Bankalardan çektikleri ucuz krediyle dolar satın alıp stoklayanlar Türkiye’nin 2022’deki ihracat ve turizm başarısını baltaladı. İhracat ve turizm gelirlerinin yanı sıra Kur Korumalı Mevduat hesabıyla milyarlarca doların TL’ye dönmesi kuru aşağıya çekecekti. Ancak dolar stokçuları dövizdeki çözülmeyi engelleyip piyasayı bozdu.
Bu yılın ilk altı ayında Türkiye’ye gelen dövizler stokçuların elinde. İhracat ve turizm gelirinin yanı sıra Kur Korumalı Mevduatdüzenlemesiyle bozulan dövizi de toplayan stokçular, piyasanın dengesini bozdu.
PARANIN YÜZDE 56’SI DÖVİZ HESAPLARINDA
- Türkiye’deki bankalarda 26 Temmuz itibariyle 7,3 trilyon TL mevduat var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)’nın kayıtlarına göre; bu paranın 3,2 trilyon lirası TL hesaplarında, 4,1 trilyon lirası ise döviz hesaplarında tutuluyor. 240,4 milyar dolara karşılık gelen döviz hesaplarının 131,8 milyar doları şahıslara, 78,6 milyar doları ise şirketlere ait. Bu kadar büyük bir sermaye birikimine rağmen Türkiye, bankalar üzerinden yurt dışından kredi almak zorunda kalıyor. Bunun en önemli nedeni ise parasını dövizde tutan stokçular olarak dikkat çekiyor.
KUR KORUMALIDA 25 MİLYAR DOLAR BOZDURULDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 Aralık 2021 tarihinde duyurduğu Kur Korumalı Mevduat (KKM), vatandaşlara birikimlerini TL’de değerlendirme fırsatı sundu. 7 ay önce devreye alınan Kur Korumalı Mevduat hesaplarında biriken para miktarı 1 trilyon lirayı aşarken, bu ürüne yatırım yapan kişi ve şirketler yaklaşık 25 milyar dolarlık döviz bozup TL’ye çevirdi. Bankalardaki yabancı para mevduatı yıl başından bu yana yüzde 9 düşüşle 264 milyar dolardan 239 milyar dolara geriledi.
TL MEVDUATI YÜZDE 60 ARTTI
- Kamu bankalarının öncülük ettiği KKM’nin devreye alınmasının ardından Merkez Bankası’nın yürüttüğü liralaşma politikası sayesinde bankalardaki TL cinsi mevduat miktarı ise yıl başından bu yana yüzde 60 artışla 1 trilyon 868 milyar TL’den 2 trilyon 994 milyar liraya yükseldi. Döviz mevduatlarının yüzde 9 gerilediği bir dönemde TL mevduatının yüzde 60 artması, kurların yükselişini bir miktar frenledi.
TURİZM VE İHRACATTAN 140 MİLYAR DOLAR GELDİ
Bütün dünyada yükselen dolara karşı TL’yi koruyan bir diğer gelişme ise ihracat ve turizm gelirleri oldu. Geçen yılı 225 milyar dolar ihracatla kapatan Türkiye, bu yılın ilk altı ayında 125,8 milyar dolarlık ihracat yaptı. Ocak-haziran döneminde geçen yılki rakamın üzerine 21 milyar dolar çıkan ihracatta 12 aylık rakam 246 milyar dolara yükseldi. Turizmde de buna benzer parlak bir tablo var. Bu yılın ilk altı ayında Türkiye’ye gelen 19 milyon turist 14,2 milyar dolarlık döviz bıraktı. Sadece bu iki kalem sayesinde Türkiye’nin altı ayda 146,8 milyar dolarlık bir döviz kazancı oldu.
BU TABLODA DOLARIN GERİLEMESİ LAZIMDI
- Yasal düzenlemelerin yanı sıra ihracattan ve turizmden gelen döviz de devreye girdiği halde, dolar kuru düşmek yerine yükselmeye devam etti. Kur Korumalı Mevduat ve bankada doları olana TL cinsinsen kredi kullandırmama düzenlemesi ile rekor kıran turizm ve ihracat gelirlerinin etkisiyle TL’nin dolar karşısında değer kaybetmek bir yana değer kazanması lazımdı. Ancak yılbaşında 13,3 lira olan dolar 17,95 liraya yükseldi. Avro ise 15,08 liradan 18,35 liraya çıktı.
PİYASAYA BÖYLE ZARAR VERİYORLAR
Ellerinde yüklü miktarda döviz stoku bulunduğu halde, TL cinsinden kredi alan şirketler; ülke ekonomisine üç koldan zarar veriyor:
1- Piyasadan döviz çekerek dolar ve avro gibi rezerve paralara olan talebi artıran stokçular, öncelikli olarak kurları yükseltiyor. Bu adımla TL’yi zayıf düşüren stokçular, fiyatları yükselterek enflasyonu tetikliyor.
2- Elindeki dövizi bozmak yerine kredi kullanmayı tercih edenler, kredi faizlerinin yükselmesini de tetikliyor. Kredilerin yıllık maliyetinin kısa sürede yüzde 20’lerden yüzde 45’lerin üzerine çıkmasında bunun büyük etkisi var. Bazı sanayi firmalarının tercih ettiği bu yol, bankaların kârını 4-5 katına çıkarırken, gerçekten kredi ihtiyacı olan firmaların kredi maliyetlerini yükseltiyor.
3- Aldıkları kredilerle döviz alıp stoklayanların, yatırım ve istihdama destek için şirketlere Kredi Garanti Fonu kefaletiyle verilen ucuz kredileri amacı dışında kullanmaları da dikkat çekiyor.