Dolar endeksinin son bir aydır ciddi anlamda değer kaybetmesi küresel piyasaların az da olsa nefes almasına fırsat tanıdı. Fakat dünya borsaları için güçlü bir ralli henüz ufukta görünmüyor. Önünde ise şimdilik üç büyük engel var: Faiz, virüs ve savaş.
Hali hazırda güçlenerek büyüyen resesyon endişelerinin yanında merkez bankalarının atacakları para politikası adımlarına yönelik belirsizlik ve devam eden jeopolitik riskler, küresel piyasaları oldukça kırılgan bir hale getirdi. Bunlara ek olarak piyasa yapıcıların (majör merkez bankaları) ellerindeki en büyük koz olarak her fırsatta kullandıkları faiz, virüs ve savaş da bu kırılganlığın en büyük sebeplerinden.
DOLAR ENDEKSİNİN SERT DÜŞÜŞÜ PİYASALAR İÇİN İYİ BİR ŞEY Mİ?
Hayatımızdan bir türlü tam olarak söküp atamadığımız virüs de ara ara kendini hatırlatarak küresel piyasalardaki kırılganlığı güçlü kılan önemli bir etken. Her ne kadar Çin 'sıfır Kovid-19' politikasında yumuşama adımlarına devam etse de bu mesele piyasalar üzerinde Demokles'in kılıcı gibi varlığını sürdürmeye devam ediyor.
NÜKLEER TEHDİT YENİDEN GÜNDEMDE
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in “Nükleer savaş tehdidi büyüyor” açıklaması piyasalarda jeopolitik risk algısının artmasına neden oldu. Bu sayede piyasalardaki kırılganlığın ne derece yüksek boyutlarda olduğu da bir kez daha ortaya çıktı. Putin yaptığı açıklamada, "Rusya (nükleer) ilk kullanmayacak, ilk kullanmayacaksa ikinci de olmayacak. Çünkü nükleer silahın topraklarımıza yönelik kullanılması imkanları çok sınırlıdır." ifadelerini kullanmıştı.
ABD'DE SON DURUM NE?
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) gelecek hafta yapılacak para politikası toplantısında beklenti yüzde 75 ihtimalle 50 baz puan faiz artışına gideceği. Gelecek dönem resesyon sinyali olarak kabul edilen 10 yıllık tahvil faizi ile aylık hazine bonosu getirisi arasındaki fark ise 84 baz puanla 2000'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
AVRUPA TARAFINDAN KARIŞIK SİNYALLER GELMEYE DEVAM EDİYOR
Avrupa tarafında makroekonomik veriler pek de iç açıcı değil. Almanya'da sanayi üretimi, yüksek enerji fiyatlarının imalat sektöründe baskı oluşturmasının etkisiyle ekimde yüzde 0,1 azalış kaydetti. Avro Bölgesi'nde mevsimsellikten arındırılmış Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH), 2022'nin üçüncü çeyreğinde ikinci çeyreğe kıyasla yüzde 0,3, yıllık bazda yüzde 2,3 yükseldi.
Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Tüketici Beklentileri Anketi'ne göre, Avro Bölgesi'ndeki tüketiciler, daha yüksek enflasyon ve daha güçlü ekonomik daralma beklerken, tüketicilerin 12 ay için ortalama enflasyon beklentisi yüzde 5,1'den yüzde 5,4'e çıktı.
Avrupa'da gözler ise ECB Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı açıklamalara çevrildi. Son enflasyon verileriyle birlikte ECB'nin para politikası duruşunda yumuşama oluşabileceği beklentisi güçlenirken, Lagarde'ın konuşmasında ultra şahin politikalardan dönüşe ilişkin sinyallerin piyasalarda oynaklığı artırması bekleniyor.