Afrika’dan gelen göçü önlemek isteyen AB, MENA bölgesinde tekstil başta olmak üzere farklı alanlarda üretim üssü kurulmasına öncülük ediyor. Kuzey Afrika’daki tesislere yoğun destek verilirken aynı zamanda Avrupalı yatırımcılar bölgeye yönlendiriliyor. AB tarafı, bu politikası sayesinde Çin’e alternatif üretim bölgeleri oluşturuyor. Sektör temsilcileri, Türkiye’nin AB’nin stratejik ticaret ortağı olduğuna dikkat çekerek; rekabet avantajımızı kaybetmemek için şimdiden önlem alınmasını istiyor.
Avrupa Birliği (AB) son dönemde, kuzey ve Sahraaltı Afrika’dan sınırlarına yönelen göçü önlemek için MENA bölgesinde üretim üssü kuruyor. Kendi yatırımcısını bölgeye yönlendiren AB; aynı zamanda Mısır, Fas, Cezayir ve Somali gibi ülkelerdeki ucuz iş gücünden yararlanmaya çalışıyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı tanımlamak için kullanılan MENA (Middle East and North Africa) alanına girmek isteyen Avrupalı yatırımcılar, buradaki yerli firmalarla ortaklıklara da yöneliyor. Böylece AB, hem ucuz iş gücünden yararlanırken, Çin’in tekstil, züccaciye ve küçük ev aletleri alanındaki üstünlüğünü kırmayı hedefliyor. Uzak doğunun alternatifi olacak ürünler burada üretilirken, yakın coğrafya yatırımlarıyla lojistik maliyetlerin azaltılması hedefleniyor.
AVANTAJIMIZI KAYBETMEYELİM
Sektör temsilcileri, AB’nin bir taşla birkaç kuş vurduğu bu hamlenin yerli sanayii için gelecekte risk oluşturacağına dikkat çekiyor. Öte yandan, bazı yerli firmalar da fiyat avantajını bahane ederek üretimlerini bu bölgeye yönlendiriyor. Uzun vadede Türkiye’nin kaliteli tekstil ve küçük ev aletleri üretimindeki stratejik ortak olma konumunu yitirebileceği uyarısında bulunuluyor. AB’nin en önemli ticari partnerlerinden ve Çin’e karşı dengeleyici tedarik gücü olan ülkemizin bu konumunu koruması için şimdiden önlem alınması gerektiğine dikkat çekiliyor.Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, tekstil sektörünün, artan maliyetler ve finansman zorlukları nedeniyle rekabet avantajını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
SEKTÖR İÇİN ÖNEMLİ RİSK
Engin, “Ana ihracat pazarlarımızda uzak doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki üreticilere karşı güçlü durmakta zorlanıyoruz. Avrupalı müşterilerimizin alternatif tedarikçilere yönelmesi, sektörümüz için ciddi tehdit” dedi. Engin’e göre, AB'nin MENA bölgesinde yeni üretim üssü oluşturma riski, Türkiye’nin Avrupa tekstil tedarik zincirindeki stratejik ortaklık rolünü uzun vadede zayıflatabilir.
GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN GÜNCELLENMESİ ŞART
- Pınar Taşdelen Engin, AB’nin bölgede yeni bir üretim üssü oluşturma politikası netleşmesi durumunda, Türkiye’nin rekabet avantajını kaybedebileceğine dikkat çekti. Engin, olası sorunlara yönelik şu önerilerde bulundu: “Türkiye olarak en kötü senaryoya karşı şimdiden harekete geçmeliyiz. Bu noktada, Türk tekstil sanayisinin güçlenmesi ve üreticilerin Türkiye’de kalmasını teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi kritik önem taşımaktadır. AB’nin tekstil ve konfeksiyon tedarik zincirindeki yönelimleri henüz tam olarak şekillenmemiş olsa da Türkiye olarak bu olasılığa karşı önlemlerimizi şimdiden almalıyız. Avrupa pazarına yönelik uzun vadeli sipariş garantileri, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve sanayi iş birliklerinin artırılması, firmalarımızın Avrupa pazarındaki konumunu sağlamlaştıracaktır.”
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
