Paranın sahipleri hane halkına savaş açtı!
ABD’deki enflasyon rakamlarında 1980’lerden bu yana en yüksek seviye kaydedildi. Avrupa’da büyük küçük her ülkede enflasyon rekor kırıyor. Peki bu kadar kısa sürede bu duruma nasıl geldik? Dünya genelinde hane halkının cebini kemiren enflasyonun yükselmesi ya da yükseltilmesi bilinçli bir tercih olabilir mi? Alım gücünü düşüren ve her şeyin pahalılaşmasına sebep olan enflasyonun bu seviyelere gelmesinde kimler rol oynadı?
Yakın geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıkalım. Pandemiyle birlikte dünya dar bir boğaza girmiş ve yaşanan şok, üretim ve tüketimi adeta durma noktasına getirmişti. Borsalar çakılmış, ham petrolün varil fiyatı -şaka değil- tarihinde ilk kez bazı marketlerde
dahi görmüştü.
Bu şok dalgası pek de uzun sürmezken dip seviyelere düşen küresel endeks ve emtialar düştüğü yerden hızlıca toparlanmış
hatta rekor üstüne rekor kırmıştı.
Fakat bu rekorlar kırılırken hane halkı için işler pek de iyi gitmedi. Her şeyin ama her şeyin fiyatı yükselirken küresel enflasyon da tırmandıkça tırmandı. ABD’deki enflasyon rakamlarında
1980’lerden bu yana en yüksek seviye kaydedildi.
Avrupa’da büyük küçük her ülkede enflasyon rekor kırıyor.
Peki bu nasıl gerçekleşti? Dünya genelinde hane halkının cebini kemiren enflasyonun
yükselmesi ya da yükseltilmesi bilinçli bir tercih olabilir miydi?
Alım gücünü düşüren ve her şeyin pahalılaşmasına sebep olan enflasyonun bu seviyelere gelmesinde kimler rol oynadı?
MAJÖR MERKEZ BANKALARI İŞİN İÇİNDE Mİ?
Aşı çalışmalarıyla birlikte küresel piyasalarda yalancı bir bahar mevsimi başlamış, her şeyin eskisi gibi olacağı algısı tüm dünyayı bir anda etkisi altına almıştı. Peki her şey gerçekten de eskisi gibi mi olmuştu? Veya işler nasıl bir anda rayına girmişti?
Ne lafı evirip çevirmeye ne de
'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler'
gibi polyannacı bir serbest piyasa söylemine gerek var. Majör merkez bankaları (FED ve ECB) işin içinde, hali hazırdaki durumun tam göbeğinde yer alıyor. Pandeminin beraberinde getirdiği kısmi çöküşten kurtulmak için sahte bir bahar yarattılar yine. ‘Yine’ diyorum çünkü bir benzerini 2008’deki Mortgage Krizi’nde de yapmışlardı.
Fakat bu sefer ipin ucunu fazlasıyla kaçırdılar.
Beğenelim ya da beğenmeyelim günümüz dünyasının rezerv para birimi Amerikan doları. Dolayısıyla doların sahibi olan ABD’nin alacağı en ufak bir karar, tüm dünya ekonomisini etkileyebilme potansiyeline sahip. Aşağıdaki tablo 2008’den bu yana dünyanın ABD Merkez Bankası (FED) tarafından nasıl şişirildiğini açıkça gözler önüne seriyor.
Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir para politikası izleyerek muslukları sonuna kadar açtılar. Salgın öncesinde
olan FED’in bilanço büyüklüğü bugün
8.9 trilyon dolara kadar çıktı.
Tamı tamına iki katı!
olan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bilanço büyüklüğü ise
8.6 trilyon Euro’ya yükseldi.
Kısacası sadece
piyasaya para pompalayarak
kahraman olmaya çalıştılar. Peki olabildiler mi? Tarihte daha önce görülmemiş bir şekilde para basarak yalnızca şuna yol açtılar: Enflasyon. Bir de şiştikçe koca bir balona dönen dünya.
PARANIN MİKTARI ARTTIKÇA DEĞERİ AZALDI
Sistemde dolaşan para miktarı artarken, doğal olarak bu paranın bir yerlere gidip oraları şişirmesi gerekecekti. Öyle de oldu. Söz gelimi normal ederi
olan herhangi bir şirketin değeri, basılan paralar ve varlık alımları sayesinde
Pandemi başlangıcında 15 dolara kadar düşen petrolün varili Mart ayında 139 doları gördü. Gıda fiyatları ve diğer pek çok emtia da bundan payını aldı şüphesiz. Kısacası merkez bankaları el birliğiyle küresel bir enflasyon zinciri yaratmış oldu.
Yani paranın miktarı arttıkça değeri azaldı.
İzlenen bu politikanın gündelik hayat üzerindeki etkisi sarsıcı olurken satın alma gücü yerlere düştü. Ve fatura hane halkına kesildi.
#Ekonomi
#FED
#ECB
#Enflasyon
#Pandemi
#Dolar
#Para
#Bilanço