İstanbul'da Ermeni ustasından öğrendiği mücevher ustalığını Bursa'nın Orhangazi ilçesinde 11 metrekarelik atölyesinde sürdüren Erhan Şen, siparişle yaptığı pırlanta takıları Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
Hindistan ve Dubai'den temin ettiği ham pırlantaların işlenme sürecinde mıhlama, cila, sadekar ustalığını tek başına yapan Şen'in özel tasarım pırlanta takıları, hem kuyumcular hem de diğer müşterilerden ilgi görüyor.
İstanbul'da 33 yıl önce mesleğe başlayan 44 yaşındaki Erhan Şen, daha sakin bir yaşam sürmek için geçen yıl memleketi Bursa'nın Orhangazi ilçesine yerleşti. Burada iş yeri açan Şen, 11 metrekarelik atölyesinde mesleğini icra ediyor.
KUYUMCULAR İLE ÖZEL MÜŞTERİLERE ÜRETİM YAPIYOR
Mücevher ustası Erhan Şen yaptığı açıklamada, ham maddeyi Hindistan ve Dubai'den getirttiğini belirtti. İstanbul'dan gelen bazı destekleyici mamullerle bu pırlantaları birleştirerek siparişler doğrultusunda, yüzük, kolye, küpe ve düğün setleri hazırladığını anlatan Şen, pırlantanın takıya dönüşmesini sağlayan mıhlama, cila, sadekar ustalığını tek başına yaptığını vurguladı.
Şen, şimdiye kadar ustalığını yaptığı en pahalı pırlanta takının Nişantaşı'nda bir müşterisi için hazırladığı 175 bin lira değerindeki set olduğunu belirterek kuyumcu müşterilerinin yanı sıra sosyal medya, internet sitesi üzerinden de siparişler aldığını aktardı.
"ERMENİ BİR USTAMIZ VARDI VE ONUN YANINDA ÖĞRENDİK"
Orhangazi'ye ailesine zaman ayırmak ve daha sakin bir yaşam sürmek için geldiğini dile getiren Şen, "Mücevher sanatıyla uğraşanların İstanbul dışına çıkması risktir. Para kazanmak isteyen bu işi yapar. Benim derdim sektörde çok kazanmak değil az kazanmak öz kazanmak." ifadelerini kullandı.
Şen, ilçenin İstanbul'a yakın olmasının ham madde getirmeyi kolaylaştırdığını aktararak şöyle devam etti:
"Burada müşterimizin istediklerini bire bir yapıyoruz. Mağazaya gelen müşteri ayaküstü bir pırlanta alacağına, buraya gelip pırlantayı tanıyor, kendisi seçiyor. Bu mesleği genelde gayrimüslimler yapar. 1985 yılına kadar neredeyse hiç Müslüman mıhlamacı yokmuş. Bizim o senelerde Ermeni bir ustamız vardı ve onun yanında öğrendik. Zamanla bu meslek bizlere geçti."
11 METREKARELİK ATÖLYEDEN TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINA
Takıları müşterilerinin talebine göre şekillendirdiğini, pırlantayı altın ya da gümüşün üzerine mıhladığını anlatan Şen, şunları kaydetti:
"Burası bir atölye. Pırlantanın mutfak kısmı da diyebiliriz buraya. Mağazalarda satılan pırlantaların işlendiği yer burası. Takının boyunu, cilasını yapmak. Üstüne pırlantayı mıhlamak gibi işler burada yapılır. Bu işlemlerinin ardından sertifikasını basarız ve piyasaya sunarız. 42 metrekarelik bir iş yerim var ama bu işleri yaptığım 11 metrekarelik atölyemde yapıyorum. Burada ürettiğim pırlantaları Türkiye'nin dört bir yanındaki kuyumcu ve özel sipariş veren müşterilerime gönderiyorum."