Yeni Şafak, 34 yıl önce hayata geçirilen imar affından sonra hükümetin vatandaşla devleti yeniden barıştıracağı ve yeni imar aflarına gerek bırakmayacak imar barışına ilişkin dosyayı açıyor. Vatandaşlar bu çalışmada imar barışı konusunda merak ettikleri sorulara 41 başlıkta cevap bulacak.
Öncelikle 1984 yılından bu yana imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve şu anda inşa halinde olan bütün yapıları kapsayan imar barışı ile kayıt dışı kaldığı için kayba uğrayan Türkiye’nin milli serveti kurtarılacak.
İmar barışından elde edilecek gelirin, deprem kuşağındaki Türkiye’nin afete hazırlık kapsamında kentsel dönüşüm projelerinde kullanılacak olması ayrı bir önem oluşturuyor. Tüm bu detayları eski Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Başmüfettişi Muhittin Abacıoğlu anlattı.
Hükümet, yıllar içerisinde sanayinin ve hizmet sektörünün gelişmesi, kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık sektörünün gerilemesi sonucu şehirlerde ortaya çıkan hızlı kentleşmenin getirdiği çarpık yapılaşmayı giderecek önemli bir adımı hayata geçiriyor. En son 1984 yılında getirilen imar affı ile imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkındaki işlemler düzenlenmişti.
Türkiye’yi 2050’li yıllara taşıyacak yeni imar barışını eski Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Başmüfettişi Muhittin Abacıoğlu ile konuştuk. Abacıoğlu, Yeni Şafak’a hükümetin getirdiği düzenleme ile çarpık yapılaşmanın kaçınılmaz sonucu ortaya çıkan sağlıksız kentleşmelerin imar yönünden dönüşen sorunlar yumağına neşter vurarak önemli bir yarayı kesip attığını söyledi.
Böylesine önemli bir konuda zaman içinde azımsanmayacak sayıda yapının, birçok nedene dayalı olarak kayıt dışı kaldığını ve milli servet kaybına neden olduğunu dile getiren Abacıoğlu, ayrıca bu yapıların fiilen kullanılmasına rağmen her türlü hukuki haktan yoksun bulunduğuna dikkat çekti.
İmara aykırı yapılaşmada sadece vatandaşın suçlanmasının haksızlık olacağını dile getiren Abacıoğlu, “Bunda birçok neden bulmak mümkün” diyerek sıkıntının nedenlerini, hızlı kentleşme, imar planlarının yapılaşmaların gerisinde kalması, yerel yönetimlerin bu alanda teknik olarak yetersizlikleri ve rantsal çabalar şeklinde sıraladı.
Abacıoğlu, 7143 sayılı Torba Yasayla 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 16” ile 31 Aralık 2017 tarihinden önce imara aykırı olarak yapılan yapılarla ilgili getirilen bu düzenlemenin daha önce yapılan imar affı düzenlemelerine göre biraz daha farklılık gösterdiğini kaydetti. Bu kapsamda düzenleme ile imar mevzuatına aykırı yapılan ve istisna tutulan alanlar hariç olmak üzere, tüm yapıların mevcut durumunu kayıt altına alarak muhafaza edilmesinin amaçlandığını söyledi. Yasadan yararlanacak olan yapılara verilecek olan “yapı kayıt belgesi”nin imar yasasında yer alan ve önemli bir özelliği olan “yapı kullanma izin belgesi” gibi bir işleve sahip olacağını da kaydetti.
Abacıoğlu dosyamızın ilk bölümünde imar barışı düzenlemesinin vatandaşlar ve ülke kaynakları açısından ne getirip götüreceğine ilişkin 20 soruyu cevaplarken, vatandaşların yapı kayıt bedelini nasıl hesaplayacağının formülünü de verdi:
İmara aykırı veya mülkiyet sorunu çözülememiş olan, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış olan yapıların kayıt altına alınması için getirilen bir yasal düzenleme olup, bu düzenleme ile istisna tutulan alanlar hariç olmak üzere, imar ve mülkiyet sorunu olan tüm yapılara yasallık kazandırılması amaçlandı.
İmar affı yasası 31.12.2017 tarihine kadar yapılan imara aykırı, ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapılar ile mülkiyet sorunu olan yapıları kapsayacak.
İmara aykırı yapılar için 31.10.2018 tarihine kadar başvuru yapılması gerekiyor.
Başvurular Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yetkilendirdiği kurum veya kuruluşlara yapılacak.
Yapı kayıt belgesi bedelinin 31.12.2018 tarihine kadar yatırılması gerekiyor.
Yapı kayıt belgesi başvuru bedeli konutlar için yüzde 3, ticari kullanımlı yapılar için yüzde 5 olarak uygulanacak.
Bu bedel yapının bulunduğu arsanın emlak vergi değeri ile yapının yapı yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden hesaplanarak konutlar için yüzde 3 oranı, ticari kullanımlı yapılar için ise yüzde 5 oranı esas alınacak.
Yapı kayıt belgesi alan yapının tapudaki cins değişikliği yapılması ve kat mülkiyetine geçilmesi işlemlerinde ayrıca bir bedel ödenecek. Bu bedel yapı kayıt belgesi için başvuru bedelinin 2 katı olarak uygulanacak. Buna göre, konutlar için yüzde 6, ticari yapılar için de 10 uygulanacak.
Bakanlar Kurulu başvuru bedelini iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının niteliğine ve bölgeye göre kademelendirip, başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya yetkili.
Başvuru bedelleri Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi daireleri ile mal saymanlıklarına yatırılacak.
Toplanan başvuru bedellerine ilişkin gelirler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesine ödenek olarak aktarılacak. Bu gelirler bakanlıkça afete hazırlık kapsamında kentsel dönüşüm projelerinin uygulaması amacıyla kullanılacak.
Başvuru koşullarını yerine getiren ve bedeli ödenen imara aykırı yapılara ‘yapı kayıt belgesi’ verilecek.
Yapı kayıt belgesi başvuru koşullarını yerine getiren imara aykırı yapılara verilen ve yapı kullanma izin belgesi gibi işleve sahip olan bir belge görevi görecek.
Yapı kayıt belgesi, yapı kullanma izin belgesi gibi işleve sahip olacak. Bu belgeyi alan yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilecek. Yapı hakkında yıkım kararı verilmişse ya da tahsil edilememiş idari para cezası varsa iptal edilecek.
Evet tapu alınabilecek. Yapı kayıt belgesi alan yapılar için maliklerin tümünün muvafakat etmeleri ve varsa imar planlarında umumi hizmete ayrılan yerlere denk gelen alanların terk edilmesi şartıyla, yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın tapuda bu yapıyla ilgili cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilecek. Satış işlemlerinde bu yapılar için kredi kullanma imkanı olacak. Ancak, cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilmesi riskli alan uygulamasına engel olmayacak. Riskli alanlar bu kapsama girmeyecek.
Böyle bir durumda, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların yasal veya akdi halefleri talep etmeleri halinde bu taşınmazlar, belediyesince rayiç bedel üzerinden kendilerine doğrudan satılacak. Bu satışların bedelleri ilgili belediyesine yatırılacak.
17- Yapı kayıt belgesi başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ile diğer hususlar yapı sahibinin beyanına göre doldurulur.
Kayıt sisteminde beyan esas olmakla birlikte yanlış beyanda bulunulması ve bunun ortaya çıkması durumunda, o yapı için ileride telafisi güç sorunların yaşanması kaçınılmaz olacak.
Böyle bir durum var ise yapının yapıldığı hazineye ait taşınmazlar bakanlığa tahsis edilecek. Yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların yasal veya akdi halefleri talep etmeleri durumunda bu taşınmazların, bakanlık tarafından rayiç bedel üzerinden kendilerine doğrudan satışı yapılacak. Bu satışlardan elde edilen bedeller genel bütçeye gelir kaydedilecek.
Başkasının özel mülkiyetine ait taşınmazına yapılan veya özel mülkiyete konu taşınmaza taşan yapılar bu aftan yararlanamayacak.
YARIN DEVAM EDECEK...