakanımızla konuştuk. İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) olduğu yerde bir toplantı da bu konu gündeme geldi. İDTM’nin olduğu yerde yeniden bir yapılanma olacak. İstanbul Fuar Merkezi ve TÜYAP’ta dünyada ilk defa yapılan eş zamanlı bir fuar yaptık. Bütün holler satıldı. Birçok firma dışarıda kaldı. İhracatı tanıtım ve pazarlama ile yapabiliriz. Fuar da bunun bir parçası. Müjdesini Bakanımızdan aldık. İDTM’nin olduğu yerde büyük bir fuar merkezinin yenileceğini söylüyorlar. İnşallah kısa zamanda hayata geçer.
EN ÖNEMLİ SORUN İŞÇİ BULAMAMAK
- İhracatla büyümeye çalışan bir ülkeyiz. Cari açık vermeyen aynı zamanda istihdam dostu ve yaptığımız iş her geçen gün kilo değerini artırdığımız her geçen gün pazarımızı genişlettiğimiz bir iş. Mobilya sektörü Türkiye için önemli bir iş. Satabilmek için üretmek lazım. Üretim ayağında devlet yetkililerimizle de görüşüyoruz. Türkiye’nin bugün önündeki en önemli sorun insan kaynağı yetersizliği. İnsan kaynağı lazım. İSO, İTO, MOSFED gibi kurumlarla MEB’in imzaladığı protokolle yeniden meslek lisesini canlandırmaya, oradan insan kazanmaya çalışıyoruz.