Türkiye ve AB arasında 1995 yılında imzalanan Gümrük Birliği, yarın 24'üncü yaşına girecek. Gümrük Birliği ile Türkiye-AB arasında sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirler kaldırılırken, Türkiye, üçüncü ülkelere karşı AB'nin ortak gümrük tarifesini uygulamaya başladı. Türk ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen Gümrük Birliği, AB'ye tam üye olmaması nedeniyle Türkiye'nin aleyhine işleyen bir yapı ortaya koyuyor. AB ile ilişkilerin hız kazanması için önem taşıyan Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin iki tarafa da önemli ekonomik katkılar sağlayacağı belirtilirken, AB, güncellemeyi siyasi nedenlerle öteliyor.
Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında 1995 yılında imzalanan Gümrük Birliği, yarın 24 yaşına giriyor.
Türkiye ile AB arasında yapılan müzakereler sonunda 6 Mart 1995 tarihinde gerçekleştirilen Ortaklık Konseyi toplantısında alınan karar uyarınca, Gümrük Birliği 1 Ocak 1996'da yürürlüğe girdi.
Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile başlayan ve 1973 yılında Katma Protokol ile devam eden ilişki, 6 Mart 1995'te Gümrük Birliği'nin imzalanmasıyla yeni bir boyut kazandı.
Gümrük Birliği'nin tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye ile AB arasında sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirler kaldırıldı. Türkiye, üçüncü ülkelere karşı AB'nin ortak gümrük tarifesini uygulamaya başladı.
Gümrük Birliği'nin düzgün biçimde işleyişini sağlamak ve ortak ticaret politikasını uygulamak üzere ithalat ve ihracata ilişkin ortak kurallar, kotaların yönetimi, dampingli veya sübvansiyonlu ithalata karşı koruma, tekstil ithalatına ilişkin otonom düzenlemeler, dahilde ve hariçte işleme rejimleri AB ile uyumlu hale getirildi.
Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinin ardından hayata geçirilen reform niteliğindeki yasal düzenlemeler, Türkiye'nin rekabet gücü ve verimliliğine önemli katkı sağladı.
Bu süreçte, yaşanan değişimlerle Türk ekonomisinin üretim yapısı çeşitlenirken ihracatta ilerleme kaydedildi. Türkiye'nin AB ile uyumlu hale getirdiği teknik mevzuat altyapısı ile de ülkenin uluslararası pazarlarda rekabet gücü yükseldi.
GÜMRÜK BİRLİĞİ SORUNLARI
Türkiye ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen Gümrük Birliği birçok yapısal sorunu içerisinde barındırmaya devam ediyor.
AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye'nin doğrudan taraf olamaması,Türk araçlarına getirilen kara yolu kotaları, AB'nin Gümrük Birliği'nin işleyişiyle ilgili danışma ve karar alma mekanizmalarında yeterince yer almaması en önemli sorunların başında geliyor.
Türkiye, AB'nin ticaretle ilgili konularında ve üçüncü ülkelerle yaptığı ticari anlaşmalarında karar alma mekanizmasında uygun şekilde yer almayı talep ediyor.
Gümrük Birliği'nde sanayi mallarının serbest dolaşabilmesine rağmen söz konusu malları taşıyan tır, kamyon ve sürücülerinin serbest veya engelsiz dolaşamaması Türkiye'nin bir başka rahatsızlığını ortaya çıkarıyor. Türkiye, söz konusu uygulamanın Gümrük Birliği'nin ve serbest ticaretin ruhuna aykırı olduğunu ve engellere son verilmesi gerektiğini belirtiyor.
GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLEMESİ
Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı konumunda bulunan AB ile ilişkilerinin hız kazanması için mevcut Gümrük Birliği'nin güncellenmesi büyük önem taşıyor. Gümrük Birliği güncelleştirmesinin her iki tarafa da önemli ekonomik katkı sağlayacağına inanılıyor.
Anlaşmanın güncelleştirilmesiyle, Gümrük Birliği'ndeki ürünlerin niteliği ve yelpazesinin tarım, hizmetler ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şeklide genişlemesi ve AB'nin üçüncü ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin mağdur olmasının da önüne geçilmesi hedefleniyor.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik girişimler 2014 yılında başlatıldı. AB ile 2014-2015'te gerçekleştirilen üst düzey siyasi ve teknik görüşmeler neticesinde, müzakerelerin içeriğine ilişkin mutabakat 12 Mayıs 2015'te resmiyet kazandı.
Mutabakata göre, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi müzakerelerinin 2017 yılına kadar başlaması gerekirken henüz resmi bir adım atılmaması dikkati çekti.
GÜNCELLEMEYE SİYASİ ENGEL
AB, aday ülke ve kilit ortak olarak tanımladığı Türkiye ile Gümrük Birliği güncellemesi sürecini siyasi saiklerle öteliyor. AB'nin Gümrük Birliği güncellemesini en yüksek ekonomik potansiyele sahip Türkiye'yle yapmaması, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı çifte standardını ortaya çıkarıyor.
AB Komisyonu, AB Konseyi'nden Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerine yetkisini Aralık 2016'da talep etmesine rağmen bazı AB ülkelerinin müzakerelere başlanmasını siyasi olarak rehin almış olması da dikkati çekiyor.
Söz konusu güncellemenin de müzakerelerin başlamasından sonra da en az birkaç yıl sürmesi bekleniyor. Türkiye, toplam dış ticaretinin yaklaşık yarısını AB ile gerçekleştiriyor. Türkiye'ye sermaye girişinin de önemli bir kısmı AB ülkelerinden kaynaklanıyor.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, Türkiye, 2018 yılında AB'ye 76,1 milyar avroluk ihracat yaptı. Aynı dönemde Türkiye, AB'den 77,2 milyar avroluk ithalat gerçekleştirdi.